- 786 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YETER Kİ
Ne çok kelime pelesenk oldu dilime ve bir o kadar da yüreğime. Şimdi de transfer olmakta kalemin ucundan beyaz sayfalara. O beyaz sayfalar ki kar kadar temiz ve asil, yüreğim kadar sıcak. Ve her ne hikmetse kendim gibi belledim karşıma çıkan her bir insanı. Ve kandım, inandım hangi duyguyu telaffuz eder görünse de. Zira aynaya bakmış gibi oluyorum her seferinde ve binlerce kez yanılıyorum akseden görüntünün içimin bir tezahürü olduğu yanılgısına düşerek.
Heyhat… Binlerce kez esefle kınıyorum yaralı kalbimi. Daha ziyade kuşunlar tarafından lime lime edilmiş eleğe dönmüş ve hala atmakta. Hiç sorun değil; her halükarda yine duygular bir bir dile gelmekte zatıâlimce. İnkâr edemem zira korkarım Allah’tan.
Sıkıntı da yok sorun da ama inanılmaz kırgınım. Ne kızgın ne de öfkeli çünkü saygı babında olmalı ahenk ve de tüm öngörüler. Samimi ve yalın ne varsa tacizinde hakkaniyet karşıtlarının.
Sayısız öğreti ile ömrümde ne eğreti yaşadım ne de diken oldum başkalarının hayatına. Olsa olsa kendi dikenim ile yaktım canımı zarar vermemek adına ve ne yazık ki sayısız kaktüsün saldırısı altındayım koca bir ömür. Ve her bir kaktüsü naif bir gül inceliğinde sevip saydım ve bilemedim bu naif görüntünün zihnimin bir oyunu olduğunu.
Asaletin sözcüklerde ve davranışlarda değil ruhta saklı olduğuna inandım diğer yandan. Zira kelimelerle oynayabilirsiniz ve bir o kadar oynayabilirsiniz de usta bir aktör performansı ile. Ve kandırırsınız da benim gibileri.
Hiç de merak etmiyorum diğer yandan kimlerin nasıl bir yanılgı içinde olduğunu. Olsa olsa bir oyun olmalı bu benim müdahil edilmeye çalışıldığım ama asla da tasvip etmediğim. Zira figüran rolüne bürünmek değil niyetim. Olsa olsa kendi hikâyemin başkahramanıyım. Biraz hayalperest, oldukça iyi niyetli ve kimine göre saf. Hikâyem de biraz değişken diğer yandan en az benim kadar ama yine de sabit değişkenler mevcut hayat denklemimde. Her ne kadar bilinmez ben olsam da biliyorum ki; eninde sonunda sonuca ulaşacağım. Zira tüm gayretim yolumdan sapmadan çıkışı bulmak.
Hayır, hayır ne kayboldum ne de kıskacındayım hayatın. Sadece merak ettiğim soruların cevabını bulma niyeti güdüyorum hem de yolumdan sapmadan her ne kadar yolumu değiştirme amacı güdenler olsa da…
Bilmediğim ve tanımadığım onca insan ve bir o kadar mefhum. Ya, umurumda mı hakkımdaki düşünceleri? Netice itibariyle bana dair ne varsa sadece ve sadece benim mesuliyetimde ve de benim himayemde tam da dizginleri benim tutmam gibi. Pek tabii ki öncelikle mesul olduğum yegâne güç içimdeki yaşama sevincinin ve umudumun tek ve bitmek bilmez kaynağı.
Asla da sözde değil ne varsa dile getirdiğim. Tamamen içimin dışa vurumu; hiç olmadığı kadar berrak ve yalın. Kamufle eden sadece üzerimdeki giysi yoksa ne bir zırh var üzerimde ne de aba.
Kaybım da hep bu yüzden olmadı mı diğer yandan? Şeffaf olmak adına hep ama hep kaybettim hem de hayatın hemen hemen her alanında. Ve yine devam ettim yoluma ve bir şekilde doğruldum. Biraz güneş, biraz ışık ve de inanç oldu mu nasıl da dikilir boynu bükük çiçek.
Güç nedir sizce? Olduğundan farklı görünmek adına yalan torbasından çıkan onca yalan eşliğinde bir görüntü mü?
Ya da duygulardan sadece neşe mi vardır kabul gören ve hiç mi değeri yoktur harici duyguların?
Öyle ya, hemen etiketlenirsiniz eğer ki biraz hüzün bulaşmışsa üstünüze başınıza ya da meraklı bakışların hedefi olursunuz eğer ki kapalı bir kutu iseniz. Kimseler tek bir ipucu vermezken nasıl da sıkıştırırlar sizi ters köşeye: Açıl susam açıl…
Ne fark eder ki farklı olmak?
