KARS'TA HİÇ MÜSLÜMAN KALMAMIŞ MI !
KARS’TA HİÇ MÜSLÜMAN KALMAMIŞ MI !
Kars’ta şiddetli ve iri dolu yağışı
Kars kent merkezinde etkili olan ceviz büyüklüğündeki dolu günlük hayatı olumsuz etkiledi.
19 Mayıs 2008 16:33
(İHA)
**************************************************************************
Yukarıdaki haber bize yıllar önceden başka bir olayı hatırlattı. İzninizle sizlerle paylaşmak istiyorum. Ve diyorum ki ‘’ister inanın ister inanmayın’’türünden bir olay. Ben denemedikçe ne inanabildim ne de reddettim.
Deneyip yaşadıktan sonra da ne zaman ihtiyaç duyduysam yeniden yeniden söylenileni yaptım. Her seferinde de sonuç alındığını gördüm. Birçok yakınıma öğrettim.
Bir tanesinin bile ben de denedim dediğini duymadım. Ya bana inanmadılar ya da kendilerine güvenip denemediler. Hâlbuki denemeyi başkalarının yanında yapmak zorunda değiller ki, başarısızlık karşısında mahcup olsunlar. Bir siz bileceksiniz bir de Allah.
İnsanlar bilime karşı ne kadar meraksız?
İmanlar ne kadar zayıflamış, meğer.
Eğer başarılı olursanız kazanç çok yönlü. Yüksek derecede faydalı olacaksınız. Üstelik imanınızda da yakininiz artacaktır.
Olay ve bilgi şöyle:
Bin dokuz yüz yetmişli yıllardı. Yetmiş dört olabilir. Öğretmenlik yaptığım köyde bir Allah dostuyla tanışmıştım. Hemen her konuda Kuran’ı Kerimimden bir açıklama ile beni içinde bulunduğum halden çıkarırdı.
Akşehir’e kaynanamı ziyarete gitmiştim. Mayıs ayının ortalarıydı sanırım. Fidanları dikmişler ama tam da tutup gelişme çağında dolu vurmuştu. Meyveler tamamen kaybedilmiş, bahçeleri ise yeniden ekiyorlar. Bütün şehir keder halindeydi. Tam bir yas hali.
Biz de etkilendik. Teselliden ve kadere tevekkülden başka bir yol yoktu. Gezimiz üzüntü içinde bitti.
Çavuşçugöl kasabasına döndük. Hoca efendiyle ilk buluşmamızda, hal hatır sordular. Kaynanamdan bahis açılınca durumu anlattım.
-Her şeyleri gitmiş. Dolu Akşehir’i mahvetmiş efendim, dedim.
O zamanlar yirmili yaşlarımdaydım. Herşeyi sorguladığım yaşlar yani.
Üzüldüler.’’Akşehir’de hiç müslüman kalmamış mı?’’Buyurdular.
Uzun bir sessizlik yaşadık.
Sorunun birçok manaya geldiği apaçıktı. Ben hangi anlamda diye düşünmekten durgunlaştım. Açıklık getirmesi gerektiğini fark etmiş olmalı ki;
İçlerinden biri yönünü kıbleye dönerek; ellerini namazdaki gibi bağlamış halde yüksek sesle ezan okusaydı o felaketi önlerdi, dediler.
Hayretten gözlerim parlamış olarak yüzüne baktım. Açıklamasına devam ettiler.
-Eğer çok şiddetli ise ikinci veya üçüncü ezanda, şiddet hat safhada değilse ilk ezan bitmeden o dolu rahmete dönüşürdü, buyurdular.
Aklıma tembih ettim. Mutlaka denemeliydim. Üstelik denemesi kolay olmayan bilgilere de mesnet oluşturacak ve anında netice alınacak bir yöntemdi.
İlk dolu yağışında denedim.
Sonuç doğruydu.
İlk ezan bitmeden gazap rahmete dönüşmüştü.
Ama beşeri aklım, bu bir tesadüf dedi.
Öyleyse yeniden denerim.
Başka zamanlarda onlarca kere denedim.
Hep sonuç aldım. Birkaç şiddetli olay dışında tamamı da ilk ezan bitmeden rahmete dönüştü. Ezanı birkaç kere okumakta zahmet değildir aslında.
Hocam rahmetli kendine güvenemeyen veya okuyup ta sonuç alamayan, bir çocuğa okutsun, demişti. Bu bilgiye hiçbir kitapta rastlamadım. Ancak kendi kitabıma yazacak ve bizden sonraki uyanık müminlere bırakacağım inşaallah.
Şimdi Allah’ın izniyle, bu bilgimi hep kullanırım. Bulunduğum yerlerde ben uyanıkken dolu vurmasına Allahın izniyle engel olurum.
Burada müslüman var, derim. Ve Allah’ıma şükrederim. Allah’ın gadabından lutfüne sığınırım. Umarım inanıp deneyenler çıkar aranızdan. Kaybedecek bir şey yok. Bir çömlek yoğurt bile boşa gitmeyecek. Bu tecrübemi, yıllar sonra Alanya’nın yaylalarından sebze yetiştirip satmaya gelen kadınlarına laf lafı açtığında söyledim.
-Uyanık ol, mahsulü doluya kırdırtma dedim…
-Biz Allahın izniyle asla dolu yağmasına izin vermeyiz, ancak ezan okuyarak değil, dedi.
Yüzüne hayret içinde baktığımı görünce, hikmetini ben sormadan söyledi.
-Biz o işi şahadet getirerek yaparız, dedi.
