- 498 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Onlardan
"Üretim bandlarında arıza meydanageldiğinde, bandları durdurmadan tamir edin diyorlar. Hatta bir arkadaşın kolu koptu bu bandların makaralarında. Tazminatını da vermediler, arkadaş halâ uğraşıyor mahkemelerde. Bunları söylediğim için işten çıkışımı verecekler büyük ihtimal. Olsun ben ekmeğimi her yerden bulurum.
Ben kazanın olduğu ocakda çalışıyorum. Mekanikciyim. Normalde ocaklarda mazotlu araçların çalıştırılması yasak. Fakat bu ocakda kepçeler çalışıyor. Ocağın pis havası yetmiyor, bir de egzoz soluyoruz. Enerji bakanı geldi geçenlerde ve kepçeleri değilse de kepçelerin izlerini mutlaka görmüştür. Denetimli ocak diyorlar, denetim filan yok. Denetim olacağı zaman, önceden haber veriliyor. Yukarıda bir alanı temizliyorlar, bal dök yala. Denetciler zaten aşağıya inmiyor. Mangal yapıp geri dönüyorlar. Darkale vardır bir maden ocağı, burası kapatıldı. Kadın bir denetci gelmiş tek başına yapmış denetimini kapattırmış ocağı. Ondan önce gelen erkek denetcilerden daha erkek çıktı.
Sendika, işverene hizmet ediyor. Biz oy kullanmaya gittik, elimize birer zarf verdiler bunu atın sandıklara dediler. Başbakanımızı bile kendimiz seçiyoruz, ama sendikacımızı seçemiyoruz. İşe girerken sözleşme imzalıyoruz, sayfalar dolusu şey yazılı okumadan imzalıyoruz. Çoğumuz ilk okul mezunuyuz tamam. Ancak, ne imzaladığımızı bilmek istiyoruz. Bizi her yerde horluyorlar. Madenciyiz diye bize ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyorlar. Oysa biz de biliyoruz kapitalizmi, sosyalizmi, sömürünün ne demek olduğunu ve sendikalı mücadelenin önemini.
Kurtulanlarımız kurtulduğuna sevinemiyor. Cesetlerin üzerine basarak dışarı çıkmış bir arkadaş. Maskeler oksijen filan sağlamıyor yalan. Kaçamak odalarımız da yok. Bizi ziyaret edecek olanlardan da ricamız, lütfen koruma ordularıyla basınla gelmesinler. Sıcak bir yaklaşıma ihtiyacımız var bu sıra bizim sadece. Özlük haklarımız, çalışma koşullarımız hakkında kimsenin bir şey bildiği yok. Madenciliği bilmeyenler konuşmasın bu konuda."
Yukarıda tırnak içine aldığım cümleler madencilere ait. Yorumsuz aktardım. Tabi tırnak işareti koymayı başarabildimse. Gerçi yaşamı tırnak içine aldık ya bu günlerde.
Az önce kazanın gerçekleştiği maden ocağının sahibi ve ocakdaki diğer üst düzey personelin basın toplantısını izledim. Daha iki yıl kadar önce, katıldığı bir televizyon programında aynı ocağın aynı sahibi yaşam odaları yaptıklarını, bu odalarda madencilerin bir kaza anında güven içerisinde günlerce kalabileceklerini söylüyordu. Eğer kendi kulaklarımla duymasaydım inanamazdım. Kazanın trafo patlamasından dolayı gerçekleşmediğini de öğrendik. Oysa günlerdir, bu kazanın nedeninin trafo patlaması olduğunu sandık. En üst düzey yöneticilerimiz bize böyle söylemişti çünkü. Aslında bu üst düzey yöneticilerimiz bölümünü de tırnaak içine almalıydım değil mi? Bizi tekmelemek, tutup itip kakmak, bir de yüzüme yuh çek bakalım demek için varlar nasılsa. Denetciler denetlememek için, yöneticiler yönetmemek için varlar. Eee unutuyor insan. Neleri unutmadık ki? Yüzyıllar önce meydanagelen kazaları unuttuk da, başbakanımız sağolsun hatırlattı yeniden bize. On güne unuturuz Soma ve Soma’lıyı. Sonra Somali’yi ramazan aylarında anımsadığımız gibi, Soma ve soma’lıyı da kazanın yıl dönümlerinde anmaya başlarız.
Soma ve Soma’daki maden ocaklarına ilişkin meclis önergesini ve bu önergenin görüşüldüğü genel kurul tutanaklarını okudum. Hani başbakanımız ve bazı başkalarının içinde Soma’dan başka her şey var dedikleri. Tutanakda Soma da var, Soma’da meydanagelen maden kazaları da. Hem henüz kaza veya ihmal oluşmamışken bunu engellemek adına birilerinin önerge vermesi faaliyete geçmesi niye garipseniyor? Biz hep önce birileri mi ölmeli demiyor muyuz? Ama hayır. Artık devir o devir ki, olup bitenlere suskun kalmayanların alayı provakatör. Bu provakatörlerin ağız ve kulaklarını derhal kapatmaları gerekir elbette. Bindirildiği sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkaranlar ile hiszmetinde olduğunu iddia ettiği vatandaşı çizmesinin altına alanlar yer değiştirmeli artık. Yazıklar olsun demek isterdim olanlara ama, yazıklar olsun cümlesi utancından ortalarda görünmüyor. En azından onda kalmış biraz da olsa utanma duygusu demek. Enerji bakanı son açıklamasında bir tek şeyi doğru söyledi. İçeride son kalan madenciler ile birlikte ölü sayımız 302, yaralı sayımız 77000000 ifadesini kullandı. Belki de yapılan en doğru açıklama da buydu...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.