Atukus Kuyrukus
İşletmeden çıktık,çalılıkların arasından geçtik,tel örgüden atlayarak ağaçlıklı dar bir yola saptık..Konuşarak ilerliyoruz. Her zamanki gibi İlerde sütçü teyzeye uğrayarak haftalık ihtiyacımızı karşılayacağız. Biraz süt,biraz peynir alacağız.Tercihimiz Jersey’den yana..Teyze Jersey besliyor,sütü az ama yağlı diyor..Vali bey bile bizden alıyor diyor. Gerçekten de doğru manda sütü kadar olmasa da kıvamlı mı kıvamlı, yağlı mı yağlı Jersey’in sütü..Ufacık tefecik bir hayvan ama sevimli mi sevimli..Hatta bir özelliği varki pek bilinmez..Gözleri..Gözleri ceylandan farksız. En az onunki kadar güzel..
İşte sütçü teyzemizden hem haftalık sütümüzü alıyoruz,hem de elleriyle binbir zahmet ve emekle mayalayıp yaptığı peynirimizi..
……………………..
Havadan sudan konuşarak yol alıyoruz. Bir anda nereden nasıl fark etti anlamak zor ama işte aradığım ot, Humulus lupulus bu dedi ve hemen yöneldi çalılıkların arasına doğru Muhittin bey..Ağaca sarılmış,boylanmış serpilmiş kol atmıştı bu sevimli ot..Yemyeşil taptazeydi.. Pek anlaşılır değildi,farklı bir dildi kullanılan.. Bir mana verememiş ne olduğunu anlayamamıştım ilk anda. Ancak biraz sonra bir çağrışım yapmıştı. Kastettiği şerbetçi otuydu. Çoğumuzun adını bilip kendisini görmediği şerbetçi otu. Önemli bir bitkiydi yani öyle sıradan bir şey değildi..İlginçti öyle her yerde rastlanılacak bir şey değildi ama işte hemen yanıbaşımızdaydı.
………………………
Burda konu şerbetçiotu değil elbet. Konu Muhittin bey..O anlatılacak bu yazıda. Bir çok özelliği arasında bu da var. Latince tutkusu..
Bölümünü birincilikle fakülteyi dereceyle bitirmiş bir arkadaşımızdı ve hafızasına hayran kalmamak mümkün değildi. Her nedense; çevremdeki ağaçların, ekinin otun,böceğin çiçeğin adları aklıma gelmiyor hep Latincelerini hatırlıyorum derdi. Belki biraz abartıyordu ama haklılık payı vardı. Hemen bir familyadan söz açılacak olsa türünü alt türünü,varyetesini sıralıyordu. İşi hep ezber de değildi doğrusu. Kimi zaman sayısala da el atar matematik de çözerdi. Öyle sıradan dört işlem değil yani..Bayağı matematik..Ağır matematik.. Aritmetik falan değil yani..Okkalı konular.. En büyük zevkim bu derdi. Limit, türev, inteğral çözerken dinleniyor, yorgunluk atıyorum derdi..
…………………….
Humulus lupulus dedi ve hemen sıraladı arka arkaya. İşte Hordeum vulgare yani buğday,ilerdeki Triticum vulgare bildiğiniz arpa, daha ilerdeki Cicer ariatium nohut yani,bahçedeki Malus communus-her gün yediğimiz elma. Yetmezmiş gibi iğne yapraklılara yani orman türlerine ve çimlere giriyordu. Pinus nigra-çam,Lolium perenne-çim,Thuja occidentalis sınır bitkisi mazı, aklınıza ne gelirse..Arka arkaya, peşpeşe..
…………………….
Bizim kurum Brohi Hoca ile Zeki Hoca’nın sıklıkla uğradıkları yer. Yakınız içeçeyiz fakülte ile...Biri İngiliz diğeri Alman ekolü..Sıkı hocalardan. Brohi bitki beslemeci,Zeki Hoca yabancı otçu..İkisi de kuralcı mı kuralcı. Arazide bile emniyet kemeri takan kişiler..Derslerinde dakika boşluk yok..Aralıksız fasılasız tam saat ders işleyen kişiler..Yani tam ekoller..
Muhittin beyin üniversiteden hocası Zeki Bey..Hocam doktora yapayım sende diyor ama bir türlü sözünü alamıyor. Israrı para etmiyor. Anlıyorum ipe un seriyor Hoca..
Muhittin önce master yap sonra doktoraya gel diyor. Yani masterli kişiye ikinci master yolu gösteriyor.. Hocam bu eziyetten öte bir şey,ben zaten yüksek mühendisim doğrudan doktoroya başlamam gerek diyor.. Hoca kuralcı bu belli ama Muhittin bey de ısrarcı..
Olmaz diyor kesinlikle olmaz Muhittin..Önce yüksek lisans sonra doktora diyor. Hoca akıllı adam,işi biliyor.. Muhittin beyi fakülteden tanıyor. Adam süper zeka,bilmediği anlamadığı konu yok..Ne sorsan,hangi mevzuu açılacak olsa fikir ve görüş sahibi. Hoca farkında.. Bilmiş öğrenci sıkıntı verir,zorlar.. O nedenle işi yokuşa sürüyor. Nitekim ısrarlar sonuç vermiyor ve o iş öylece kalıyor.
………………….
Aynı ekip bir gün arazideyiz. Yine Muhittin beyin ezberi tuttu o gün. Hafızada ne var ne yok döktü ortaya. Hoca ayrık diyor,daha lafını bitirmeden o sıralıyor Latincesini Agropyrum repens..Sirken-Chenopodium album, kılçıksız brom-Bromus inermis, köpek dişi-Cynodon dactylon, yonca-Medicago sativa, korunga-Onobrychis sativa..Daha neler neler.Çim ve yumak türlerinin hepsi..Pıtrak,deve dikeni,köy göçüren..Mısır-Zea mays, bakla-Vicia faba, kayısı Prunus ermeniaca,ceviz –Juğlans regia..Sıralıyor arka arkaya..Hocada bir yılgınlık ve bezginlik ki görmeyiverin..
Nihayetinde yerden gözüne bir ot kestiriyor çekiyor ve soruyor bu nedir Muhittin diye..Zihnini bir yokluyor,bir teretdüt geçiriyor sonra Atukus kuyrukus hocam diyor.. Atıyor yani..Olmadı Muhittin attın bu kez diyor.Tutturamadın işte..
Tutturamamıştı ama iyi uydurmuştu..Yakışırdı yani at kuyruğuna Atukus kuyrukus..Bence geçer nottu..İyi uydurmuş,iyi yakıştırmıştı.. Bu bir Muhittin bey klasiğiydi.. Zaman zaman şovunu eksik etmez, fırsat bulursa tekrarlardı.
………………………..
Hakkıyla birinci olmuştu Muhittin bey..Anlaşılan çok çalışmış çok emek vermişti..İyi yetiştirmişti kendisini..Hocasının katkısını da not etmek gerekir burada. Üniversite yıllarından sonra ikinci sınavıydı bu. Hem de uygulamalı. Arazide ve bir halk jürisi karşısında.. İnanıyorum ki yine geçer not aldı hocasından.. İyi bir not.. Eli kıt olan hocasından azımsanmayacak bir not…
Kemal GÜL
14.05.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.