- 585 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GECELER
Geceler... Günün telaşı ve kalabalığı içinde unutulup giden nice duygu ve düşüncelerin, boş bulduğu tenhalıkla birlikte yavaş yavaş ortaya çıkıp, zihinlerde yankılar uyandırmaya başladığı; gün boyu hareket eden, gülümseyen dudakların esrarlı bir biçimde kapanıp, durgun kavisler oluşturduğu; gözlerin tek bir noktaya saplanıp saatlerce seyredildiği; insanı hiç yalnız bırakmayan bir yalnızlığın hüküm sürdüğü, esrarlı karanlıklara bürünmüş sessiz geceler...
Onca duygu, düşünce ve karanlığın ağırlığını yüklenmesine rağmen bir kuşun kanadı kadar hafif ve saftır geceler... İnsanı dinlendiren, huzur veren, ruhları okşayan ve nefis denen ziftle kaplı madenle mücadeleyi başlatan hummalı geceler. Önce yaşanan yirmi dört saatin tasviri yapılır zihinlerde, ardından bir yığın pişmanlık, soru ve bazen de keşkeler... Ancak bunlar sempatisini çabuk kaybeder, gecenin huzurunun yaşanabilmesi için de bu zorunludur. Aksi taktirde gece, ya ağlatan komedi olur, ya da güldüren dram olur.
Siz, hiç gecenin bir yarısı pencerenin kenarına oturup, çıplak güzellikleri ile var olan yıldızların melodiyi andıran pırıltılarını veya kenar evin damlalığına düşen yağmur damlalarını yahut henüz yeni yeni kaplamayla yüz tutmuş kar tanelerinin ahenkli düşüşünü gecenin gizemli karanlığı içinde seyredebildiniz mi? Sokakların ıssız karanlığı odanıza aksedip sizi gizemi ve esrarı ile çepeçevre sararak, birer prangasız köle haline getirdiği o duyguları, yalnızlığın sesinden başka bir sesin duyulmadığı o anda çığlık çığlığa susarak yaşayabildiniz mi? Baktığınız her köşeden hatırladığınız her anıdan küçük de olsa bir mutluluk payı çıkartarak, umutsuzluk gözyaşlarını içinize akıtma yüceliğini gösterebildiğiniz oldu mu? Kahkahalar ve gözyaşları... Bu iki, bu iki temeli aynı anda yaşayarak ağlarken bile gülümsemek olduğuna erişebildiniz mi? Ve en önemlisi; bütün bu güzellikleri yaşarken, bunları bize karşılıksız sunan Allah’ı zikretme hazzını da tadarak bütünü tamamlayabildiniz mi?
Sessizlik, yalnızlık, uçsuz bucaksız duygular ve ilahi aşkla birlikte bir sırdaş, bir dost olur geceler... Bazen prangasız köle olan insanı tutsak eder içinde, bazen de kendi akışına bırakır tüm güzellikleri... İşte o an gecenin hiç bitmemesi düşlenir, gün ışığının hiç doğmaması... Ancak az sonra gecenin ıssız karanlığına gizlenmiş yıldızlar teker teker kaybolacak ve güneşin de belirmesi ile yeryüzü, yeni yeni acı ve sevinçler bütününe gebe kalacaktır. Gece boyunca doyasıya yaşanmış olan ve her türlü gafletten arınmış ruh güzelliği, sevinç ve huzur yerini acılara strese ve aydınlığın gözyaşlarına bırakacaktır. AYDINLIĞIN GÖZYAŞLARINA... yazarın web sitesi: www.tahsinakcay.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.