- 572 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Teknolojik cehalet
1-TEKNOLOJİK CEHALET
1980 li yıllar… “Su görününce, teyemmüm bozulur” misali
iletişimde faks cihazı çıkınca, teleksin pabucu dama atılmak
üzere.. O zamanlar faks cihazının değeri ise 2000 usd civarında.
Bugün 100 usd ye alabilirsiniz.
Artık internet ve tarayıcı cihaz var ve faks bana göre
gereksiz, israf üreten bir cihaz.
/
O zamanlar görev yaptığım kurumda görevli bir arkadaş
elinde kendine ait bir evrakla odama geldi :
“-Bu evrak İstanbul’a faks ile gönderilecekmiş” dedi.
“-siz söyle oturun bekleyin” dedim.
Evrakı aldım ve faksladım.
“-Buyurun evrakınızı alın, faksladım” dedim.
şaşkın, meraklı ve yüksek ses tonuyla :
“-yahu evrakı bana niye veriyorsun, İstanbul’a gidecekti”
demesin mi !!!.
-“evrakınız, karşı tarafa,telefon hattı üzerinden bir data
olarak ulaştı ve kağıda döküldü.
Sizi ve evrakınızı hat üzerinden istanbul’a yolcu olarak
taşıyacak bir teknoloji daha icat edilmedi” dedim.
Yine de pek inanmadı ama halen yaşıyor.
Umarım şimdi bana hak vermiştir
2- HURDA PARÇASINDAN RADYO YAPMAK
Birlikte görev yaptığımız bir arkadaş da benim
gibi amatör elektroniğe ilgisi var.
Zaman zaman teknolojik sohbetler yapıyoruz.
Bu sohbetlere kulak kabartan ama hiçbir şey
anlamayan diğer arkadaşımız, bir gün
sokakta, ne parçası olduğu belli olmayan
elektronik bir devre bulmuş.
Büroya geldi ve önümüze attı:
“Teknolojiden bahsedip duruyorsunuz,
büroda radyo yok.Şundan bir radyo yapın da
haberleri dinleriz” dedi.
Arkadaşı da kırmamak için, bize de tebessüm
etmek düştü.
Her odundan keser sapı bile olmuyor.
Devresi, şeması,görevi belli olmayan
bir hurdadan hiç radyo olur mu?
3- ANLAYIŞ FARKI
1980-90 yıllarda, gençler, çocuklar,
hazırcı değildi. Yani şimdiki gençler
gibi, tv dizilerinin ve bilgisayar oyunlarının
esiri değildi.
Üretmenin zevki ile hobi olarak
kendi oyuncağını da kendisi yapma
çabası vardı.
/
Yine bir başka işyerinde, elektronik
meraklısı bir arkadaşım vardı.
Bir gün ağabeyi ziyaretine gelince
bizim teknik konularda sohbetimize
tanık oldu.
Pek ilgi duymadığı için
bizi de güldüren şöyle bir tepki verdi:
“-Bu kardeşimi anlayamıyorum.
Evde buzdolabından söktüğü parçayı
TV’ye. TV’den söktüğü parçayı
Buzdolabına takıyor.amacı ne anlayamadım”
Biz de O’nun ne demek istediğini
anlayamamıştık.
Zira TVden sökülen hiçbir devre elemanı
Buzdolabına uymaz
4- İNTERNETLİ İLK YILLAR
İnternetin yaygınlaştığı 1990 yıllar.
Kullananlar çok az. News grupları ve ICQ
haberleşme programı ile
neredeyse herkes birbirini tanıyor.
Daha da yaygınlaşması için
açık oturum, konferans, paneller yapılıyor.
Bursa’da, hem de temmuzun sıcağında
“Buttim’de bir internet akşamı” adında
bir panel düzenlemiştik.
450 kişilik salon tamamen doldu.
Panelistlerden Osman Bey,
Escortnet Erişim firmasının temsilcisiydi.
Başından geçen bir olayı anlattı:
“Firma olarak, internet kullanıcı sayısının
artması için yoğun çaba sarf ediyoruz.
Bu amaçla, “al bağlan” paketleri hazırladık.
Bu paketleri vitrinde gören bir müşteri.
Kutuyu adeta sigara paketi gibi satın almış
ve heyecanla evin yolunu tutmuş.
Paketi almış ya, artık internette müşerref olacak
aklı sıra. Okumuş, kurcalamış, diskete bakmış.
Hiç bir şey anlamamış ve telefona sarılmış.
escortnet destek hattını aramış:
“beyefendi al bağlan paketinizi aldım ama
internete bağlanamadım,kandırıldım mı acaba”
Osman Bey sormuş:
“-Beyefendi, bilgisayarınızın,markası, modeli nedir”
Aldığı cevap, kamera şakası gibi :
“Ne!!!! İnternete bağlanabilmek için
bir de bilgisayar mı gerekiyor?”
Evet dostlar, Üzerine “ilaç değildir” diye yazmazsanız
ilaç kutusunun kapağını yutanların yaşadığı bir ülkede
internet bağlantı paketinin üzerine:
Türkçe : bilgisayar ile birlikte kullanılır
İngilizce : With Pc
Yazmazsanız, olacağı buydu Osman Bey
Anılar devam edecek…
Hoşça kalın, dostça kalın
Ali Rıza Malkoç
10/05/2014
Merhaba
Hece şiirlerim haricinde,
ileride kitaplaştırmayı düşündüğüm,
anı, öykü, hikaye, özdeyiş vb. yazılarımı
sizlerle paylaşıyorum.
İlginizi çekmiyorsa, silip çöpe atabilirsiniz.
Dikkate değer buluyorsanız,
paylaşabilir, seslendirebilir ve yayınlayabilirsiniz.,
Ali Rıza MALKOÇ