- 699 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
şiir tiyatro
Anlatıcı
Köylü kadın
Şehirli kadın
Sunucu
Anlatıcı:
Bir televizyon stüdyosunda evlendirme programındayız.. Programın adı Zerrin Çolak’la MUTLULUĞA İLK ADIM. Stüdyo oldukça geniş, bazı bölümler izleyiciler için ayrılmış, bir bölümü müzik gurubu için, bir bölümü de mutluluğa ilk adımı atmak için gelenlere ayrılmış. Ana kameranın tam karşısında paravanla ayrılmış iki koltuk var. Birbirlerini tanımak isteyenler paravan açılana kadar birbirlerini tanımak için sorular soruyorlar, aldıkları cevaplara göre de yan taraftaki ÇAMLI oda denilen bölüme alınıyor. O bölümün en büyük özelliği duvardaki fon resminde çam ağaçlarının resmi olmasıdır. Artık program başlıyor keyifli izlemeler.
Saz ekibi program müziği olarak Simge’den “ Mişmiş” çalar. Sunucu zerrin çolak oynayarak girer. Bir süre alkışlar eşliğinde oynadıktan sonra kes işareti yaparak müziği susturur.
Zerrin Çolak:
Evet sevgili izleyicilerim, evet ilk adımını atmak üzere bize başvuran sevgili konuklarım, bu gün 1 Nisan Pazartesi, haftanın ilk gününde sizlerle olmaktan gurur ve onur duyuyorum. Her zaman söylediğim gibi yine tekrar ediyorum diğer kanallardaki gibi biz rutin tanıştırmalar yapmıyoruz. Tanıştırıyoruz, anlaşırlarsa çiftler nişan merasimini yapıyoruz gerisine karışmıyoruz. Bütün yükü üstümüze alamayız değil mi?
Bir süre kahkaha sesleri duyulur. Ve sunucu devam eder.
Zerrin Çolak:
Bu gün Ahmet Bey’e iki tane talip geldi. Çok şanslı vallahi adam, birbirinden çok farklı olan bu iki hanımı görmedi Ahmet Bey. Sorularıyla ikisini de tanımaya çalışacak, kabul ederse paravanı açıp Çamlı odaya alacağız. Merak ettiniz değil mi?
Yeniden bir müzik başlar: Gülşen’den Bangır Bangır şarkısı çalar.
Zerrin Çolak:
Hoş geldiniz Ahmet Bey bekârlık nasıl bir şey?
Ahmet Bey:
Vallahi ne diyeyim bekâr kaldım ben epey
İyi mi kötü müydü evliliği unuttum
Hatırlamak için de kanal yolunu tuttum.
Zerrin Çolak:
Çok iyi etmişsiniz bu gün şansınız açık
Hiç durmadan koş haydi sağdaki koltuğa çık.
Biraz farklı olacak budur bizim farkımız
Taliplerin gelecek başlayınca şarkımız.
İki talip olacak paravanın ardında
Cevabını verecek sen soru sorduğunda
Önce birinci talip sonra da ikincisi
Hele birisi var ki Anadolu incisi
Cevaplara bakınca yanılmayasın sakın
Soruları sorarken biraz ciddiyet takın.
Yanıltmak da isterler bu günün onuruna
Sonu iyi olacak değmesin gururuna.
Anlatıcı:
Bir slow şarkı eşliğinde paravanın diğer tarafındaki kapı açılır. İki hanım girer içeri, birisi alımlı mı alımlı, boyu söğüt, gözler zeytin, dudak kiraz, saçlar çınar dalından biraz az. Sürme çekmiş gözüne doyulmuyor özüne. Öyle kısa minisi, nerdeyse görünecek giydiği bikinisi. Denizden çalmış sanki saçının dalgasını, girdiği yere vurur mutlaka damgasını.
Diğerine ne denir suratı paslı demir, yana kaymış yazması, mümkün müdür erkeğin gelip buna yazması? Yerlere sürünüyor dallı güllü şalvarı, bu haliyle geçer mi bilemeyiz kulvarı. İkisi de yerleşti sunulan koltuklara, bakmadılar bile hiç, gülüşen konuklara.
Ahmet Bey:
Hoş geldiniz hanımlar tanıtın kendinizi
Kaç evlilik yaptınız seçeyim birinizi
Sonay:
Efendim adım Sonay, bir cefayla sıyrıldım
Üç evlilik yaptım da hepsinden ben ayrıldım.
Birisinin sebebi aramızdaki yaştı
İkinci bar sahibi haliyle de ayyaştı
Üçüncüsü çok gençti rahat vermedi anne
Çocuk bakar gibiydim ben de ettim bahane
Altı aydır yalnızım çekilmiyor efendim
Sizi gördüm beğendim buraya kadar geldim.
Biraz gelirim var da yetişmiyor haliyle
Geçineyim diyorum bir erkeğin eliyle
Ahmet Bey:
Ne masrafı olur ki yapayalnız kadının
Zümrüt mü taktıracak üzerine adının
Sonay:
Çok hoşsunuz Ahmet Bey, benim masrafım çoktur
İstediğim cüzdan da çoğu erkekte yoktur.
Kuaförüm, makyajım konkenimin masrafı
Çökertirdir mutlaka esnafları sarrafı
İkinci kez giyemem dolap elbise dolu
İş yapmam yemek yapmam toplamam sağı solu
Sahilde yalı gerek oturamam katlarda
Tatilde gezmeliyiz ak denizde yatlarda.
Ahmet Bey:
Madem öyle dersiniz sorayım yanıtlayın
Nasıl eş olursunuz cevapla kanıtlayın
Sonay:
Sorun efendim sorun hazırım bekliyorum
Cevapların sonunda beklerim iyi yorum…
Ahmet Bey:
Sırayla cevap verin başlıyorum listemden
Düşünmeyin pek fazla bitsin süre bitmeden.