Ya da farklı olmak diye zihinlere yerleşmiş bir ön yargı nasıl bir kazanım getirebilir ki şahsımızın haricindekilere?
Her birimiz öylesine farklıyız ki. Aynı görünen bizler değiliz ki sadece ortak tuttuğumuz amaçlarımız ve peşinde koştuğumuz egolarımız bizi eş değer tutan. Yoksa ne bir araya gelir onca insan ne de kol kanat gerer birbirine.
Ama her şeye ve herkese rağmen tek bir mefhum sayesinde ortak paydada buluşuyoruz: Sevgi ve maneviyat. Haricinde ne varsa ne yazık ki; nefsimizin bir oyunu ve göstergesi.
Tek dileğim, özümüzdeki iyiyi yakalayıp ortaya çıkarmak. Zira inancım şu ki ve pek tabii ki kabul gören; herkes özünde iyidir. Yeter ki menfaat ve yanılgı içinde bulunmasın.
Saygılarımla…
YORUMLAR
Düşündürücü bir çalışma yine.
Yoruma, çok değişik bir pencereden girelim ve becerebildiğimiz ölçüde okuduğumuz yazı ile bağdaştırırız finalde.
Anadolu'nun küçük bir ilçesinin tek lisesinde görev yapan bir kızım var. Edebiyat öğretmenidir kendisi.
Çok gayretli, çalışkan bir insandır.
Sohbetlerimizin hiç değişmeyen önemli bir konusu vardır onunla.
Dürüst, iyi niyetli olmak.
Çokça sitemlerine maruz kalmışımdır bu konuda.
Ta orta okuldan başlayarak, bu gününe kadar geçen zaman zarfında,
dürüst olmanın, iyi niyetli olmanın, insanlara sevgi beslemenin, kendine verdiği zararları sayıp döker,
dert yanar bizlere.
''Bizleri neden bu kadar iyi niyetli, dürüst yetiştirdiniz?
Neden dünyanın üçkağıtçılıklarını, düzenbazlıklarını, hilesini-hurdasını öğretmediniz bizlere?
Aldatılmaktan, kandırılmaktan, itilip kakılmaktan bıktım usandım.
İnsanların elinde bin bir çeşit silah var.
Biz ise silahsızız. Sadece sevgimiz, saygımız ve olaylara müspet yaklaşma,
her şeyde bir hayır vardır mantığı ile hayatımızı idame ettirme alışkanlığımız var.
öyle bir dünya düzeni hüküm sürmektedir ki hayatımızda,
Bizim gibi insanlara yaşama hakkı asla verilmiyor.''
Bu sohbeti, hep boynumuz bükük dinleriz eşimle.
Söyleyecek söz bulamayız.
Bizlerin de aldığımız terbiye bu istikamettedir;
çocuk yetiştirme bilgimiz ancak bu çerçeve ölçülerindedir çünkü.
Hayat, gerçekten zor zanaat.
hayat kolay da, onu paylaştıklarınız zor hale getiriyor.
İşte,
bu yazıyı okuduğumda,
kızım geldi aklıma.
Onun, hayatla yaptığı sevimsiz mücadele geldi.
Bu satırlarda yazılan her şeyi,
onun hayat görüşü ile özdeşleştirdim.
Galiba burada,
iyi kalpli kızımın resmini gördüm.
Ve,
üzüldüm tabi ki...
Keşke her şey güzel olsa da,
bu tür yazılar kaleme almak zorunda kalmasa insanlar.
Gülüm Çamlısoy
Şahsım gibi insanların olması gösteriyor ki; hala ümidi kesmemeli gerek insanlardan gerekse insanlardan.
Aile terbiyem ve içimde taşıdığım iyi niyet , sevgi ve saygı doğrultusunda yaşıyorum ve yaşayacağım da. Aile yapımızın benzer nitelikler taşıması çok sevindirici. Ağaç yaşken eğilir. Ben gerek ailemde gerek dostluklarımda çok şeye önem veririm. Tabii ki herkesin kıstası farklılık taşıyabilir. Annem olsun rahmetli babam olsun, hep yaptığımız işe önem verir ve önümüze bakarız. Eğer ki bir paylaşımda bulunsak başka insanlarla, mezara kadar gider konuştuklarımız. DEDİKODU KELİMESİNİN anlamını yeni yeni öğrendim. Ne yazık ki kimle ne paylaşsam bir şekilde yansımasını görüyorum. Buna üzülmüyorum sadece kendime kızıyorum herkesi kendim gibi bildiğim için.İnsanın özeli ve mahremiyeti SADECE VE SADECE KENDİNİ İLGİLENDİRİR. KİMSENİN ÜSTÜNE VAZİFE DEĞİLDİR BUNU ÖĞRENİP YAYMAK. Bu sadece ve sadece yayan kişnin zafiyeti ve terbiyesizliğidir. İnancım baki ki; ALLAH İÇİMİ BİLİYOR VE HER ŞEYİN BİR BEDELİ VARDIR BU HAYATTA.
