- 1244 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
SEVER MİSİN...!
Bilenler biliyor, geçen sene bu vakitler sağ şah damarım (Hekimler karotis diyorlar) tıkandı, beyin kansız kalıp beslenememiş, şarladı. Sol tarafıma inme indi.
Nesye... Ameliyat ettiler, damar açıldı beyin çalışmaya başladı. Durum eskisi gibi olmasa da normale dönü gibi.
Bu sebeple her üç ayda bir kontrollere gidiyorum.
İşleyiş şöyle: Doktor muayeneyi yapıyor... Bir sonraki kontrol için randevu gününü ve saatini belirten bir kağıt veriyor. Randevu günü gelince polkilinik sekreterine bu kağıdı veriyorsunuz, sekreter doktor tarafından daha önce kendisine verilen listede adınızın olup olmadığını kontrol ediyor, varsa sıra numarası veriyor. sıranız gelince doktor sizi çağırıyor ve muayene/kontrol oluyorsunuz. Gerek görürse ileri bir tarihe yeniden randevu veriyor. Bu rutin böyle devam edip gidiyor.
Verilen randevuyu göre bu sabah hastaneye gittim. Poliklinik sekreterine randevum olduğunu söyledim randevu kağıdını uzattım.
Sekreter; "Birbuçukda geleceksin Amca!"dedi, kağıda bakmadan.
Dedim ki; "Bak burada sabah yazıyor, doktor bana bu saatte gel dedi."
Sekreter, "Ha öyle mi... bir dakika listeye bakayım!" baktı .
Listede ismimi gördü ve sıra numarasını verdi.
Böylece birinci aşamayı başarıyla geçtim!
Muayene odasının önünde içeriden ismimin okunmasını beklemeye başladım.
Bu arada uyanık Türklerden içeri girip çıkanlar oluyor, Biz salak Türkler bekliyoruz!
Kapının dibinde sotaya yatmış, belli ki besleme Türklerden, bir kadın içeri dalmak için fırsat kolluyor.
İçeriden ismin okundu, doktorun huzuruna çıkacağım, kadın benden önce içeri daldı.
Hay Allah! SEVER MİSİN... SABAHA MI BIRAKIRSIN!?
Tansiyonum yükseldi (Doktor tansiyonun yükselmeyecek diyor)
Kadını arkadan dürttüm (başka türlü anlaması zor!)
Bana doğru döndü. Sordum kadına:
"Hanım senin adın Bekir mi?" şaşırdı.
"Doktora bi şey soracadım" dedi.
Doktor baktı ki hır çıkacak duruma müdahale etti, kadını dışarıya gönderdi.
İkinci aşamayı da başarıyla tamamlayıp oturdum doktorun karşısına.
Doktor sordu:
"Nasılsınız Bekir Bey?"
Ben de:
"Sekreterler ve insanlar daha akıllı olsa (olumlu bir cümle kurdum) tansiyonum yükselmeyecek. O zaman daha iyi olacağım!" dedim.
Güldü.
Bir sonraki randevuda bakalım neler yaşayacağım.
BURASI TÜRKİYE... HER YER TÜRK... HER YER TİYATRO.
Bekir GÜÇLÜER
YORUMLAR
bekir güçlüer
Ziyaretiniz, değerlendirmeniz ve geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım
Sayın Güçlüer öncelikle geçmiş olsun.
Bir randevu daha aldığınıza göre rutin muayene olumlu sonuçlanmış diye anlıyorum.
Olanlara gelince; tansiyonunuzun artması evde, çarşıda, alış veriş mekezinde, pazar yerinde olabilir.
Ancak, hastanede görevlilerin umursamazlığı ile olmamalı tansiyonunuzun fırlaması..
Oluyor maalesef.
Diğer hanıma gelince ; " Köylü kurnazlığı " diyip geçmemek lazım. :(
Tekrar geçmiş olsun diyor paylaştığınınız için teşekkür ediyor selam sevgi ve saygılar sunarım.
bekir güçlüer
Evet bu kontrolü da kazasız atlattık. Rutin kontroller devam edecek.
Haklısınız tansiyon denilen şey her vesileyle oynuyor.
Ben pek fazla takmıyorum da doktorlar takmış vaziyette. 12/8 tansiyona bile fazla diyorlar. Oysa benim kendimi bildim bileli tansiyonum bu civarda.
Karşılaştığım olumsuzluklara ise hemen işlem yapmıyor sabaha bırakıyorum :))
Ziyaretiniz, ilginiz güzel dilekleriniz için teşekkür eder, selam ve saygılarımı sunarım.
vega4
Çok geçmiş olsun değerli kardeşim Bekir bey Allah tekrarını göstermesin. Ben de 8 Mayıs 2013 de safrakesesi ameliyatı olmuştum, sanırım sizin bu rahatsızlığınız da o tarihlerdeydi, o zaman da geçmiş olsun dilekleri mi bildirmiştim.
Ne ilginç tesadüf, dün "06.05.14" günü ben de bel fıtığı "omur" kaymasından randevulu olarak, DR. Lütfü Kırdar eğitim ve araştırma hastanesine tomografi çektirmek üzere, biraz sitres, biraz korku, daha ziyade de sol kalçamı etkileyen şiddetli ağrılar içinde gitmiştim. Saat15,10 randevulu sevk föyünü sıra veren sekreter hanıma verdiğimde, föyü inceledi ve bana dönerek "Bu föyü siz mi doldurdunuz" deyince, içimden "Eyvah bir yanlışlık var herhalde" diyerek irkildim. Sekreter hanım, yazımı çok beğenmiş, "Böyle yazabilmek için bir yıl fazla okumaya razı olurdum ben" iltifatlarını duyunca, çok rahatlamış, inanınız ağrılarım azalmıştı. Aslında o iltifatları pek çok kereler duymuş olmama rağmen, yüzlerce kişinin kayıt işinde yoğun çalışan bir görevlinin bu farkındalığından çok büyük mutluluk duymuştuk, ben de, eşimde.