Parfüm kullanır mısın söyler misin hangisi
Sonay:
Her tarafa sıkarım tabi ki en iyisi
Annik gotel olmalı yalnız bin beş yüz dolar
Evim de bedenim de harika güller kokar
Ahmet Bey:
Bir araba seçiniz ne olmalı markası
Nasıl giyinirsiniz kapalı mı açık mı?
Türban mı takarsınız ya da hanım şapkası?
Bronz mudur renginiz yoksa günden yanık mı?
Sonay:
Elbette ki arabam olmalı ak limuzin
Rengi farklı olsa da vardır mutlaka sizin
Giydiklerim hep benzer mini şort mini etek
Bizi böyle alıyor gittiğimiz diskotek.
Ahmet Bey:
Hangi yemeği sever yaparsınız güzel de
Haset eder misiniz çoğu görünce elde
Sonay:
Yağ kokusunu sevmem hiç, restorana gideriz
Belki biraz ahtapot siyah da havyar yeriz.
Kıskanırım elbette onlar benden üstün mü?
Ne oldu susup kaldın yoksa bana küstün mü?
Ahmet Bey:
Soracağım kalmadı boşaldı bütün listem
Diğer hanım bekliyor vaktimiz de doldu hem.
Onu da dinleyerek sonra veririm karar
Bekletmek ayıp olur tanımakta yarar var.
Anlatıcı:
Ahmet Bey ümitsizdir geldiğine pişmandır
Aklını karıştırır sunucunun sözleri
İkinci ya çirkindir ya da fazla şişmandır
Belki dili kekeme belki şaşı gözleri…
Söylenerek sessizce ne çıkarsa bahtıma
Belki de otururum altın sırma tahtıma.
Sorularını sorar ümitsiz olsa bile
Ey Ahmet çık içinden bu nedir bitmez çile.
Ahmet Bey:
Buyurun hoş geldiniz uzak mıydı yolunuz
Nerelerden geldiniz, biraz sakin olunuz
Fadik:
Adım Fadik Muş’tanım eh epeyce yol yaptıh
Eccük belim ağrıdı var ya orada fıtıh
Bir çobanın gızıydım çocuhgen everdiler
Çocuğu olmuyormuş beni guma verdiler
Guma rahat vermedi her işini yaptırtdı
Niyetim eyi amma o her şeyi saptıtdı
Ben de döl veremedim gapılara attılar
Köye dönmek istedim bir bunağa sattılar.
Ben de gaçtım oradan galgıp buraya geldim
Eccüg civan gördüm de sana da talip oldum.
Ahmet Bey:
Sen parfüm sürer misin nasıldır ayakkabın
Kuaföre ayda bir gidersen yetecek mi?
Ne yemeği seversin hangisinde mahirsin
Kendini benzetirsen hangi coşkun nehirsin?
Fadik:
Tezek gogusu vargen parfüme gereg var mı?
O yapmacıg gogular daha gözel gogar mı?
Ayaggabı nedir gi yazın çetig giyerig
Garda gışda çamurda bulursag gara lastig
Saçımız daim örüg kuaföre gitmeyig
Bit sirge düşer ise tas goyarıg geserig
Yemeg de neymiş beyim evde bazlama vargen
Bazen yufga açarıg galgarsag gün doğargen
Bi gez ırmag gördümdü hastanaya gidergen
Bi de deniz görmüşüm ha buraya gelürgen
Ahmet Bey:
Zerrin hanım gerek yok daha fazla sormama
Bu hanımlar sanırım benim için zor mama
Yutmaya kalksam bile boğazıma takılır
İkisi de mıh gibi yüreğime çakılır.
Paravanı açmayın bakarsın saldırırlar
Kulağımdan yapışıp dağlara kaldırırlar.
Ben bunlardan vaz geçtim sana talibim Zerrin
Gidip kahve içelim hem mahirsin hem narin.
Zerrin hanım:
Nasıl olur Ahmet Bey benim bir nişanlım var
Ahmet Bey:
Ne olur ayrılırsın sanki kıyamet kopar.
Haydi, çamlı odaya konuşup anlaşalım
Nişanlı da neymiş ki her zorluğu aşalım.
Zerrin hanım:
Ayol ne yapıyorsun, bırakınız kolumu
Sevmişim sevilmişim bulmuşum ben yolumu
Bu gün nisanın biri size yapmıştık şaka
Bu ısrarcı haliniz bilmem ki ne alaka.
BKM mutfağından iki hanım oyuncu
Sandınız mı onları ikisi de soyguncu?
Rezaletle son buldu yayınımız
Elimizde patladı bombamız mayınımız.
Ahmet Bey:
Ben de sizi kandırdım değil mi ki bir nisan
Nişanlı bir bayana asılır mı hiç insan.
Zaten beklerdim sizden şaşırmadım hiç buna
Ben de iyi becerdim devam ettim oyuna.
Zerrin hanım:
Oh çok şükür Ya rabbim üstümden kalktı bir yük
Böyle mat olursun Zerrin oyun senden çok büyük.
YORUMLAR
Afet Ablam, Mozaik elimde degil, yurtdisina kargo sorunundan sebep ama Ummuhan kardesimin eline gecince ilk isi bana sayfalari acip goruntu yaparak elime ulastirmisti.. Simdide burada gormek guzeldi. Edipliginizle , satir aralarina dokunuzunuzla beraber gostermis oldugunuz incelige tesekkur ediyorum, saygilar, sevgiler sunuyorum..
Bir buse kondurdum Mozaik'e serpilen her tasin alnina...