- 2734 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NANE KOKUSU
Siyah beyaz fotoğraflar hep hüzün verir bana .Dilsizdirler ama ne çok şey anlatırlar. Ötelediğimiz hep geriye yolladığımız anılardır onlar.Artık yanımızda olmayan, yaşamayan sevdiklerimizin resmi geçiti gibi. Sadece fotoğraflarda kalan uçup giden hayatlar. Daha önce onların da yaşadıklarına dair birer kanıt şimdi Eski bir fotoğrafta annemin omuzlarımdan tutan narin elleri,bedeni artık yok. Onun ellerinden kaymış Küçük bendenim kocaman boşlukta sallanır gibi. Ölümün simsiyah, karanlık eli bir girdap. Çekiyor ve yutuyor her şeyi.
Çocukluğumun fotoğrafları da siyah beyaz O zamanlar renkli fotoğraflar yoktu. Sonraları bizimkiler Almanya’ya gittiğinde annem bana bir fotoğraf makinesi getirmişti.Codak marka büyük objektifli. Güzel bulduğum her şeyi, herkesi kayıt altına almaya çalışırdım.Fotoğraflara ilgim de o günlerde başladı.Ama bir de kayıt altına alamadığımız bazı kareler vardır Onlar anılarımızın sarmalında, belleğimizin en derininde ,en kuytusunda gizli.
Siyah beyaz bir kare. Bahçemiz. Annemin ektiği çiçekler.. Hanımeli,beyaz teneke saksılarda gül ve zambaklar.İleride duvar boyunca nane,maydanoz tarhı . Kenarda taş avlunun üzerinde, bir asma çardağı.. Asmanın dalları öyle çok ,öyle güçlü sarmış ki dal ve yapraklardan çardak görünmez olmuş. Sürgünler,filizler arsızca oraya buraya uzatmış kollarını . Çardağın altında duvara dayalı el işi yastıklarla süslü bir sedir. Önünde çiçek motifleriyle bezeli, tertemiz örtüsüyle küçük bir masa. Üzerinde taze yeşil biberler,domatesler ve tulum peynirine göz kırpan vişne reçeli.Kocaman tabakta kumrular… Annem elinde çay tepsisi mutfağın basamaklarında..Hatice ninem (aslında komşumuz ama gerçek ninem gibi sevdiğim)sedirin üzerinde bağdaş kurmuş kucağında bir kumru. Yine olanca muzipliği ile “Seher ben bekleyemeyecem garii elimde duracağına karnımda dursun” Diyerek kumrudan bir lokma koparıyor.Hacer yengem, o da komşu ama aynı zamanda uzak akraba. Annemin en yakın dostu,sırdaşı. Masadakileri tabaklara pay ederken .”Amaan hatçe ablaaa iki dakka bekleyemeyon, çay gelsin de dadınla yee “diyor..sıcacık sohbetler, gırgır, şamata, koşuşturmaca..Objektife yakalanamayan ne uzak bir anı şimdi….Annem; tertipli,becerikli,sevecen mahallenin sevdiği güzel bir kadın. Anneannemler de suyun öte yakasının insanları. Bundan mıdır bilmem annem o kadar iş,güç ,çoluk çocuk arasında severdi toprakla,bahçeyle uğraşmayı.Sadece bahçeyle mi? evin her köşesini kendi diktiği perdeler, örtülerle süsler eski bir Rum evi olan evimizi benim gözümde saraya çevirirdi.O zamanlar çıkan Ses Mecmuasını ve fotoromanları okur, evimizi o dergilerde gördüğü evlere benzetmeye çalışırdı.Neşe içinde oradan oraya koşan her işe yeten bir kadındı.Sevgili çocukları okuldan geldiğinde dudağında keyifle mırıldandığı şarkılarla sofrası hep hazırdı. . (Tin tin tinimini hanım,Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek.Huysuz ve tatlı kadın.Mavi nurdan bir ırmak, gölgede bir salıncak,biz de ikimiz kalsak.. yıldızların altında.)O bu şarkıları söylerken ben mavi nurdan bir ırmağın içinde hayal dünyalarına dalar,uzak diyarlara gider, hayalimde ne kahramanlar yaratırdım. Şarkıları da kendi gibiydi. Sıcacık ve neşeli. Annem çocuk ruhlu, dudağında şarkısı hiç eksik olmayan bir tatlı kadın. …Mutfak merdivenimizin basamaklarına beyaz kireçle boyadığı teneke saksılara fesleğenler, akşamsefaları dikerdi. Bahçede hanımeli mis gibi kokar, rüzgarın da yardımıyla o mis koku etrafa yayılırdı. Her akşamüstü bahçe sulanır, toprak ve çiçek kokuları arasında beş çayına hazırlanırdı.Yine böyle bir akşamüstü annemle çiçekleri sularken sıra nanelere gelmişti ki annem “Sarı papatyam (bana hep öyle derdi) bak naneler ne güzel kokuyor. Biliyor musun? Nane anne kokusuna benzer. Nane kokusunda anne kokusu gizli.” Demişti..Onsuz geçireceğim yılları bilirmiş gibi..Eğilip bir tutam naneyi koklamıştım içime çekerek. O gün bu gündür o nane kokusu hep genzimde kaldı..Geçti günler,aylar ve yıllar anne kokusu eksikliğinde bir nane kokusunda. Yaşadığım hiçbir şeyi unutmak istemiyorum.Çünkü asıl ölüm unutmaktır.Sevdiklerini unutursan işte o zaman gerçekten ölürler.Şimdi ne zaman bir taze nane kokusu duysam burnumun direği sızlar,yüreğim sızlar doyamadığım annemin kokusuna karışır,genzime dolar.Buram buram..C.YÖNTER