Ama bir yandan da seviniyorum... Demek ki gerçek anlamda insanım ve yolundan sapmamışım. Evet, gurur duyuyorum kendimle bir insan olarak. ne hırsım vardır ne de egom. Kendimle barışık bir insanım. Ama hayat tecrübe kazandırıyor insana. Amaçlarının ne olduğunu da çok iyi biliyorum. Ve bakış açım git gide farklı bir boyut kazanıyor.
Hayatta sadece kendimle yarışırım... Konu ne olursa olsun. Özellikle DÜRÜSTLÜK VE SEVGİ KONUSUNDA. AİLEME ÇOK ŞEY BORÇLUYUM VE ONLARLA İNANILMAZ GURUR DUYUYORUM. BABAM 35 YILINI EĞİTİMCİ OLARAK GEÇİRDİ. HER NE KADAR ŞU AN ÖĞRETMENLİK YAPMIYOR OLSAM DA BİLİRİM EĞİTİMİN NE OLDUĞUNU.
SİZE ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM VE TÜM İÇTENLİĞİMLE. ZİRA ASLA NE ABARTILI KONUŞURUM NE DE ROL YAPARIM. MÜKEMMEL EVLATLAR YETİŞTİRMİŞSİNİZ. GEREK EŞİNİZ GEREK SİZ GERÇEKTEN DE TAKDİRE ŞAYAN İNSANLARSINIZ. VE KIZINIZIN YOLU AÇIK OLSUN ZİRA OLDUKÇA DA AÇIK ÇÜNKÜ ANLATTIĞINIZ KADARIYLA PIRIL PIRIL BİR GENÇ.
En içten selam ve saygımla...Sağ olun.
kimse dost değil gönlüme
kimse düsmanda
hepsi gelip geçici
gercek olan O olgunluğa varabilmek.
karsılıksız sevmek sevebilmek
beklentiler bitiriyor hayatlarımızı..
herzaman güven yıkılacak ve yine tekrar kurulcaktir bi öncekinden hasar alsanız bile
bizler inanan varlıklarız.
saf niyetlerimiz suistimal edilecek bilierek veya bilmeyerek
bazen gercekleri görüpte susariz
bazen sustuklarımıza güleriz.
çünkü; kime neyi ne kadar anlatabilir yada anlaştırabiliriz.
-"Dost sandıklarımız gün gelir düşman
Düşmanımız olanlar gün gelir en has dostumuz olur"-
kısa keseyim
düşüncelerimiz benzeştigi içindir severim yazılarınızı..
SaygılarımLa..
Gülüm Çamlısoy
Çok sağ olun, bu güzel ve aydınlatıcı yorum için.
Sonsuz selam ve saygımla...
Esen kalınız.
Bazen hayata umar sız bakmak gerekiyor.dediğiniz gibi ihtiyaç zamanında hiç kimseyi yanınızda bulamazsınız .hani tabiri caizse yoksulun cenazesini 3 kişi kaldırırmışta 4.olmadığı için onuda yalpalıyarak taşırmışlar ,zenginin ise mezarlık almazmış kalabalığı . Yazınız her yönüyle doğru tespitlere dayanıyor .dediğim gibi yarına kimse garanti veremediğine göre mutlu olabilmek için her zaman anlık zaman dilimlerinden başka hiç bir şeye sahip değiliz bunuda kıymetlendirmek için kimsedan icazet almak gibi bir sorunumuz yok...........mutluluklar hep sizinle olsun saygılarımla
Gülüm Çamlısoy
ASLA VE ASLA HİÇ BİR ŞEY VE HİÇ BİR İNSAN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL. VE BUNU ÇOK İYİ ANLADIM ÖZELLİKLE DE DOST BİLDİKLERİMİN NASIL BİR TUTUM SERGİLEDİKLERİNİ GÖRÜNCE.
şimdi anlıyorum ki; gerçek anlamda bir imtihana tabi tutuluyoruz bu dünyada. Ve inanılmaz merak ediyorum, vicdan denen mefhum nerelerde kalmış.
iyi niyetin ve güven duygusunun artık hiç bir anlam taşımadığına adım kadar eminim.
Teşekkür ederim, fazlasıyla uzattım.
Saygılarımla...