- 2947 Okunma
- 8 Yorum
- 2 Beğeni
Vargit Çiçekleri
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Anneler günü için
Bunlar vargit çiçekleri. Eylül’ün başlarında açarlar ve artık havaların soğuduğunu, göç zamanının başladığını haber ederler. Sonra insanlar burayı terk eder. Vargit çiçeklerinin kaderi bu Ceren. Onlar doğar doğmaz yalnız kalırlar. Sanki var olma sebepleri bir göçü başlatmakmış gibi... Sanki hiç beğenilme arzusu taşımıyorlarmış gibi... Sakin... Suskun...
Eğilip bir tane vargit çiçeği koparıyorum. Ceren’e uzatıyorum. Önce bana çiçeği kopardığım için kızıyor. (Onlar zaten ölüydü Ceren!) Sonra alıyor ve saçlarının kenarına takıyor onu. Hep nemli gözleriyle, hafifçe gülümseyerek… İçimden diyorum ki: Önümüzdeki kışı bir tek bu gülümsemeyle bile geçirebilirim ben. Saçlarında göç çiçeği. Göçlerden yarım kalmış, gidenlerin sesinden güzel bir an yakalama çabasında, yarım, eksik bir gülümseme...
"Bu yayla havası içimi temizliyor benim. Kanserimi bu iyileştirecek Ceren." diyor Ceren’in annesi. Ben içimden başka bir yerlere gidiyorum. (Ben burada duramam ki Ceren!) Soğuk bir Şubat akşamında, sokakların arasında, menekşeleri solmuş, asmaları kurumuş balkonların altından geçiyorum.
“Evet” diyor Ceren. “Bu tertemiz hava seni iyileştirecek.”
Ama ben biliyorum. Vargit çiçekleri açtı. Ceren bunu hiç bilmesin isterdim. Gidişi... Dönüşü asla olmayacak gidişleri... Mezarların kokusunu, mermer taşların sessiz gürültüsünü, olur olmaz yerlerde canlanan anıları. Dayanılması güç, o öldüren özlemi... Gizli gizli ağlamaları...
“Sakın benden gerçek düşüncelerini saklama” diyor. “Bana rol yapma. Annem iyileşecek mi?”
“Bilemem ki Ceren, nereden bilebilirim ki?”
“Sen biliyorsun. Sen her şeyi biliyorsun. Gözlerinden anlıyorum. Boşuna saklamaya çalışma! Bunların aynısını yaşadın sen!”
“Ceren...“ Diyorum. Gerisi gelmiyor.
“Sen her şeyi biliyorsun!” diye bağırıyor bana. Ağlamaya başlıyor.
Gecede güz.
Gecede ayrılık.
Gecede milyon yılın acısı...
Sonraları Ceren’in annesi ağırlaşıyor. Hastaneye kaldırılıyor. Bir hafta sonra ise ölüm haberi geliyor. Yaralar açılıyor. Yaralar kapanıyor. Yaralar kapandıkça içine doğru kanıyor. Baharda... Mayıs çiçeklerinin cıvıl cıvıl renklerinde, içimiz kanıyor.
Ceren’le yanyana konuşmadan oturuyoruz. Konuşmadan oturmak ne kadar güzel. Uzaklara bakmak. Aynı anda aynı acıyı, aynı özlemi duymak. Çok uzaklarda iki anne. Cenneti izleyen iki çocuk... (Parçalandıkça birbirini tamamlayan...)
Güz soğuğunu hissediyor musun? İnsanlar evlerine gitmeye hazırlanıyor. Ama biz burada kalacağız. (İki vargit çiçeği gibi…)
Vargit çiçeklerinin kaderi bu Ceren. Onlar doğar doğmaz yalnız kalırlar. Sanki var olma sebepleri bir göçü başlatmakmış gibi... Sanki hiç beğenilme arzusu taşımıyorlarmış gibi.
Sakin... Suskun...
kıyıdaki adam Mayıs 2014
YORUMLAR
Bu yazınızı kaçırmışım. Son yazdığınızı okuduktan sonra buraya geldim. Hep dediğim gibi; içinden anne geçen satırarı bir başka yazıyorsunuz. Belki de beni bu konuda en etkileyen yazarsınız. Farklı bir şey var, farklı bir acı, siz anne diye yazarken. Bunu söylerken düşündüm de; aslında en güzel anne şiirlerini ve anne yazılarını hep erkek yazarlardan okudum.
Geç de olsa kutluyorum.
Selamlar.
beyaz bir yol giydirilmişti yüreklerine
bu yüzden yağmurları hep kendisi bildi
annesi toprak kokan çocuklar
"vargit çiçeği şimdi her biri"
ağrısı tazelenince insanın mutlu olması çok tuhaf, belki karmaşık da bir durum biraz. lakin aynı acı her kalpte kendisini hissettiriyorsa
kalplerin de bir dili var demek ki
Nur içinde yatsınlar, cennet mekanlarında ve çocuklarını özlemle beklesin bedenini toprağa vermiş tüm anneler...
Âmin
sağol şair
-Rezber Camêr- tarafından 5/11/2014 12:21:56 AM zamanında düzenlenmiştir.
Henüz var git çiçeklerini görmedim açıkçası ne kadar zaman daha görmeyiz bilemesem de acı haber elçileri gibi göründüler gözüme elbet onlarında varoluşları yoklukla yazıldıysa çiçeklerin suçu ne ?Yaşam döngüsünün başlangıçların mutluluğu kadar bitişlerinde hüznünü, unutulmayacak acısını barındırdığı gerçeği ile giden tüm annelerin huzur içinde uyumaları, cennet bahçelerinde uyanmalarını kalanlara da güzel anılarla manevi varlıklarını her daim yaşatmaları temennisiyle teşekkür ediyorum hüzünlü ama değerli yazınız için.
Yav arkadaş,
bu güzel güne,
gözlerimize hüzün yağmurları yağdırarak başlattın bizi.
Yani,
bu kadar yürek acıtıcı yazmasan olmaz mıydı?
Annemi aramalıyım.
Bir yanı felçli,
küçücük balkonuna mahkum yaşıyor hayatı.
Çiçekler solmadan,
kokusunu hücrelerimin en tenha köşelerinde hissetmeliyim.
Annemi aramalıyım.
Vargit çiçekleri ömrünü tamamlamadan.
Çok anlamlı, çok güzel bir çalışma.
Acı verse de.