GRİ BÖLGE
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Neden itiraf etmesini istediğini bilmediğin sorular eşiğinde bulduğunda kendini, sormadın mı kendine hiç bu haksız işgalin ;dağlayarak içinde açtığı oyuktan çıkışın olacak mı diye ?
Bazen sebepsizdir evet, nedensiz.Öylesine işte başlar her şey.Uçurumun önünden geçtiğini bilmeksizin geçer gibi giderken farkındasızlığın yaşanması.Kendine bile yabancı olarak kalınması kaçınılmaz olur.Oyun mu, kandırmaca mı ? Nedir ki aslolan ?
Zamana bölünmüşlüğün ; döngülü, parçalı, yaralı, beliren kaybolan, değişken, yönsüz kimi vakit karaboşlukça yutulan, kimi vakit aynı boşlukta kendini de yutan.İmha gibi kendine.Ama bazen de doğurdukça doğurulan amip gibi kendinden parçalanarak üreyen, türeyen bir ismi belirsiz bir enerji topu…Öğretilmiş bir yalanı kurgular gibi herkes.Herkes kendine biçilen rolün demagojisinde fırtına olmuş sanki.Estiğinden bihaber, durduğundan, düşürüp kırdığı daldan, ya da tesadüfen yerine koyduğu bir şeyden.
Döngüsel ya da doğrusal bir gerçekten dem vurmak kadar yalan hiçbir şey olamaz diye aklımdan geçiriyorum bir an.Ruh denen, akıl denen, duygu denen uçlardaki itirazı da âyân ediyorum bu cümlemle. Yine kendini kandıran yüksek, yoğun bir fısıltıyı duyuyor olsam da bu kanaatim değişmeyecek biliyorum.
Hepsini teker teker ele alıp irdelemek boşuna.Çünkü herkes kendi hayatından da bilir, ya da bilecektir yada tanıktır bir şekilde.
Sevginin, gül kokuşlu, bülbül dokunuşlu teninden renk bulan nicesi var.Bir dağı kül etmek kadar kolaydır o devasa kalbin içinde büyüyeni.Bir yanıtsızlık, ya da bekleneni bulamama gibi bir negatiflik anında gidilen duygusal doğrusallığı sekteye uğratmaya yeter.Döngü evreninde bulur insan kendini.
Ya da yalan diyelim hadi, kandıran, bozan, olanı olmadığı, ya da olmayanı olmuş gibi kelimeleri maşa kullanarak amacı ekseninde yapılandıranı konuşalım isterseniz. Her şey güllük, gülistanlık.Bahar her mevsim.Yıldızlar daha parlak, nergisler, çiğdemler, menekşeler hepsi kendi dilince dostluğu, aşkı ya da kan bağını fısıldar en latif, en ince en kutsal sevgi, anlayış, hoşgörü diliyle…
Hani o an vardır aslında karlı, buzlu, kışlarda kasırgaların kafa uçurduğu anlar.Hani tek bir tutunacak yer bulamadığınız boşluğu salladığınız anlar.
Ya da sallandığınız anlar aynı boşlukta.Dürüstlük hangi duygunun üst katmanıydı diye sormazlar mı adama ? Sevginin mi yoksa ! Ağlamalar, savunma mekanizmasının o müthiş manevrası girer araya, duygusuzluğa yapılan mantıksız döngüler…
Ya da diyelim öldürdü birini canice..bu her anlamda olabilir gerçektende, ya da manevi anlamda da ...kabul zaten şaşıracak bir şey yok bunda insanın insanı öldürmesi kadar doğal kabul edilen ne kaldı ki dünyada.Tamam burası .
Asıl irdelemek istediğim yer, insan, katilliği başkası bilene kadar masum kalabilmeyi yada şöyle ifade etmeli herkes tarafından öyle olmadığının bilinmediği anlarda rahat oluyor.Öteki kişi duyduğunda...yine manevra dönemi başlıyor.Vicdan bütün asaletiyle salınarak çıkıveriyor ortaya.Gözyaşları, pişmanlıklar...öncesinde neredeydi bu sayın soylu ?
Bir yalandan, başka bir yalana, ondan ötekine...daha diğerine..neden, niçin ? Sorularla başlanan sorularla bitiyor.Bütün hikaye bu ...bunu bütün insan fıtratında var olduğuna inanılan şeylere atfetmek, olasıdan öte hükmetmek kadar doğru olan bir şey yok.
Doyumsuzluk mu buna iten, içinde aktifliği bitmez dilin enerji potansiyeli mi ?
Aklın, duygunun, mantığın, hislerin özgürlüğünden koşulsuz beklentimi?
Bir takım büyük olguları daha iyi analiz edebilmenin yollarını gösterir aslında bu çıkmazlar.Çıkmazlar çıkanlara çıkar…
Büyük alimler, düşünürler, felsefeciler, mitler, aslında insanın içindeki bu manevranın düzenlenmesi için çaba harcamışlar.Bu karmaşıklığa bir nebze yön verebilmek için Uğraşmışlar asırlar boyunca.
Kendilerince kimi aklı seçmiş, kimi bilimi…Bir takıp disiplinler geliştirmişler; kendileri önce bunları kabul etmiş veya kabullendirmişler ya da reddedilmiştir.
Görünen o ki, hâlâ kimse ; insanın yaşan (a/ma) mamışlıklara itirazın tek gerekçesi halini ; insanın kendiyle ve öteki insanlarla, toplumla olan çatışan öz halindeki dönüşümlerinin gizini çözecek bir formülü bulamamış...
