ses olsun diye...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sorgular, sualler ve bir sürü kafa karışıklığı… Ardışık sorgulardan, verilmemiş cevaplardan, reddedilen ithamlardan sonra köşeme çekilip cinayet romanları okuyorum. Karara bağlanmamış onca vakanın ardından iyi geliyor neden sonuç ilişkilerine dayalı hikayeler.
Romanları bu yüzden seviyorum belki. Net. Başı sonu belli. Her yazar yazdığı kitabın yargıcı.
Kimi yerlerde itiraz ettiğim de oluyor. Mesela taraflı buluyorum bazı yazarları.
Kestikleri cezayı yetersiz ya da fazla buluyorum kimi. Kimi de, kalemlerini alıp ellerinden değiştirme isteği…
Ama ben gerçeklerden kaçıp, gerçeküstü şeyler yaşamak istiyorum asıl.
Her gün bir masal anlatıyorum kendime. Sessiz bir alfabeyle. Bin bir gece masallarının Şehrazad’ıyım bir bakıma, bir bakıma acımasız kral.
İkisi de benim işte.
Anlatıcı, dinleyici ve hatta masaldaki iyi, kötü bütün kahramanlar benim. Sürekliliği seviyorum ve sonlandıramıyorum hiçbir şeyi. Benimkisi, noktalara tahammülü olmayan bir virgül kaprisi, bitmeyen bir yolculuk isteği, köprü olup birleştirme arzusu sonsuzlukla sonun ipini.
İyi niyetli, cüretkar ve yenilgisi baştan belli.
Cinayet romanları okuyorum sıradanlığın dehşet verici yollarına girmemek için. Ölüm doğurup, hayat kusuyorum sayfalar dolusu. Kalbime iyi gelmese de bu adrenalin tutkusu, yukardan izlemek istiyor ruhum tüm mizansenleri. Yukardan ve en ön sıradan.
Kuşbakışı.
Geniş açı.
İzle ve eğlen.
İzle ve öğren.
İzle ve heyecanlan.
İzle ama uzak dur tehlikeden
Başkaları için endişelen-bir süreliğine-
Güvenliğinden emin ol-daima-
“…Bu açıdan bakıldığında en sıra dışı mesleklerdendir yazarlık ve yönetmenlik” diye mantıklı, eleştirel bir cümle kuruyor aklım.
Devam ediyor sonra.
“…Tanrıcılık oynamaktır bir bakıma. Güç, tatmin, hakimiyet…
Zamana, insanlara, hayata hükmetmek ,
Herkesten ayrı bir yerde ve tek durabilmek,
Ulaşılmaz ama ulaşabilir olmak…”
Denemeler yazıyorum bugünden sıyrılmak için. Konusuz, dağınık, tanıdık…
Romanlar okuyup, masallar anlatıyorum kendime.
Kalbim reddederken ölümü, beynim gladyatörlerin arasına atlıyor.
Yara alan düşüncelerimin pansumanını yapan duygularımı okşayıp şımartma isteğiyle doluyorum sık sık.
Arenada sonsuz bir mücadele…
Çığlıklar!
Hiçbiri sessizlik kadar ürkütücü değil biliyorum.
Şehrazad da biliyor.
YORUMLAR
deniz-ce
Bu arada hosgeldin
Icten yorumlarini ve farklı bir pencere açan yorumlarını özlemişim.
erolabi
Korku bana beklediğimin kıymetini anlatıyor.,
Ne kadar çok korkarsam o kadar çok değerlidir.
Karşılığında benden ne kadar çok alacaksa..
Ne kadar çok acı verecekse...
O kadar dolduracak yüreğimi..
Gözlerimi..
Kulaklarımı..
Hoşbulduk ..örtmen.
Nasılsın?
deniz-ce
Iyiyim abi
Yaklasan tatilin rehavati çöktü üstümüze biraz
Siz Nasılsıniz?
Şahane bir deneme olmuş canısım.
Tutup kaldırıyorsun ellerinden sonra kendini. Romanlar, filmler, denemeler, masallar arasında bir dünya.
Şiire ne demeli peki?
...
Her şeyi kotaran o yüreğin ve kalemin tılsımına ne demeli?
Bir gün raflarda görmeli ismini ve heyecanlanmalı bu bizim Deniz-ce demeli........ <3
deniz-ce
Ahhh keşke
Bin fırın ekmek yemek lazım ama evvelinde
Ben yazayim
Sen seslendir hatta
Şöyle karma bisey yapalım
Savruk da hasedinden catlasin :p
♥♥♥
Üç çizgi; )
tebrik ederim canım, çok güzeldi yine seni okumak...nicelerine, sevgimle...
deniz-ce
Hep birlikte inşallah. ..
