mahşeri adımlayan ıslak çizmeler
Kapının eşiğinden kolunu uzatarak yağmurun serinliğini hissetti.Uzun kışlık çizmelerii ayağına geçirirken "uyku" diye düşündü."ne garip hadiseydi"
ölümü ziyaret edercesine gece başını yastığa koyup,sabah gözlerini mahşerde açmak gibi...
Yagmur yagıyordu; bu sene mayıs ağlamaklı gececege benziyor diye gecirdi çinden.Artarak şiddetlenen mayıs yağmurunun altında ara sokaklardan gecerken, yalnızca kırmızılı şemsiyesine düşen damlalar ve kendi ayak sesleri duyuluyordu. içinde susmak bilmeyen bi gürültü varken bu şehir nasıl böyle uyuyabilirdi ki!
Ayakkabısı azıcık su çekmiş, elbisesiinin etekleri yagmurdan nasibini almıştı. "Yagmur" dedi. "ne olur bir kez de içime aksan!"
O sırada sabah uykusunun sessizliğindeki ara sokakları çoktan ardında bırakmış, şehrin kalabalığına karışan caddeye ulaşmıştı.
"uyku bitti "dedi o an...
"İşte mahşer!"