Matruşka ömür, dışında en büyük yalan…
Ş.AY
YORUMLAR
gRİ bölgeler acıyla,hazzın ;ölümle,yaşamın; dehşetle,mutluluğun;dünyalık ile uhreviliğin birbirine girdiği
karanlık dalgalar yani bir yanda evrenimizin sınırları bir yan da paralel evrenlerin sınırı,bir tarafta madde; bir
antimadde(karamadde) iyi eser,tebrik
Şükran AY
Beğeniniz için çok teşekkür ederim.Onur verdiniz.
Esenlik dileklerimle.
Selam ve saygılarımla.
Sözün bittiği yerin özetidir bu harika paylaşım.
Ne yazık ki bilinç eksikliği ve akkına sahip çıkamama diye bir gen varmış gibi görünüyor.bu kaderi millette.bir yandan yokluk bir yandan baskı bir yandan ekmeğini kaybetme korkusu susturuyor yürekleri.
Ne zaman kurtulacağız bu acı çıkmazları yaşamaktan bilmiyorum. Bir tek acılarda kenetlenme güdüsü.gelişmiş bizlerde. Ben bir kaç kere hak arama savaşına girdim gençliğimden pratikte yanımda olanlar en küçük bir zorlukta yalnız bıraktılar beni
Yüreğine sağlık sen bir harikasın canım keşke senin gibiler çok olsa hoşça kal
M. Efruz Sermeda
hâlâ kimsenin formül bulamaması hakkında..
çok güzel bir insani tahlil.
aynaya bakabilme cesareti.
cevaplanamayan sorular sorular.
bu insanın hikayesi.
Acaba
biz mantığımızla düşünüp, ama
duygularımızla, alışkanlıklarımızla yaşadığımız için mi bu döngü ve çıkmaz sokak.
teşekkür ederiz bakış açılarımızı zenginleştirdiniz.
selam ve saygılar.
Şükran Ay dolu dolu bir şair...
Nesri de en az şiiri kadar derin ve özgün.
Kimselere benzemiyor ters parandeleri...
Ben çok keyif aldım, nicedir böyle güzel bir deneme okumamıştım.
Öptüm şair...
Kutluyorum.
Şükran AY
Hoşgeldiniz saygıdeğer hocam, onur verdiniz. Değerli yorum ve görüşlerinizle. Ki nazarımda ki kıymetlerini de bilirsiniz.Sağolun.
Her dem sonsuz saygımla yüreğinize.
Kutlarım
İnsanlar kendilerine ait sandıkları dünyada, kendi evrenlerini oluşturup. Kendi eksenlerinde dönmeye devam ettikleri sürece, formül gizemini maskeler.
Çok sevgiler
Şükran AY
Kesinlikle sevgili arkadaşım aynen dediğiniz gibi...bir gerçek var ki hangi dünya olursa olsun bu giz hiç bir zaman çözülemeyecek...Kimsenin akıl ve duygu gücü bunu çözmeye yetmeyecek malesef...ve böylesi bir hayatı yaşamaya mecburuz ...:( Değerli yürek üleşiminizle onur verdiniz.Sağolun sevgili arkadaşım.Her dem sevgi ve saygımla yüreğinize.
Şükran AY
Teşekkür ederim sevgili Emine Hanım hocam.Sağolun.Değerli yüreğiniz teşrifiyle onur duydum.Selam ve en içten sevgilerimle kıymetlim kalbinize.
Şükran AY
Asıl can olan senin yüreğin, canım kardeşim.Sağolasın.Varolsun okuyan, anlayan, irdeleyen, değer veren yüreğin. Her dem sevgimle, saygımla Kıymetlim kalbine, şair, yazar kimliğine. İyi ki varsın.
Bu yazınızdan çok etkilendim hocam, insan anne karnında iken bir format olarak yükleniyor. Bunun içinde kalleşlik en başta geliyor bazı çıkarlar ve iki yüzlülüğün getirdiği kalıntılar hele hele içinde yalan dolanlarından öne çıkması insanların birbirlerine olan güvenini tamamı ile ortadan kalkmasına neden olabiliyor. Anlam yüklü yazınızı tebrik ederim saygılar...
Şükran AY
Çok teşekkür ederim sayın hocam.Doğasında var bazı olumsuzluklar.Zaten zıtlıklar dünyası denmiyor mu bu yüzden...İyi kötü, siyah beyaz herşey var.Ben negatif yönünü almaya çalıştım hayatın. Onur verdiniz sayfama değerli görüşlerinizle.Sağolun .Selam ve hürmetlerimle.
Son cümlede özetlemişsin Hayatı; kutlarım emeğini selam ve saygıyla Şükran hanım..
Şükran AY
Evet, özünde yalanın açılımıydı bütün yazı.
Teşekkür ederim sayın hocam. Varlığınızla onur duydum.
Selam ve en derin hürmetlerimle yüreğinize.
Anlamlı ve düşündüren bir yazıydı.
Her cümleniz, kaleme olan hakimiyetinizi gösteriyordu, sözcüklere istediğiniz şekli verebiliyorsunuz.
Tebriklerimle...
Şükran AY
Değer veren yüreğinize, okuyan gözlerinize bin sağlıklar dilerim.Sağolun.
Onur verdiniz varlığınızla.Saygılarımla.
insan denen varlığın içerisindeki gelgitleri, dönüşümleri konu alan biraz ağır dille kaleme alınmış dikkatle okunması gereken bir eser.
Özünde çok güzel düşünceler ve fikirler bulunmakta.
kaleminize sağlık.
Şükran AY
Teşekkür ederim efendim.Varlığınızla onur verdiniz.Saygılarımla .