Alanya/19.05.2008
YORUMLAR
sayın laledevri;
Allah'ın selamı üzerinize ve bütün insanlığa özellikle de müminler üzerine olsun.
Açıklamanız için teşekkürler.
Sizden ricam yazının özüne eğilmeniz ve verilen bilgiyi yeri geldiğinde allah için kullanmanız.Rabbin gazabından rahmetine sığınarak ülkemiz insanına hizmette bulunmanız.İnançlı biri olduğunuza göre mutlaka sizin de katkınız olacaktır.
Yeterince deneyim kazandığınızda bu bilgiyi kendi uslubunuzla müslümanlara öğretmenizdir.Böyle o kadar kaybedilmiş bilgi var ki bilseniz insanımıza acırdınız.Ve bazılarını gün ışığına çıkarmak için çabalardınız.Dua müminin silahıdır diyen Resulün sünnetine katkıda bulunurdunuz.Dualarınız olmasaydı ne işe yarardınız diyen Allah kelamının yaygınlaşmasına katkıda bulunurdunuz.Bundan adım gibi eminim.
Selavat getirmenin bugün yaşayanlar için olduğunu bilseydik keşke.
Saygı ve sevgilerimi sunarım.
Allah dostları değil bir şehri bir insanı bile dinsizlikle suçlamaz.O deyiş bir söz söyleme sanatıdır.Akşehirde müslüman kalmamış mı diye çarpıcı ifade kullanan kişi bir büyük veli kuldu.Ben şehadet ederim ki zamanın kutbuydu.On sekiz yıl kendisinden ders aldım.Yüzlerce kere manevi testten geçirdim.Akıllara durgunluk veren hallerini müşahade ettim.Allah sana bana şefaatini ulaştırır inşaallah.
O başlık yazının okunmasına katkıda bulunan bir başlıktır ve mecaz olduğu hemen ünlemle belirtilmiştir.
Selam ve sağlıkla kalın.
Sayın hocamı kutlarım.Ve sayın lale devri kardeşimede bir hadis-i şerifi hatırlatırım.Sevgili peygamberimiz,Bir hadisinde bir zaman gelecek ki bir mescit de bin kişi namaz ikame edecek fakat bir kişisi bile müslüman olmayacak demiş.Ve oradakiler şaşırmışlar.Bu hadisi araştırmanızı öneririm.Acaba neden demiş?hADİS SAĞLAM KAYNAKTAN VERİLİYOR.MUHTEREM HOCAM KALEMİN DAİM,YÜREĞİN KAİM OLSUN.SEVGİMLE...
dikkat ederseniz benim yorumumda da her şeyin dua üzerine olduğu yazıyor.
önce hikaye olarak bir anınızı yazmış ve müslüman kalmadı diye akşehirin başına gelen müsibetten bahsetmişsiniz.
ve başlık öyle bir çarpıyor ki göze Kars lı değilim ama Türkiye de her hangi bir şehre yapılan kötü söz karşısında susamam.hepimiz müslamanız elhamdülillah
son söylediğim de hala ısrarlıyım.
başlık daha yumuşak ve yazının içeriğini anlatılmak istenilenin ne olduğunu anlatacak nitelikte olmalı.
sert olabilir ama bu ülkem sınırına dahil bir ile bu şekilde yakıştırma yapılarak olmaz.
ben yazıyı okumadım başılığa göre değerlendirdim diyorsanız yanılıyorsunuz.
basınıza gelen bir olayı''şiddetli dolu'' dua ederek yağmura dönüştürülebildiğinize ve bunu yine genç öğr... zamanınızda akşehirde bir başkası tarafından denenerek aynı sonuca rahmete ulaşıldığına bizzat şahirt olduğunuz.
ama uslübunuz va yazım tarzınız ve yine yine başlık yazınızın itici ve yargılayıcı olmasına sebep olmustur.
en azından öykü kısmında ki müslüman kalmamış mı sözünü değiştirmeniz bence daha uygundaur başlık dahil tabii.
siz bilirsiniz yine de madem yanlış anladım benden baska yanlış anlayanda mutlaka çıkacaktır.
hayırlı geceler hacı amca bey
yazının başlığı müslüman bir ülkenin müslüman şehrine yapılım resmen bir hakarettir.
sanırım hacı vasfınız hacca gitmenizden şayet öyleyse müslüman bir şehre böyle bir saygısılık yapmanın ne kadar günah olduğunu biliyorsunuzdur.
iman ın kimde olduğu bilinmez hacı bey.
tedbiri al da takdiri Allah a bırak.
hiç mi ezan okunmuyor kars da.
bu nasıl bir yazıdır.müslüman değilsiniz demek için vahiy mi geldi Hakk dan.
yer gök elbet dua üzerinedir.
ama başlık bile bir şehrin binlerce sakini için demeye dilim varmıyor ama kafir benzetmesi yapılmış .
müslüman olmayan ülkeleri düşündüm de.vay anasını
umarım yazınızı düzeltir.başlığı değiştirir ve bunlar olmadan bir karslıya denk gelmezsiniz.
yaşamda en güzel şey anılarımızı canlı tutup başkasına da seslenebilmek sanırm hocam ya şiir ya da yazı ile... başkası için de bir şeyler yapabiliyor olmak ne saadet vericidir,bir de kendi üzerime alınıp bu nasihatleri nasihat edilen taraf olarak faydalanmaya çalışmak da çok güzel bir duygu mutluluk verici...yüreğinize sağlık hocam. Allah razı olsun.