- 969 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇIĞLIKLARI DUYULMADI
Bir hayatın varsa onu korumalısın, insanlar kendi yapamadıkları şeyleri seninde yapamayacağını söylemek isterler. Eğer bir şey istiyorsan onu elde etmelisin. Yaşamda kalmak ve korkulardan uzak olmak için.’
Bu gece bir girdapta burkulu yaşıyordu gönlüm ve yüreğim fırtınaların sesini dinliyordu. Ben hüzün dolu kalplerin sesini duymaya çalışırken, ben benimle çatışırken, ben kendime kızıyordum. Çaresizlikten içim içime dar geliyordu, içimin çaresizliğini, kırgınlığını sarmak için gecenin yalnızlığını yeğliyordum. Dehşetle yüz yüzeydim korkuları ardıma alıp, yüzümü umutlara çevirmeliyken bir çıkmazın içinde karanlığı yaşıyordum ve ilk kez o karanlıktan korkuyordum fakat hayatta korkuya yer yoktur. Yaralı kalplerin, yaşamlarını yitirmiş bedenlerin, yaşam sevinçlerini ve hayata dair tüm umutlarını kaybetmiş yüreklerin seslerini duyurmak için kollarım açık olarak umudu kucaklama zamanıydı. Yüreğinizin büyüklüğü kadar yardım etmek ve insan olabilmenin erdemini yüreğinizde yaşama zamanıydı...
Kaybolmuş bedenlere yüreğimdeki çığlık uzaklara ses olmak ister gibi, hüzünlü, buruk, sessiz. Her yeni doğan güneşe gülümseyerek uyanmak, günün başka tadına kavuşmak, umudu, mutluluğu, huzuru yeniden yeniden yaşamak isterken, derin uykularda kâbusların görüldüğü ve bir sabaha daha uyanamayan yürekleri, sevgiyle atan kalplerin çığlık çığlığa sessizlikte yok oluşlarına uyanır oldum her sabah ve bu korkunun, bu çaresizliğin koyu deminde kaybolur oldum. Yeni bir yılın daha 5’inci ayındayız ve 74 kadın cinayeti işlenmiş, her sabaha kadın cinayetleri, kadına şiddet ve tecavüz haberleri ile uyanır oldum. Ne oldu sevgiyle atan yüreklere? Neden bunca öfke ve cinayet? Nasıl bir dünyada yaşar olduk? Bambaşka hallere bürünür olmuş duygular. Bir zamanlar uğruna ölürüm sandığın kişiler kendi elleriyle seni öldürür olmuş, başka bir şeye dönüşür olmuşlar. Sevgiyle dokunan eller, keskin, kesici, acıtıcı, kan döken ve kan kokan olmuş. İçimizde sevgi tohumları yerine, içimize ekilen, öfke, şiddet ve ölüm olmuş meğerse...
Söyleyecek, susulmuş söylenmemiş çok şeyim var bu konuda. Hayatı bir karanlıkta el yordamıyla tanımaya çalışmaktan belki de bu yüzden her sabaha acıyla uyanmanın nedeni. Sanki yüzlerce kez yapıştırılmış yorgun hayatların birbirine benzeyen günler içindeki sıradan, birbirine benzeyen hayat izlerinden bahseder gibi bahsediyor haber spikerleri sadece bir kaç saniye sürüyor haberin anlatımı. Sizler gözlerinizi ve yüreğinizi kaybolmuş bedenlere kapatırsanız eğer bu acılar bitmeyecek, kapınızı kapattığınızda acıların bitmediği dünya çoğu zaman o kapının ardında ki korunaklı hayat bile size mutlu olmaya yetmeyecek; çünkü sağırlaşmış kulaklarınız, taşlaşmış kalpleriniz bir gün sizin sevdiklerinizin yüreğine kor ateşi bırakabilir. Herkes bir başkasının hayatına seyirci, kendi ömrüne misafir durmuşken.
Korkuyorum!
Buz tutmuş yüreklerden
Karanlık gecelerden
Karanlık gelecekten,
Bize ne yaptıklarını biz görmeyelim İsteyenlerden korkuyorum,
Cehaletin ve şiddetin siyahından korkuyorum.
Nasıl sokak ortasında vurabilirler bir kadını?
Nasıl boğazını kesebilirler?
Nasıl duvara kafasını vura vura parçalayabilirler?
Nasıl namus ve töre cinayetine kurban gidebilirler?
Nasıl tecavüze uğrayabilirler?
Her zaman ki gibi dövdüm bu sefer öldü diyebilirler.
Korkuyorum!
Bir gün karanlık bir daha hiç kaybolmamak üzere gelecek diye.
Korkuyorum!
Biz kadınları hiç sevmedik, karanlık zihniyetler kendi kadınlarını yarattılar, sessizlikte kaybolan, gün ışığına çıkamayan, yalnızca itaat eden ve kaybolmuş kadınlar...
Konuşmuyorlar
Konuşamıyorlar
Konuşturulmuyorlar
Unutmayın değer vermek kendinizle başlar, o zaman ruhunuzu güçlendirin, zorluklara ve engellere karşı. Değerli bir benliğiniz, değerli bir hayatınız olsun.
Sessiz gecede, zemheri karanlıklarda kaybolan bedenler çığlıklarını duyuramadılar. Bir çığlık da siz olmayın.
Umudu ve sevgiyi yüreğinizde taşıyın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.