Öperim; )
o kadar güzel ifade etmişsin ki kendini, seni biraz olsun tanıdıysam- sohbetten öte gözlemlerimle- bu yazı kurgudan öte yazarın ta kendisi. kendimi saklambaç oyunundaki ebe gibi hissettim, seni sobeledim..özellikle "izle" diye başlayan bölümler.. evet evet bu sensin.. daha doğrusu görünen buz dağının arkası, birçok derinlikten daha derin...
burada takla atmak için girdim ama başka bir yere daha uçuyorum şimdi.. seviyom ki seni.
kutladım.
küsss
ne zaman ilk yorumu en yapsam
yazınız/şiiriniz güne geliyor
sanırım işin sihiri burada
tabii yazarı da tebrik etmek gerek
der
ve
güne gelen yazıyı
ve
de
v e
de
yazar'ı tebrik ederim
diyerekten
deniz-ce
Ne zaman bu yorumu yapacağınızı
Merak ettiğimi
Belirterekten
Den
Den:)
hayattan ve gerçeklerden kaçmak istediğimde,
kendimi hep beyaz dizi okurken buluyorum bende :)...
o kadar basit, bildik bir hikaye ki, içi sırf aşk dolu,
ben yazsam bu kadar olur diyeceğin türden,
konuşmaları ve olayları önceden tahmin etmesi kolay... :)
evet, ruh halime göre okuduklarım değişiyor,
ister roman olsun ister şiir...
birgün hiç anlam veremediğim bir şiirin
bir zaman sonra içine düşüyorum ve çıkamıyorum...
film ve dizi de bu daha karışık bir hal alıyor :)))
saptamalar, düşüncelerin ve bize aktarma tarzın çok güzeldi...
kutlarım güne gelişini.. :)
sevgimle hep...
deniz-ce
Bizde de bu muhabbet çok sık geçer
Hani bi hafta otursam bi beyaz dizi çıkarırım
Kahramanlar zaten belli
Sevgiler
Ve
Teşekkürler sıcacık kalbine
Kalpten
"Grange" okumuşuudumm bi' zamanlar - kesmedi :P
1886-1902 paris polis kayıtlarına göre, "bir albüm dolusu cinayet" i alıp,
kah okudum, kah göz ucuyla baktım - ürktüm!.. - ne de olsa gerçek -
okurken okurken, canım cinayet neyinn çekerse ya! dedim :P
o gün bugündür pek okumuyorum cinayet şeysilerini!
var mı şölee hakiki bi' şeyler bana tavsiye? - canım çekti gıı : ))
deniz-ce
Grange da kesmedigine göre yapabileceğim hiçbişey yok demektir.
Bu yazıyı okuduktan sonra Kaf Dağı'nın ardında kafayı bulmak isterdim!
Sonra oranın da sıradanlığını görüp uzun soluklu yaşamak için bir romana sığınasım geldi.
Uzun yaşamanın değil de güzel yaşamanın önemini kavrayıp bir hikaye kahramanı olmak için niyetlendim.
Bıktım nesirden, nazıma nazlandım; meğerse orda da duygular kadar değişken bir hayat bekliyormuş insanı. Nerde yerine, nasıl sorusu daha önemli galiba.
Yukardaki kısım yazıyla ilgisiz, içimden geldi yazdım. :)
Yazıyla ilgili bir olumlu, bir de olumsuz eleştirim olacak:
Olumlu: Şiirsel bir anlatım vardı. Bu üslupla küfrünün bile makbul olabilirliği var! İçerik de bence bir bilinçaltı yönlendirmesiydi ve edebice dile getirilmişti. (Çaktırma, iki olumlu eleştiri oldu) :)
Olumsuz: Ya bu sitede yazı yayınlayanların yüzde ellisinden fazlası paragraf kuralına neden uymaz, çok merak ederim. Tamam şiirsel bir anlatım yeğleniyor diye, yazıyı dize halinde sunmak mı lazım? O zaman sorarım: Anlatım şiirsel, biçim şiir gibiyken şiir bölümünde neden paylaşılmaz bu çalışma. Sizin yazınız anlatmak istediğim yazılara tam uygun bir yazı değil tabiki ama bazı yerler çağrıştırdığı için dile getirdim.
Yazınızı çok beğendiğimi tekrarlayıp tebrik ve saygılarımı sunarım.
deniz-ce
Derli toplu bir yazı olsaydi paragraf şık durabilirdi elbette
Fakat bir yerden sonra dağılıyor dikkatim ve düşüncelerim
Toparlayip bir hizaya sokmakta zorlanıyorum açıkçası
Bir de; nesir, nazım fark etmiyor
Belli bir kaliptaki yazılar nedense itici geliyor gözüme
Şiirin serbesti oluyorsa nesirin de olabilir
Sanki;)
Teşekkür ederim.
Romantik_Haydut
Saygıyla...
