- 674 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
BÜYÜK BELİRSİZ VE KÖTÜ
Türkiye’de kötü, bed ve şer bileşimi bir "büyük" var..
Çok büyük.. çok kallavi.. çok heyyula ölçütlerde bir "büyük" ama !...
Çoklu boyutladır.. "büyük" bir ihanet boyutu, çok "büyük" bir yağma boyutu, çok "büyük" bir çürütme boyutlu oluşu başlıca bileşenleri olarak sayılabilir.
Büyük, görünmez veya gösterilmez bir içeriklidir...
Çok büyüktür, ama görünmüyor, gösterilemiyor!...
Çok tuhaftır, görülmemekle ve görülmek istememekle, gösterilmemesinin çok mahir bağlantıları var.
Sapmalar var, tuhaflıklar da !...
Yerine oturmamışlıklar, sürekli kirletilemeye dayalı silinmez lekeler ve bıraktığı garip izleri var; takip edilesidir...
Onca sapmaya, onca aykırılığa ve onca belirginliğe rağmen açıklanamamazlıkla malüllük hali vardır !
Bir yerden sonra fasitleşiyor.. takip edilmiyor mu yoksa edilemiyor mu anlatma ve açıklama zorluğu duyuluyor !
Anlatma ve açıklanamama arasında dolaşan bir fasitlik diyebiliyorum...
Göz, his, kâlp gözü, akıl falan filan ile görmeye veya göstermeye de kafi gelmiyor...
Görmeyi soyut veya somut ya da mecazi veya gerçel nasıl niteleyip, yine nasıl bir yöntemle bakarsak bakalım, toplumsal olarak ortak bir tamgörüyle idrak edemiyoruz.
Bu büyük "şer" ya da "şirret"liği görebilmek için, şimdiye kadar denenmemiş bir üsul ile bakmak gerekiyor.
Bu kat’iyetledir !
Devrimci görü mü, akli görü mü, bütünsel görü mü şeklinde nitelenmeli bilemiyorum.
Bildiğim Batı dillerinden Türkçemize geçmiş olan, makro veya optimum kavramları karşılıklı bir son veya tam görme ötesi "görü" türü aradığımızdır !
Belki de bütün bunlardan mamül bir eklektizmle mümkün bir görü türü denilmelidir...
Bu "büyük" kötü, bilinçli olarak bir yerler veya birilerince kırılmış ve parçalara ayrılmıştır.
Algı kırık başlatılırsa; düşnsel digeli görme de net olmuyor, bütünsel de olamıyor...
Mecaz bir puzzle ya da reel bir akıl küpü oyuncağı gibi bir çözümü var.
Yorucu, bezdirici ve kronik bir asab bozuculuğu vardır !
El aman deyip bırakıyorsunuz; ama bırakmamalısınız..
Bölümsel, tahayyüli, göreceli-görüntülü olarak görülebiliyor veya...
Parçalara ayırma usülü bile farklıdır.. daha evvel başka bir yerde, bu neviden "tam" bir model dizgeyle denenmemiş..
ilk Türkiye’de deneniyor.
Deneme yanılma, kafa-köz kırar kıra yöntemsizliğiyle deneniyor.. zararı ve ziyanı umursanmadan yapılıyor; yapanların "büyük" kötülüğe bağlı ve kötülenene bağsız olmaları, oraya ait olmayışlarıyla belirgindir.
Büyük ve kötü olan; kesinlikle toplumsalı iflah etmez bir günahın urudur..
Metastaz yaşayarak, yaparak her şeyi metalaştırıyor.. piyasa yapıyor, kan kırımı veya kırgınıyla kansızlaştırıyor.
Kanlı birey, kansız toplum...
Fizyolojik olarak hücrelerin birbirini yemesi gibidir.
Toplumsal hücreleri oluşturanları nelerse, ona benzer bir izafiyetle; aynı durum orada da sefasını sürüyor...
Devam edecek
Ahmet Kutlu Ayyüce
19 Mayıs 2014: 21:30
YORUMLAR
"...Devamla, ve burada sözleri anlamlı yapan senkronizasyon'dur; madenciler, artık millet olmadığımız için yandılar, geziciler, hem bunun için yürüdüler ve hem de olmayan millet'ten temsiller verdiler.
Ben o temsilleri sevdim, belki "Türkleşmek" düşüncesini oradan aldım, bilemiyorum.
Ve artık "millet" olmadığı için yanan canlılarımız var.
Zor’un ateşinde yanıyorlar, bir gün mutlaka yakacaklar.
Yakındır..."
"Göz, his, kâlpgözü falan filan ile görmeyi veya göstermeye kafi gelmiyor...
Görmeyi soyut veya somut ya da mecazi ve gerçel nasıl bir yöntemle bakarsak bakalım, toplumsal olarak ortak bir tamgörüyle idrak edemiyoruz."
Tespitler tam isabet.
Bunlar sadece baslangic .
Goz,his,kalpgozu falan filan anlasilmaya baslandi. Kafi degil.
Bu gorus kabiliyetleri okyanusta bir damla sadece. Dahasi var .
Gelecegin para birimi "beyin" olacagina gore .
idrakta sorun devam edecektir..
toplumun bilincini yon verenlerle
Cok tesekkur .
Saygiyla,
*
Göktürkmen
Düşünceler lira, duygular kuruş.. şeker ve tuz gibi, biri sevinç; diğeri "hiç"...
Dizgede idrak ( yani algı) evveli nedir ? İşte sorun o evveli ile idrâk arasında bir boyutadır.. boyut malum; uzamdır !
Esenlikle..
YAŞAYANKELİME
Ruh bunun neresinde demeye bir kala
Beyinlere yatirim yapilirken
Diger tarafta beyinler katledilecek
Derin bir konu Ayyuce hocam.
Iyi ki varsiniz.
Seckin kaleminize tesekkurler.
Saygiyla .
Ne demeli?
Yazınızı okuyunca,
Türkçemden şüphelenmeye başladım.
Ne enteresan kelimeler onar.
Benim anamdan, babamdan, okulumdan öğrendiğim dil ile,
sizin yazınızı sunduğunuz dil arasında çok fark var.
Dil konuda bazı sıkıntılarım vardı zaten ama,
şu anda iyice şaşırmış vaziyetteyim.
Göktürkmen
Her türlü katkıyı önemsiyorum. Büün hep olumluluktan mülhem bir müstahkem değildir !
Muhemeli de var...
Muhtemel bir dil ve yazım bakışlı; yapılmış bir eleştiridir.
Esenlikle..