BU GÜN OĞUL KOKULUMUN DOĞUM GÜNÜ
Mayısın 14 ü doğum günün. Kaç yıl oldu dünyaya geleli. Benim dünyamda hep vardın sanki.
Minik tavşan olarak girdin hayatıma. Ufacık halin, çelimsiz bacaklarınla. Ama kirpiklerin hep gölgelerdi güzel gözleirini.
Seni benim oğul kokulum en güzel diye severken bir gün bana bir öykü okudun hatırlar mısın ?
Bir okul bahçesinde geçer olay. Bahçedeki bir kadın yavaş adımlarla yaklaşır kapıdaki bekçiye. ”Evladım “der “ Bu torbayı okulun en güzel çocuğuna verir misin?” Bekçi şaşkın nasıl yani der. Kadın ısrarla tekrar eder, “Benim oğlum bu okulun en güzel çocuğu”. Bekçi gülümser. Nasıl bileceğim der şaşkın şaşkın.
Bu öyküyü anlatıp, “işte annelere göre çocukları en güzeldir “ demiştin on yaşında bile değilken.
Sen benim en güzel yanım oldun. Gelişin oğlumu yitirişime denk gelmişti. Ben Allahın lütfu olarak görmüştüm Minik tavşanım olmuş sokuluvermiştim göğsüme. Beni koklayarak yatmayı çok severdin göğsümde.
Uzak kalmışsak bir nedenle her kavuşmamız seremoni olurdu. Uykuya dalmadan evvel sarılır sarılır koklaşırdık. Bu kokunun rengi ne olurdu hiç düşündün mü?
Sanıyorum Denis’e sarıldığında bunu anlıyorsun. Sevgi katıksızsa araya bir şey sığmıyor. Ne kilometreler ne dağlar ne de başka bir şey.
İlk yolculuğumuz trenle olmuştu hatırlarsın, biz ağlamaktan kaç saatte geldik İstanbul’a bilmiyorum. Seni askere giden bir delikanlı avutmuştu. Beni avutacak biri de yoktu.
Arılar sokmuştu bir keresinde okul bahçesinde. Ben şaşkın sen korkmuş. Sonrasında gülmüştük ama.
Ya hani evdeki misafirleri koyup Çanakkale’de ne kadar gezilecek yer , müze varsa gezmiştik. Dönüşte köye araç kalmamıştı. Zar zor şehirler arası otobüsle dönmüştük. Paramız bitene kadar harcamıştık. Ne iyi etmişiz değil mi.Ben müzelerin önünde beklemiştim.Sen girip gezmiştin. Paramızı böyle kıt kanaat harcamıştık.
Sürekli soru sorardın bana sade küçükken değil, daha sonra da. Bende her cevap vardı sence. Çaktırmadan sana bulduruyordum çoğu cevabı. Olmazsa oyun oynar gibi öğrenirdik çoğu kez.
İçimde dert kalan şeylerden biri var sana diyemediğim. Orgun vardı hani, sen bana ezgileri çalabildiğini göstermek isterdin, ben sabredemez yukarı çık, odanda çal derdim. Sana bu konuda haksızlık ettim.
San her istediğin anında almadım. Bu bilinçliydi. Çok sevdiğin kırmızı, robot benzeri oyuncağın vardı, o hala duruyo. Herşeyin son zamana kadar durdu zaten. Ev satılana kadar odana hiç dokunmadım. Yakaların, forman, resimlerin, oyuncakların öylece seni beklediler.
Bizden giderken gözlerinde beni unutma yoğunluğu “başka çocuk alırsın” demiştin. Başka çocuk almadım, alamadım. Sen benim ruhumdaki çocuğum olarak kaldın. Ne özlemin ne kokun terk etmedi beni……Ben seni hiç yollamadım içimden ,orada öylece sol yanımda duruyorsun. Hülyalı gözlerini yüzüme dikmiş , seni ne kadar sevdiğimi ölçüyorsun.
Güzel yaşa hakkettiğince yaşa. Değer yargıların, vicdanının sesi seni hiç terk etmesin. Mutluluk ve sevgi hak eden insanları bulur. Yeter ki inan , iste ve çalış.
Seni seviyorum. Sen iyi ki varsın hayatımda.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.