- 584 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Soma ve İnsanlık
Soma ve insanlık
Yılardan 2023 ve günlerden Cumartesi akşamı ben uzanmışım düşünüyorum, yine geleçek ile ilgili beklentilerim var, insanlar üzerine düşünüyorum gene, bir taraftan ıhlamur çayımı yudumluyorum, geçmiş ile ilgili bazı olayları düşünüyorum, kendimle konuşuyor, o günleri değerlendiriyorum. Bazı olaylar gözümün önüne geliyor; 2014 yıllında Somada yaşanan maden faciasını düşünüyorum, galiba öğlen sayısı 300 kişimiydi 400 kişimiydi tam olarak hatırlamıyorum. O zamanlar insanların sosyal medyada baya paylaşım yaptıklarını hatırlıyorum, yardım toplayanlar olmuştu. Baya bir yerde yürüyüş olmuştu, Ha birde ben ve Mustafa diye arkadaşım Soma için, işçi hakları için Bursa da Heykele yürüyüşe gitmiştik.
İnsanlar kendi vicdanlarını rahatlatmak için o anlık tepkiler vermişlerdi her olayda olduğu gibi. Sanki bu olaya çok sahipleniyormuş öğlenler çok umrundaymış gibi o anda işçi sorunlarına kıyıdan köşeden değinecek açıklamalar ve paylaşımlar yapmışlardı. Çeşitli özel sektör firmaları konuşmaları öncesi saygı duruşu yapıyorlar. Bende hatırlıyorum kendimi o zamanlar denetimsizlikten olmuştu bu olay gibi şeyler demiştim, bazı paylaşımlarda bulunmuştum. Bu yaptıklarımı şimdi hiç samimi bulmuyorum.
Şimdilerde bu olayı hatırlayan yok neredeyse, o zamanlarda hatırlıyorumda Medya ne kadar çok haber yapmıştı, gündemi dolduraçak bir olay çıkmıştı, adeta Medya ya bir eğlence çıkmıştı, daha fazla izlenmek için öğlen kişilerin ailelerini gösteriyorlar... Herşey bir iki yıl içinde unutulmuştu neden böyleydi insan oğlu, insan hayatını değersizmi görüyordu, o zamanlardaki başbakan şöyle demişti galiba "Madenlerde ölüm Kader imiş" bu başbakan kendini hep böylemi avutuyordu, gerçi insanların bir çoğuda kötü birşey başlarına geldiklerinde veya mücadele etmesi gereken yerde mücadele etmekten çekindiğinde insan kendi içinde kaçışlar yapar, kendilerini kandırmayı öğrenmişti insan oğlu, bu yapılanlar benliğin kaygıyı hafifletme uraşlarında yaptığı savunma düzenleriydi, gerçekler ağır geldiğinde yapılır bunlar, gerçeklerle yüzleşmeye güçü olmayan insanların yaptığı hareketlerdi bunlar. Gerçeklerle yüzleşmek işin başlangıcıydı gerçeklerle yüzleşirken sert çetin çarpışmalar geçer insanın içinde, gerçeklerle yüzleşilmediğinde o olay hiç çözümlenmez. Somadaki Maden ocaklarındaki faciayla o zaman yüzleşilmemişti. Sert çetin çarpışmalar geçmemişti, dengeler sarsılmamıştı.
Soma da yaşanan maden faciasında öğlenler, bir çok etkenin oluşması sonucu ölmüştü şimdi daha iyi anlıyorum; denetimsizlik, özel sektörün rekabet üstünlüğü mücadelesi ve daha fazla para kazanma hırsı. Ünlü bir sözün ülkemde yanlış alaşılmasının sonucları idi ne idi o söz "Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler". İnsanların üstünlük/ün arayışı/hırslarını göz önüne alınmadan özel teşebüslere işlerin bırakılması, en önemliside çalışanların kendi hakları için örgütlü bir şekilde mücadele edemeyişi. Meslek kuruluşları küçük çıkarlar uğruna olayları görmemezlikten, duymamazlıktan gelmeyi yeğelemeleri, mesleğin içinde olupta mesleklerinin sorunları için birşey yapmıyorlardı -Soma için Bursa yürüyüşünde meslek kuruluşları, üniversiteler, mesleki sivil toplum kuruluşları yoktu, yürüyüşte bir bilinç yoktu- Ülkemde ki insanlar hakların verilmediğini anlayamamıştı, Haklar hep bir mücadele ile alınır ve haklarını korumak için faydalandığı şeyin hakkını savunmasını bilemedi. Bu sürecler bu faciayı meydana getirmişti. Buna benzer facialar sonraki yıllarda da yaşanmıştı, maden faciası daha öncede yaşanmıştı çok benzer bir olaydı 1991 yılında idi, Ankaraya yürüyüşler olmuştu.
İşte böyle geriye dönük bir düşünce içine girdim, bu düşüncelere beni götüren insanların davranışlarını anlamak idi galiba. Bu zamandan şimdiki zamana bende değişmeler olmuştu, ben değişmekten korkmaz olmuştum, ben kendimle ilgileniyordum, ilgimi kendime cevirmiştim, yaşam bana her an ilginç geliyor, bu yüzden yaşamda bulunmak hoşuma gidiyor.
Duran Aydoğmuş
YORUMLAR
Yürüyüşler.
İnsanların tepkilerini dile getirmeleri ne güzel bir olay.
Toplum bilincini oluşturmak,
hak arayışına ortak olmak.
Güzel şeyler bunlar.
Ama,
o yürüyüşler yüzlerde maskeler, ellerde Molotoflarla olmamalı.
Sevmesen de, beğenmesen de, ülkenin başbakanının ölmüş anasına küfür edilmemeli.
Bu kadar hakaret hürriyetini kullandıktan sonra da,
bu ülkede özgürlük yok, diktatörlük var dememeli.
duran.aydogmus
Toplum bilincini oluşturmak,
hak arayışına ortak olmak.
Güzel şeyler bunlar.
Ama,
o yürüyüşler yüzlerde maskeler, ellerde Molotoflarla olmamalı.
Sevmesen de, beğenmesen de, ülkenin başbakanının ölmüş anasına küfür edilmemeli.
Bu dediklerinize kesinlikle katılıyorum.
Ben yürüyüşlerde haklar savunulmalı, toplum bilinci oluşturulmalı. Maske veya kaşkol dolayan gençleri uyarıyorum ben yürüyüşlerde, halkı tedirgin etmeyin diyorum, sloganların o yürüyüşün konusu hakkında etrafa belli bir bilinç getirilmesi için atılması gerektiğini söylüyorum. Yürüyüşlerde topluluğu galyana getirecek sloganların atılmaması gerektiğini düşünüyorum, bazen pasif direnişi destekliyorum. Yüryüşler şenlik havasında geçmeli. Anlık verilen tepkilerle kalmamalı, gerekirse bir konu hakkında bir yıl boyunca her hafta yürüyüş düzenlenmeli.
Mesela Soma gibi bir olayda İş güvenlik uzmanları çalışanları neredeydi, üniversiteler neredeydi, mesleki birlik kuruluşları neredeydi, onların bu yürüyüşü bilinçli bir şekilde yönlendirmesi gerekmez miydi.
Hakaret eden bir başbakan var ülkemizde (çiftçiye ananı al da git) ama yinede kişi davrandığı gibi bir muamele görmemeli, böyle davranmak bir sonuç vermez çünkü.