Şanslıydım, daha çekim saatim ve sıram gelmeden adım okundu, beni bol miktarda radyasyon olan tomografi çekim salonuna aldılar, oturup beklemeğe başladık. Benimle girenlerin hepsinin işi bitti, onar kişilik yeni grupları içeri aldılar, ben hep bekliyorum. Çekim mahallinin, içerde yöneticisi olduğunu sandığım hanıma, "Ben niçin 1 saattir bekletiliyorum" diye sorduğumda, "soru sormayın, oturun ve bekleyin!.. adınız okunacak!..." diye beni azarladı. Çaresiz yine oturup beklemeğe başladım. Ama onlu gruplar hep gelip - gidiyorlar. Saati sordum yeni giren birine cebinden çıkarıp baktı ve 16,20 olmuş. Yani ben 1saat 20 dakikadır yoğun radyasyonlu ortamda bekletiliyorum.
Sonunda patladım, beni susturan kadına. "Tamam hemen alıyoruz" dedi ama, sevk kağıdımı bulamıyorlar, "ne çekeceğimi ben ne bileyim" diyor, tomografiyi çekecek genç adam.
Çekim işi bitenlerin arasında inceleme ünitesine gitmiş benim sevk belgem. uzun bir koşuşturmadan sonra bulmuşlar; genç adam özürler diliyor,"beş dakikalık çekim için dikkatsiz arkadaşımın yüzünden sizi bu kadar beklettik" deyip, Cuma günü sonucu almamı bildirerek, beni saat 16, 40 da radyasyonlu ortamdan çıkardı. Yani 5 dakikalık bir çekim için beni yoğun radyasyon ortamında nedensiz 1 saat 40 dakika beklettiler. Zavallı eşim dışarıda baygınlıklar geçirmiş.
Evet, ben bu yaşıma kadar böylesine düzensizlik ve sorumsuzluk görmedim, yaşamadım. Sağlık sektöründeki hizmet anlayışı ve gösterilmesi gereken titizlik, kelimenin bütün ağırlığı ile rezalete dönüşmüş.
Türk halkının bilinçsiz ve ben merkezli davranışı, ülkemizde sağlık konusu tam anlamıyla bir soygun,vurgun ve sömürü sektörü haline gelmiş.
Yaşadığım olay güzel ve anlamlı yazınızı ne kadar da haklı ve sıralı kılmış.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimle kutlayıp selamlıyorum sizi değerli aydın, toplum ve vatansever Bekir Güçlüer bey kardeşim. Kemal Polat
kempol tarafından 5/7/2014 7:52:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
bekir güçlüer
Ziyaretiniz ve yaşadığınız gerçekliği bütün çıplaklığıyla anlatmanıza teşekkür ederim.
Demek ki her yerde böylesi özensiz ve dikkatsiz görevliler var.
Aslında hastanelerimiz tıbbi donanım bakımından epeyce yol kat etmiş olmasına rağmen ne yazık ki o donanımı kullanacak ve hastalar ile daima yüz yüze olan görevlileri eğitmekte başarı sağlanamamış.
Bir gün bunlarında düzeleceğini umarız.
Rahatsızlığınızdan dolayı ben de size geçmiş olsun dileklerimi sunarım. umarın şifa bulmuşsunuzdur.
Sağlıklı ve geleceği aydınlık günler diler selam ve saygılarımı sunarım.
kempol
Ama denetim noksanlığının olduğu kesin. Güzide kurumlarımızda yeterli ve olması gereken denetim gerektiği özen ve önem de yapılırsa, Türk halkını feci şekilde sömüren özel sektör sağlık kurumları aşırı rant kazancından ve bilinçsiz halkımıza biraz daha insaflı ve daha ekonomik davranırlar.
Esenlik dileklerimle selamlar saygılar değerli dost. Kemal Polat
Allah yardımcınız olsun valla.
Zor bu işler zor.
Siz, beyefendiliği elden bırakmamışsınız yine de.
O hır işinde, gelecek zaman ekini kullanmanıza izin vermez,
geçmiş zamanı çoktan hayata geçirirdim ben.
Hayatımız böyle antikalıklarla dolu gerçekten.
ben de hakkımı hiç yedirmem,
en küçük düzensizlikte sesimi yükseltirim valla.
Hanım kızar, her yerde olay çıkarıyorsun der.
Olay çıkaran ben değilim ki,
saygısız, sevgisiz, düzensiz insanlar.
Neyse...
Gelecek sefer umarım tansiyonunuzu yükseltecek bir macera yaşamazsınız.
Geçmiş olsun.
bekir güçlüer
Ziyaretiniz, hayatın içinden süzülen yorumunuz, güzel dilekleriniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
geçmiş olsun komutanım.....ben tüm hastalıkların stresten olduğuna inananlardanım...bazılarınıda SABAHA BIRAKMA..... bu memlekette efendilik iflas etti bilesin en derin saygılarımla
bekir güçlüer
Ziyaretin ve güzel yorumun için teşekkür ederim.
Tansiyonumun yükselmemesi lazım yaaa.
Onun için çoğu zaman sabaha bırakıyorum.
Selamlar saygılar