- 1428 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ŞU ERMENİ MESELESİNE BİR DE BİZ DOKUNALIM BAKALIM -8-
1890-1991 yılları arasında Ermenilerin çıkardıkları ayaklanmalardan sadece bir kaç tanesine değindim şimdiye kadar. Tabii ki böyle baktığımızda ’’ Aman canım bir kaç tane ayaklanma için mi bunca patırtı?’’ Denilebilir ama değil. Bu birinci bölümdeki isyanların -tamamı olmasa da çok büyük bir bölümünün kronolojisi şöyledir:
1- 20 Haziran 1890 Erzurum İsyanı,
2-Ağustos 1894 Birinci Sasun isyanı,
3-16 Eylül 1895 Zeytun( Kahramanmaraş-Bu Günkü adıyla Süleymanlı ) İsyanı,
4- 29 Eylül 1985 Sivas-Divriği İsyanı,
5- 2 Ekim 1985 Trabzon isyanı,
6- 6 Ekim 1985 Eğin İsyanı,
7- 7 Ekim 1895 Kayseri-Develi İsyanı,
8- 9 Ekim 1895 Akhisar İsyanı,
9-21 Ekim 1895 Erzincan İsyanı,
10-25 Ekim 1895 Gümüşhane ve Bitlis isyanları,
11-26 Ekim 1895 Bayburt İsyanı,
12- 27 Ekim 1895 Maraş İsyanı,
13-29 Ekim 1895 Urfa İsyanı,
14-30 Ekim 1895 Erzurum İsyanı,
15- 2 Kasım 1895 Diyarbakır ve Siverek isyanları,
16- 4 Kasım 1895 Malatya isyanı,
17-7 Kasım 1895 Harput isyanı,
18-9 Kasım 1895 Arapkir isyanı,
19-15 Kasım 1895 Sivas ve Merzifon isyanları,
20-15 Kasım 1895 Maraş isyanı,
21-22 Kasım 1895 Muş isyanı,
22-3 Aralık 1895 Kayseri ve Yozgat isyanları,
23-1895-1896 Zeytun İsyanı,
24- 2 Haziran 1896 1. Van isyanı,
25-Temmuz 1897 2. Sasun isyanı,
26- 14 Nisan 1909 Adana isyanı.
Bu kadar çok isyan olur da bu isyanlara karşı yapılan müdahalelerde kan dökülmemiş olabilir mi? Hele hele de bölgede Ermenilerle hakimiyet mücadelesi içinde olan ve II. Abdülhamit tarafından bizzat silahlandırılmış olan Kürtlerin intikamcılığını da işin içine katarsak bu isyanlar ne kadar kanlı olmuşsa bastırılması için yapılan karşılığın da bir o kadar kanlı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Şimdi bunu söyleyerek ’’ Bir katliam olmuşsa bile bunu Türkler değil Kürtler yapmıştır, olayın bütün sorumluluğu Kürtlere aittir .’’ mi demek istiyorum? Hayır elbette. Söylemeye çalıştığım şey şudur: Bu gün ayrılıkçı Kürtlerin ’’ Hepimiz Hırant’ız, hepimiz Ermeniyiz ’’ Derken hiç mi yüzleri kızarmaz acaba? Duyulması gereken bir utanç varsa bu sadece ve sadece Türklerin duyması gereken bir utanç mıdır? Sık sık sorarlar ’’ Madem Ermenileri katletmedik o halde nerede bu İstanbul Ermenileri?’’ Ben de sorarım elbette ’’ Peki Van- Diyarbakır, Dersim Ermenileri nerede?’’ Bir zamanlar onlarla meskun olan topraklarda - bunca Kürt İsyanına rağmen - kimler yaşamaktadır?
Peki biz Türkler kendimizi aklamak için bir takım şeyleri örtbas mı ediyoruz? Bir arkadaşımın da belirttiği gibi Anadolu’yu karış karış dolaşsak, toprağı az eşelesek karşımıza çıkacak insan kemikleri bar bar bağıracaktır ben katliama uğradım ’’ mı diyecektir.
Diyecektir elbette ama sadece Ermenice olarak değil. Belki de daha çok Türkçe olarak bağıracaktır ’’ Ben katliama uğradım ’’ Diye.
Bir şeyleri saklamak gibi bir niyetimiz yok. İşte bunun ispatı olmak üzere yukarıdaki resmi yayınlıyorum. Hem de nereden alarak biliyor musunuz? ’’Ermeni Soykırım Müzesi ’’ adlı bir siteden alarak ve de ’’ Bu mezalime uğramış bir müslüman ailenin fotoğrafı da olabilir ’’ demeden...Evet böyle sahtekarlıklar çok yapılmış olmasına rağmen ben bu resmi ’’ Türklerin yaptığı bir katliamın resmi ’’ olarak alıyor ve yayınlıyorum aynen. Neden yayınlıyorum biliyor musunuz? Bir sonraki bölümde yayınlayacağım bir başka resmin de var olduğunu görmeniz için.
