Mantalitedeki Fark
Seksenli yıllar ve Tokat’tayız..İlk arabam gri renk Reno TX, daha sonraki yine aynı marka bir Toros.. TX’e kısa bir süre,Toros’a ise uzunca bir süre binmiş ve farklı nedenlerle elden çıkarmışım. Sonrasında epeyce bir süre arabasız kalmış zorluğu ve zahmeti yaşamışım. Alışıldığında fark ediyorsunuz arabanın bir ihtiyaç olduğunu..Olsun da ne olursa olsun marka model fark etmez diyorsunuz.
Çeyrek asır öncesinden bahsediyorum..Öyle yakın dönemin meselesi değil anlatılanlar..Araba edinmek kolay iş değil o yıllarda.
…………………..
Bir kaç tayinden sonra Malatya’da karar kılıyoruz. Şehir dışında bir kurum lojmanındayız. Hafta içi servis var ama hafta sonu ulaşım sorun. Bir araba arayışımız var. O yılların en lüxs aracı Broadway ve Doğan SLX..Şimdiki marka ve modeller pek yaygın değil.. Ayağımızı yerden kessin,işimizi görsün de ne olursa olsun diyoruz ve ikinci el bir araba arıyoruz.
Ali İhsan, efendi kibar bir genç. Yeni yeni tanıyorum..Geçici elemanlarımızdan. Bir süreliğine bizde, diğer zamanlarda dışarıda başka işlerde çalışıyor..Sanayide kaportacı..Kimi zaman boya da yapıyor,üstelik pasta cila da atıyor..
……………………..
Arada bir çay getirdiğinde lafı açıyoruz ve hemen konuya giriyor. Sorun değil şefim sana bir araba buluruz diyor.Tanıdıklar eş dost tamirci arkadaşım ve ustam var diyor.
Temkinli yaklaşıyorum.
Ali İhsan’ın felsefesini de kavramaya çalışıyorum bu arada..Narin ve kibar ama hesabı bir başka..Kimseninkine uymuyor. Kendine özgü bir anlayış..
Kendine ait olan her şey çok kıymetli,başkasınınki ise değersiz gözünde..Aynı ayarda bir mal şahsına aitse değeri diyelim on lira, başkasına aitse en fazla beş lira.. Yani Ali İhsan bir şey alırken kesinlikle sahibine kar ettirmeyen türden..
……………………..
Tamam şefim dedi sana bir araba buldum. Bir fırsatta bakalım..
Nasıl bir şeymiş peki?
Sanayideymiş,araba fısır fısırmış..
Nasıl yani..
Yatmış fazla binilmemiş,ufak bir hasarı varmış o da halledilmiş.
Renk pekiyi..
Vişne..
İyi o zaman Ali İhsan, bir görelim..
Atlıyoruz bir vasıtaya ve varıyoruz sanayiye..
Kaportacıya, ustasının mekanına..
Hani nerde araba Ali İhsan.
Farketmedin mi işte şefim şu kapının önünde duran..
Bak sağını solunu da toparlamışlar,macun da atılmış,yarın şuraya bir serpme boya atılır bir de pasta cila çekildi mi cıncık gibi olur..
…………………….
Şöyle genel anlamda bir inceliyorum arabayı.
Haşat,her tarafı dökülüyor..
Dört lastiğin her biri ayrı marka ve bütünüyle sıfırlanmış..Kabaklaşmış iyice..
Rengi soluk, sağı solu çizik..
Şefim hesaplı diyor. Ucuz olmasının sebebi şey..
Anlaşılan fark etmediğimiz başka şeyler de var işin içinde..
Ney Ali İhsan!.
Aslında fazla bir şeyi yok, şase numarası..
Nedir şase numarası,ne olmuş..
Hasardan dolayı değişmiş..Ruhsatta başka,arabadaki başka..
Sonradan öğreniyorum..Ciddi darbe alır da aracın ön aksamları hepten değişirse meğerse şase numarası yenileniyormuş..
Sağol Ali İhsan..Zahmet ettin.Bizim için buralara kadar yoruldun dönelim tekrar iş yerine..
Gözün tutmadı mı yoksa şefim..
Hala metetmeye devam ediyor arabayı bu arada..
Tamam tamam Ali İhsan dönelim, ilgi ve alakan için teşekkürler..
Anladım bunu beğenmedin araştırır soruştururum sana istediğin türden bir araba bulurum..
Sağolasın varolasın Ali İhsan.
……………….
Anlaşılmıştı, bu iş Ali İhsan’la olmayacaktı. Başka bir yolla halledilmeliydi.
Nitekim öyle de oldu..
Arada bir gelip gidiyoruz arabayla.
İşyerindeyiz bir gün..
Baktım arabanın başında Ali İhsan..
Boyacılık ya esas mesleği...
Arabanın etrafında bir iki turladı sağını solunu inceledi ve tam kırk kusur buldu.
………………….
Olmamış şefim dedi,pahalı almışsın..Bak dedi,çamurluğun ucunda boya var,bir de arka tamponun kenarında çökme var..
Dedim ya Ali İhsan’ın felsefesi farklı..
Sorun değil,o kadar kusur kadı kızında da olur Ali İhsan,sen buna bir pasta cila at ve göze görünür hale getir dedim.
Ne yapayım başka türlü ön alamazdım..
Ali İhsan’ı susturamazdım.
Haşat arabayı öve öve bitiremiyor,aldığımı da yerin dibine batırıyor..
…………………..
Durup dururken nereden girdim bu konuya anlatayım.. Aradan yıllar geçmiş,neredeyse sekiz on yıl.. Yakınlarda telefonum çaldı. Bilindik değil..Açtım yine de..
Şefim hatırladın mı ben Malatya’dan Ali İhsan dedi.
Hiç değişmemiş aynı ses..Tüm sevimliliği üzerinde..
Hatırlamaz olur muyum, nasıl unuturum seni dedim.
…………………….
Kibar ve narin gençti dediğim gibi.
Yıllar sonra bir dostunu arıyor hal hatır ediyordu. Eksik olmasın..
Araba işine hiç girmedik bu arada. Biraz havadan sudan konuştuk.
Mesele kendisiydi..
İşi ve işyeriyle alakalıydı.
Son gelişmeleri anlattı.
Haber iyiydi..
Mutluydu...
Göremesem de yüzü gülüyordu,inanıyorum buna...
Keşke bir de araba mevzusuna girebilmiş olsaydık..
Sorsaydım bir, araba var mı Ali İhsan diye..
Atladık konuyu..Neyse bir başka zaman açarız mevzuyu..
Herhalde mantalitesi değişmemiştir..
Kolay terk edecek türden değil de..
Kemal GÜL
13.05.2014