Ama ben gerçeklerden kaçıp, gerçeküstü şeyler yaşamak istiyorum asıl.
bunu ben de istiyorum ama sadece istiyorum, ne cesaretim var ne bir çabam.Şiir de saklamıyor beni artık.
kıskanç mı oldum ne
sevgimle
hem de sahiden
deniz-ce
Sanata yönelen herkeste vardır bence bu istek
Biz yazarak tatmin etmeye çalışıyoruz bu istegimizi
Cesareti olan yaşıyor
Olmayan da yazıyor gibi bir yere varicam musaade edersen;)
Sahiligini hissettigimi belirtmek isterim
Ve kıskançlık mi?
Mümkün değil!
Öperek; )
Filiz Şahin.
nezakletine teşekkür ederim sağlıkla kal
:-)
Filiz Şahin.
bu arlar kendimden korkar oldum, aklımdan geçirdiğim oluveriyor para mı stesem bilemedim ki, zamanı 20 yıl geriye gitmeyi ve bugünkü aklımla yaşamayı aklımdan geçirsem olur mu ki?
Neyse neyse tekrar tebrik ederim.
sağlıkla kal
Oy!...
Kafamızı karıştırdı yazı.
Duygularımız alabora oldu.
Yav,
ne meram bir şeymiş bu yazarlık.
Usuldan bir korku yürüyor insanın içine okuyunca cümleleri.
Ama,
insanın kendini ifade etmesi,
gönlünde yaşattıklarını paylaşması da güzel şey.
Dertlerine, sıkıntılarına, karmaşasına hayatın;
ve de beynimizde gezinen bilmem kaç tane uzun kuyruklu tilkinin,
kalemimize attırdığı taklaya bir çizgi çekip arada bir;
öylesine döküvermek gerekli duygu çağlayanlarımızdan paldır küldür yuvarlanan kelimeleri satırlara.
Sonra,
şöyle omuz üstünden bir fiyakalı bakış fırlatıp,
muzip bir bıyık altı gülüşle taçlandırmalı yazdıklarımızı,
sonra da, bir sigara daha tellendirip usuldan,
virgülsü kaprislerimize geri dönmeli diyorum.
Yakışmış nesre de kalemin şairim.
Bir tutam hayat tarafından 5/13/2014 5:10:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
deniz-ce
Ne ikisi
Tellendire tellendire bi hal olduk hocam;)
Da
Niye korktunuz okurken?
Ya da ben mi yanlış animsadim?
Gonderdikten sonra postayı bir kez daha okuyayım yazdıklarınızı; )
Selamlar hocam
Bu yazı hikaye değil, deneme değil şu değil bu değil , eleştiri de değil. Ne peki ya.
Neyse ne kompozisyon diyelim. Başı sonu belli, görüş ve düşünceler ustaca işlenmiş, akıcı yalın duru bir dil.
Senin hakkında ilk defa düşünüyorum şiir mi yazmalı nesir mi diye.
Daha sık yazman dileğiyle.
Benim de en beğendiğim kısmını "ersinbaşeğmez" alıntılamış.
Yoruma cevabına cevabım: Sen konu sıkıntısı değil de belki konuyu ele alış sıkıntısı çekersin; o da mükemmeli aramak için olabilir.
Saygı ve selam(Anneler günü için özel)
deniz-ce
Dedim Yorumunuzu okuyunca
Sonunda defterdeki edebiyat öğretmenim de keşfetti beni;)
Kesfettiniz degil mi?
Şaka bir yana
Edebiyattan sıkıldığım zamanlarda böyle yapıcı eleştiriler almak iyi geliyor.
Yazma isteği ve kelimelerle mücadele azmi veriyor.
Çok teşekkürler orfeo hocam.
Ben de sizden bir hareket bekliyorum bu anlamda.
Şiir olur
Deneme olur
Şarkı türkü olur...
Selam ile...
Benimkisi, noktalara tahammülü olmayan bir virgül ((((((((((kaprisi,)))))))))))))) bitmeyen bir yolculuk isteği, köprü olup birleştirme arzusu sonsuzlukla sonun ipini.
İyi niyetli, cüretkar ve yenilgisi baştan belli.
yazar;
o kadar iç'ten anlatmış ki
okur bir an yazarın anlattığı romanların içinde buluyor kendini
tebrikler
imle
sizi en iyi yazılarınızdan biri
deniz-ce
Teşekkürler; )
ersinbaşeğmez
ne konu sıkıntısı çekersiniz
ne de konuşma
yani
yazma sıkıntısı
ersinbaşeğmez
orfeo'(üstada')ya verdiğiniz cevaplar
kadar uzun ve övücü cevaplar istiyorum
bilinmesini dileyerek
deniz-ce
Ama
Ovgude bulundugunuz gözümden kaçmadı
Sizden de bir hareket bekliyorum elbette
Şiir olur
Öykü olur
Roman olur...
Oldu mu?
ersinbaşeğmez
yazılarım rafinedir
kar gibi beyaz
tertemiz
naif
lekesiz
dir
her daim