Yakın zamana kadar ben de ’’ Türkler böyle bir katliam yapmaz’’ Diye düşünenler arasındaydım ama Adana’da daha bir kaç gün önce bizzat amcasının oğlu tarafından vahşice öldürülen Gizem’in o parçalanmış bedeninin resimlerini görünce ’’ bir Türk, kendi amcasının kızına o işkenceyi - hemde ablasını ona vermedikleri gibi bir sebeple - reva görürse, evini barkını yakıp yıkan, akrabalarını öldüren Ermeni’ye neler yapmaz ’’ Diye düşünmeden edemiyorum. Ya da kendisine dört evlat vermiş olan eşini sokak ortasında, çocuklarının gözleri önünde mermi manyağı yapan bir Türk, kendisine zarar veren bir Ermeni’ye neler yapmaz ki diye düşünmeden edemiyorum.
Hani İngiliz Parlementer Lord Curzon Avam Kamarasında verdiği bir nutukta şöyle konuşur:’’Bana öyle geliyor ki, siz Ermenileri, 7-8 yaşında pek masum ve temiz bir kız çocuğu gibi görüyor ve öyle sanıyorsunuz! Ama bunda pek yanılıyorsunuz! Zira Ermeniler, özellikle son hareketlerindeki vahşetle, ne ölçüde kan dökücü, vahşi bir millet olduklarını bizzat kendileri ispat etmişlerdir ’’ Demişti ya Ben de ’’ Türkler de o kadar masum kuzular olmayabilir. ’’ Demekten kendimi alamıyorum zamanımızdaki cinayetleri görünce.
Yukarıdaki resme dönelim tekrar. Bu resmin 1909 daki Adana İsyanında çekilmiş olduğu yazıyor.( Doğru ya da yalan olduğunu tartışmıyorum bile ) Türkler Ermeni çocuklarının etlerini kesmişler bıçaklarla.(!) ( Öyle diyor resmin altındaki yazıda) Bundan daha feci bir şey olur mu peki? Olur. Gelecek bölümde de Ermenilerin nasıl bir medeniyet hayal ettiklerinin ve medeniyetlerini hangi temeller üzerinde kurmayı düşündüklerinin resmini göreceksiniz.
Devam edelim.
Ermeniler 1909-1915 yılları arasında önemli bir olaya imza atmazlar. Bunun iki sebebi vardır. 1- 1909 da II. Abdülhamit Tahttan indirilmiştir. Onun tahttan indirilmesi için Taşnak Ermeniler Jön Türkler ve İttihat ve Trakkicilerle işbirliği içine girmişlerdir. Dolayısıyla İttihatçılardan oldukça fazla beklentileri vardır. Ama bu beklentileri suya düşer çünkü II. Abdülhamit ne kadar İslamcı ise İttihatçılar da o kadar Türk Milliyetçisidirler, dahası Turancıdırlar. II. Abdülhamitten sonra onun Hamidiye Alaylarını bile kaldırmamışlar, önce Oğuz Alayları dedikleri bu orduya ’’Uyuz Alayları ’’ Denilmesi üzerine alaylara Redif Alayları denmeye başlanmıştır 2- Taşnaklar bu yıllarda Çarlık Rusyasına karşı Devrimcilerin safında yer aldıklarından Ruslarla da başları derttedir. Ama 1914te I. Dünya Savaşı patlak verip de Osmanlı Devleti bu savaşa girince Ermeniler için yeni bir ümit doğdu. Asıl kızılca kıyamet de ondan sonra başladı zaten.
Devam Edecek...
YORUMLAR
hocam o kadar isyan çıkaran birermenilere karşı kürt olsun türk olsun onları kutlamalarımı gerekirdi teşekkürmü etmelilerdi o kadar insanları camilere doldurarak yakacaksın veya vurarak öldüreceksin türlü türlü katliamlar yapacaksın sonrada dönüp türkler bize soykırım yaptı yaygarası yapacaksın onlara gülmü dağıtmalıydı ne yapılmalıydı bu durum karşısında aynısını bizler uygulamış olsaydık bizlerde toplayıp yakarak öldürürdük derilerini canlı canlı yüzmeliydik ama yüzmediğimiz içinde suçlu biz oluyoruz ne yazıkki insanı insanlıktan çıkarıyor bunlar kolay gelsin saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Yamaya devam ediyoruz. Araştırdıkça neler çıkıyor neler.
Selam ve sevgilerimle.
Günümüzde teknik daha ileride yapılan iftiraları çürütmek kolay .Yazdığın gibi hep dış güçler birde Osmanlının zorda olduğu durumlarda..
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Şurası bir gerçek: Eğer Rusya, İngiltere, Fransa ve ABD Türkiye dışındaki Ermenilerden başlayarak kendi hain emelleri için -Yurt içindeki Ermenileri de daha sonra dahil ederek- bu olayları kışkırtmasaydı ne Türkler ne de Ermeniler bu acıları yaşamayacaklardı.
Selam ve sevgilerimle.
Su ısındı,
kaynamaya başlayacak şimdi.
Dananın kuyruğu da burada kopacak besbelli.
Yine ilgi ile okuduk bu bölümü de.
Öz eleştiriler de gerçekten ilginçti.
Gelecek bölümlerin, daha da enteresan olacağını zannetmekteyim.
Haydi hayırlısı diyelim.
sami biberoğulları
1890 dan itibaren su zaten ısınmış durumda. 1915ten itibaren kaynıyor artık.
Göreceğiz bakalım nasıl kaynıyor ve kimleri ne şekilde haşlayarak acı ve elemlere gark ediyor.
Tükenmeyen ilgin için çok çok teşekkürler.
Selam ve sevgiler.