- 797 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gurbete Sürgün
GURBETE SÜRGÜN
Karacaoğlan’ın aşkı sevda üstüne söylediği sayısız türküsü vardır. Bunların yanı sıra ayrılık,gurbet,sıla hasreti temalarını işleyen türküleri de bir haylidir. Birini dikkatlerinize sunuyorum:
.
“Bir yiğit gurbete gitse
Gör başına neler gelir
Merdin sılayı andıkça
Yaş, gözüne dolar gelir
Bağrıma basarım taşlar
Akıttım gözümden yaşlar
Yavrusun aldıran kuşlar
Yuvasına döner gelir
Kocadım çekemem nazı
Bağrıma dökemem közü
Yârin bana kötü sözü
Kara bağrım deler gelir
Evlerinin önü söğüt
Atalardan kalmış öğüt
Yârinden ayrılan yiğit
Sılasına döner gelir
Yaşa Karac’oğlan yaşa
Ben söylerim coşa coşa
İş düşünce garip başa
Düşünerek gider gelir”
.
Gurbettesiniz. Garipsiniz. Başınızda bir hal var. Ne yaparsınız? Düşünmekten başka. Ona sebep Karacaoğlan “İş düşünce garip başa / Düşünerek gider gelir” diyor.
Aşık Ali İzzet’in de ömrü gurbette geçmiş. Hani “Mühür Gözlüm”ün şairi var ya o muhterem. Gurbete de alışmış. Ağıt,firkat...Alışmayıp de ne yapacak?
.
“Gece gurbet gündüz gurbet yıl gurbet
Gurbet bana ben gurbete alıştım.
Aksam ağıt, sabah ağıt ne hikmet
Firkat bana, ben firgata alıştım...”
.
Ya Koca Veysel? O da gurbetten çok çekti. Öyle ki “Gurbet oldu köyüm benim” diyecek kadar:
.
“İki gözüm görmez benim
Kimse halim sormaz benim
Beş gün evde durmaz benim
Gurbet oldu köyüm benim”
.
Gelelim Muhlis Akarsu’ya. Muhlis Akarsu da gurbet acısını iliklerinde hissetmiş bir ozan. Gurbete gidişini yokluğa,yoksulluğa bağlıyor Akarsu:
.
“Yokluk beni mecbur etti
Gurbeti ben mi yarattım
Gençliğimi aldı gitti
Gurbeti ben mi yarattım
Ne mektup ne haber aldım
Yurdumdan yuvamdan oldum
Her şeyime hasret kaldım
Gurbeti ben mi yarattım
Akşam olur gölge basar
Umuduma yeller eser
Yokluk imkanımı keser
Gurbeti ben mi yarattım
Akarsu sılayı anma
Bu ayrılık geçti sanma
Çaresizdim geldim amma
Gurbeti ben mi yarattım”
.
Sözü daha fazla uzatıp sabrınızı taşırmayayım. Gurbeti yaşayan bilir. Bilir de bunu dile getiremez. İçine atar. Ozanlardır ki bizim duygularımızın tercümanıdırlar. Bizim duyup diyemediklerimizi tele dökerler. Türkü türkü çalar söyler ozanlar. Boşuna dememiş eskiler “At ayağı külük,ozan dili çevik olur.” diye. İyi ki ozanlar var, iyi ki yazanlar var.
Onlar olmasa halimiz nice olurdu... Kör,sağır,dilsiz yaşar giderdik. İçimize ata ata kendimizi yer bitirirdik.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.