- 701 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İtikat Amel İbadet Konusu ve Ekoller-1
Bilmeyenler için açıklamış olalım. Bu yazı bir mezhepten yana veya karşı olma amacıyla düşünülmemiştir.
Amaç, Türk halkının çok dindar görünmesine karşılılık, inanılmaz derecede cahil ve hurafelerle dolu bir itikat-amel dizge şartlarında dini yaşaması halini irdelemektir.
Değerli hocam Yalçın Küçük bunu, çok yerinde bir halkbilimsel veri tespitiyle şu şekilde yazıyor:
"Yarimin dini var, imanı yok !"
Bu şiar halkımız arasında çok yaygındır, eğer bu inanışa kaynak isterseniz o da çok ! Buna benzeyen sayısız türk(ü), mani, hikaye içinde buna benzer mantığın sırıttığı sözleri vs, burada sıralayabiliriz…
Bu nedenle bilgisizliğin, devr-i cahiliyyenden de öte bir zamandaki hale döndürüldüğü günler yaşıyoruz.
Devr-i cahiliyye, elan zamane de alâ-vü valâ münevveraniliktir.
Genel bilgiler vermeye devam edelim.
İnsanımızın dine şekilci bakması, imani bir derinliğinin olmamasını bilgi birikimi anlamındaki yetersizliğine vermek durumundayız. Din olgusu adına, -ahbar ve ruhban- sınıf olarak nitelenen egemenlerin isteğinin de bu yönde olması gerekiyor.
Tutarlıdır, diyebiliyorum...
Öyledir de !...
Kültürün değerlendirmesi ve ölçmeye yönelik tutumu, olumlu ve olumsuz veya birbirine zıt iki ayrı olgunun aynı an ve birlikte yükselemeyeceğini söylemektedir.
Yaşadığımız günlerdeyse ülkemizdeki hal, bu kurala aykırılık arzediyor.
Eğer böyle bir durum ve varlığından söz ediyorsak; sahte ve birbiriyle çelişik olgularla karşı karşıyayız demektir.
İşte biz de bu bilgi yetersizliği ve cehalete yönelik bir iki ara söz edelim, istedik. Maksat, konumuzun daha iyi anlaşılması ve yazı içinde geçecek kavramlara açıklık getirmek olsun.
İslam’da mezhep veya ekol olarak bilinen ameli ve itikadi farklılıklardan söz edebiliyoruz.
Kurucu kişilerin isimlerine ve sonuna yapılan iyelik ekiyle biliniyor.
Hanefi, Şafi, Maliki ve Hanbeli, Maturidi ve Eş’ari gibi…
Bunları yukarıda da belirttiğimiz gibi, itikadi ve ameli ekoller olarak ayırıyoruz.
Bunların birbirlerine olan farklılaşması, dini kaynak ve buna bağlı değerlendirilme yöntemleriyle oluyor.
Kaynakları biliyoruz. Kitap, hadis, kıyas ve icma…
Bu farklılaşma, başat olarak akli ve nakli oluşuyla belirgindir.
Devamında, tahkiki ve taklidi şeklinde bir sınıflamayla, bu ayrışma gerekçelendiriliyor.
Akli ekol/mezhepler ve nakli ekol/mezhepler şeklinde, iki kısma ayırarak yazmamızda hiç bir mahsur görmüyorum.
İnançsal dizgede önemli olan itikadi başlangıç (teorik- nazariyat) oluyor.
Sonra, imani (pratik ve ameli) ve en sonra da, bunlara göre şekillenmiş ve sosyal yapınının da realitesiyle uyumlu olacak bir yorum farkıyla yaşayış…
Bir de sırf aklı esas almakla ya da İslam’da yaşanmış büyük ayrışmalardan beslenmeyi ölçü almış olan ekoller var ki, bunlara ortodoks İslam tarafından "batıl" veya "sapkın "ekoller deniyor.
Bazıları şunlardır.
1-Hariciler,
2-Kaderiyyeciler,
3-Cebriyyeciler(Cehmiyye),
4-Şia (Keysaniyye,Zeydiyye, İmamiyye)
5-Mürcie’dir
Batıl olmayan ve haklarında yukarıda yeteri kadar bilgi verdiğimiz ortodoks yorum ekol/mezhepler, “ehl-i sünnet vel cemaat” dairesi içinde toparlanarak, bu isimle niteleniyor.
Hetorodoksaliteye (sapkın oluşa) yani, bu kurala (ortodoksiye) tabi olmayan diğer tasnif ise, batıniyetle kendini gösteriyor.
Ortodoksalitede (normal kabul edilen) dizge; kitap, sünnet, kıyas ve icma şeklinde dizgelenirken, heterodoksal sınıflamanın dizgesi kitap ve sünneti yoğun bir esinlenmeyle dikkate almakla birlikte, batıniyet ve gizemcilikle anılan değer ve ölçütlerle devreye giriyor.
Bunları huruf, ebcet, cifir vb. gibi kavramlarla yazabiliyorum.
Şimdilik verdiğimiz bu genel bilgileri, yazının gereksiz uzamaması amacıyla, ikinci bölümde daha geniş ele alacağımız din terminolojik kavramlara bırakarak, burada kesiyorum.
Gelecek bölümlerde Maturidiye ve Eş’ariye arasındaki yorumlayış, algılayış ve fikirleştirme (din toplumbilimci teori) farklılıklarını, önerme ve katkılar şeklinde yazarak, ilerletmeye çalışalım.
Buradan da konuyu kendimizce özgün arayan modelleştirme ve - amel, iman, itikat - dizge olarak pratileştirmeyi deneyeceğiz..
06 Nisan 2014
Ahmet Kutlu Ayyüce
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.