- 634 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
JÜRİ İLE YARIŞMACI DENKLEMİ
SÖZ GİDER YAZI KALIR,
GÖNÜLLERDE İZİ KALIR
“Jüri ile yarışmacı denklemi” Mansur Ekmekçi
Ülkemizde Kültür, sanat ve edebiyat alanında yapılan birçok yarışmaya tanık oluyoruz. Bu tür yarışmaların sık sık yapılması, ülke kültürüne ve sanatına olumlu katkılar koymakla beraber ciddi bir rekabet ortamıyla sanatın gelişmesine, sanatçının da kendini geliştirmesine imkân sağlar. Vicdan, hak ve hukuk çerçevesinde dürüstçe yapılan her yarışmanın sorumlusu önce jüri üyeleri daha sonra onları seçen ve kurumun niteliklerine göre program ölçütlerini hazırlayan yetkililerdir. Bu yarışma akabinde meydana gelebilecek her türlü vicdani hak ve sorumluktan dolayı ömür boyu acı çekmemek için dikkat edilmesi gereken ciddi konulardan biridir bu tür yarışmalar.
Kimi zaman jüri üyesi olarak kimi zaman da yarışmacı sıfatıyla iştirak etmiş olduğum bazı yarışmalarda ilgin ve komik durumlarla karşılaşıyorum. Örnek: Geçtiğimiz sene Kars Âşıklar Bayramı’nda 6 ayrı dalda 6 ayrı ödüle layık görülen bir âşığın yanı başımda söyledikleri… “Ya ben bu daldan katılmamıştım ki” sözleri bir yana, bazen bu tür yarışmalarda hecenin Ölçütünü, biçimini ve kıstaslarını bile tam anlamıyla kavrayamayan ozan veya şair dostlarımız bile sondan birinci olmaları beklenirken maalesef baştan birinci veya ikincilik dereceleriyle ödüllendirilirler. Ödülü Verdiren kim? veren kim? Alan kim? =X
Kütahya Türkiye Şairler Şöleni’nde 6 kişilik jüri üyelerinden biriyim ve 150 katılımcı şairlerin şiirlerini tespit ediyoruz. Jüri üyelerinin çelişkili sınıf kimliği ile görev aldığını, yarışmacıların çoğunda ise teknik hatalarla katıldığını gözlemledim. Haklının hakkı haksıza verildiği zaman, organize sorumluları ve jüri üyeleri vicdan mahkemesi tarafından kâbus zindanında mahkûm olurlar. Bu işi ciddiye almayanlara “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.” Atasözü bile fayda vermez.
Bir yarışmada iki ayrı dalda ödül aldıktan sonra kendi deyimiyle “Bu şiirin daha birçok noksanı vardı. Zaten yeni yazmıştım. Nasıl da birinci oldu anlayamadım.” Şeklindeki itirafı insanı biraz düşündürüyor. Hele Valilik ve Kültür Müdürlüğü nezdinde yapılan böylesi saygın bir yarışmada ilgili makama ve sponsorlara “plaket” sunulurken dereceye giren 1. 2. ve 3. olanlara da diğer katılımcıların almış olduğu “katılım belgesi” ne layık görülmesi kültürel bir skandaldır. Buna benzer olayları sıkça yaşamaktayız.
Jüri üyeleri seçilirken sıfat ve konumlarından önce o sanat dalının uzmanı olduğuna dikkat edilmesi gerekir. O jüri üyesinin; dil, din, ırk, mezhep, inancını gözetmeden, sosyal, coğrafi ve siyasal statüyü ayırmadan, kendi kültürel anlayışını ve milli duygularını ön plana almadan vicdan, hakkaniyet ve istenen şartlara göre görev yapmalıdır. Jüri üyelerinin görev aldıkları şiir yarışmalarında; Şiirin konusuna, dil üslubuna, özgünlüğüne, Türü(Serbest Vezin veya Hece vezni)’ne dikkat edilmeli. 4+3=7’lik, 7+7=14’Lük ve A-B, A-A tertibindeki iki mısralık Beyit kalıbıyla ya da 7+7=14’lük ve benzeri kalıplarla yazılan şiirlerde özellikle duraklarına dikkat edilmelidir.
Söz konusu şiir hece vezinli şiir türü ise, bu türdeki biçim özelliklerinden olan hece birimi(ölçüsü)6+5=11’lik, 4+4+3=11’lik, 4+4=8’lik, Koşma biçimi olan A-B-A-B, CCCB şeklinde devam eden dörtlükler ile A-A-A-B, ABXB ve benzeri biçimlerlerdeki şiirin ölçü birimi yukarıdakilerden hangisi olursa olsun illaki durakları dahil uyak, redif ve ayaklarına dikkat edilmelidir. Hece Vezinli şiirlerde aranan bu 5 ana özelliğin yanı sıra Şiirin dörtlük bütünlüğüne, dörtlükler arasındaki bağlama-konu bütünlüğüne, bu bütünlüğü teşkil eden rediflerdeki kaide ve ses uyumuna, uyak(Kafiye)lardaki yarım, tam, zengin, tunç kafiye olup olmadığına dikkat edilmelidir. Jüri kararına göre 100 Puanla sınırlı tutulan bir yarışmada, şairin sahnedeki duruşu, saygınlığı, sahne hâkimiyeti, okuma diksiyonu, kabiliyeti ise en küçük puan olmalı ve toplam puanın%10’una tekabül etmelidir. Şiir okuma esnasında çok bağıran veya sıra dışı hareketlerle jüriyi etkilemeye çalışanlar dikkate bile alınmamalıdır. Yarışmacının maddi durumundan dolayı giyim-kuşamını ve heyecan durumunu dikkate bile almadan, şiirindeki özü mantık süzgecinden geçirmelidir.
Saz ile sözün bir arada çalınıp okunduğu hallerde ise; Şiirde istenen kuralları yerine getirilip getirilmediğine baktıktan sonra ezginin muhtevasına(kaide-makam) saz ile söz arasındaki tavır ve uyumuna, hece sayısını tutturmak için mısra sonlarındaki harfleri yutma veya mahalli ağız- şive kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmelidir. Şiirde ve söylemde argo sözcük veya tümce kullanılıp kullanılmadığına, insani değerleri ve duyguları incitici, aşağılayıcı veya ülke bütünlüğünü zedeleyici-ayrımcı sözler kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmelidir.
Değerli jüri üyeleri ve yarışmacı dostlarım; İnsanoğlunun varlığı sırrı hakikattir. Bu yaşam keşmekeşi içerisinde bir meşgale olsun diye kullara sanat âlemi bahşedilmiştir. Muhtelif sanat dallarının içinde Edebiyle varlığını kabul ettiren edebiyat (Edep-Edepli-Edepliler) ordusuna münhasır seçkin ve saygın üyeleri, insanlığa ve kültürlerine imkânlarınca katkılar yapsınlar diye muhtevası belirtilmiş kural, tarz, biçim ve ölçütler çerçevesinde bu terbiyeli sanatını icra etmeye çaba sarf ediyorlar.
Kültürümüzün baş temsilcileri değerli Valilerimizin, Kültür Müdürlerimizin ve Belediye Başkanlarımızın gönülleri güllerle dolsun. O gönül bahçelerindeki güller de siz şair, yazar ve ozanlara da katkı ve destek olsun. Olsun ki ülkesinin kültürü için canını dişine takıp, karşılıksız hizmet yapan bu güzel insanlar da mutlu olsun.
Kültüre giden yolunuz, Sevgiye açılan kolunuz açık olsun. Mansur Ekmekçi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.