- 995 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATA DAİR MESAJLAR...
Hayat, başından sonuna kadar bir mesajlar dünyasıdır içinde mutluluğu ve hüznü barındıran ki görmeye fark etmeye hakikat gözleri ister! Bir bakıma da biz varlıklar için bir imtihan vesilesidir! Yüce rahmanın da buyurduğu gibi: kimine mal, mülk ve zenginlik veririm ki; beni sefahat içindeyken hatırlayıp şükredecek mi diye! Kimini de yoklukla sınarım ki isyana prim vermeyip, şeytanın ağına düşmeden sıkıntılara ve dertlere sabır gösterecek mi diye! Bundan öte gelir zaten imtihanın meşakkati.
Hayat sahnesinde kimisi güler ki; doğruya olana itimat etmiş veya güzel hasletler işlemiştir belki de saadetle kaşla göz arası sınanmaya tabidir. Kimisine de hüznün dert oklarının savrulduğu kederli ve sıkıntılı olaylar dizesi bir yaşam sunulur. Meşakkatin son raddeye ulaştığı bir zaman dilimidir işte bu efkar silsilesi anlar.Keder eleğinden eleyerek anıları, atinin muştulu günleri gözlenir hasretle ufuklardan.Gönül teline bam vurulur sabır taşı aşındırılarak…Mesabesi yükseldikçe dertler deryasının buna karşın ecri de artar iç buhranların sıkıntı olup gönülden dile döküldükçe sabır timsali Eyüp misali…İsyan dürtüsünün güdümünde iblisin sinsice yaklaşımı sayesinde içten güç alarak kaynayan sitem anı beklenir mükafat için yaradan…Sabır ki, rahmanın kulunu daha çok rahmetine boğma ve kavuşturma için mukaddes lahzadır mühlet sürurla müjdelenmeyi bekleyen!
İşte dünya bu iki hakikat üzerine inşa edilmiştir varlık zenginliği ve yokluk mihneti. Esasen bilinmelidir ki varlığın da yokluğun da tek ve yalnız sahibi Allah’tır. Unutulmaması gereken ise bugün varlığı sunanın yarın devralabileceği gerçeğidir. Yeter ki vakit o kutlu anı bulsun! Üzerinde hayat sürdüğümüz yollar vardır yürüdükçe bitmeyen dağ, dere ve tepe aştıran… Oysa geçen ömrün film şeridini anımsatmaz mı yollar? Yollar ki nice hayalleri anıları güzellikleri bünyesinde barındırır. Bu bağlamda her şeyi menfi manada yorumlamak büyük algı yanılmasına düşmektir. Uçsuz bucaksız kırda dağın zirvelerinde yaşama hayat ipliğiyle tutunan kır çiçeğinin ‘’ ne kadar aşılmaz olsa da engeller elbet bir çaresi bulunur’’ söylemini uzatılan bir zeytin dalı nispetince kabul edilemez mi? Toprağın da , kokusun da ve yaprağında belki sana sunmak için nereden bileceksin ki… Rengarenk bahçelerde hayata göz kırparak ;asaletin ,erdemin, hikmetin ve rahmetin sevgi dilini zengin çeşitliğiyle ifade eden bütün olumsuzluklara rağmen gülebilmeyi sevebilmeyi her an her şeye karşın ayakta durabilmeyi ve saadet saltanatı tahtının sultanlığını ne suretle olursa olsun bırakmamana belki de mücadeleye devama dair gizli bir mesajdır.
Rahmanın inayeti ve lütfu ile tarlalarda boy veren sarı başağın sap kısmının geçen ömrü tasavvur ettiği, baş kısmının da hayatta bir dem de olsa dolu dolu geçirilen zamanı resmettiği görülmez mi? Yalçın dağlar yalnızca bir toprak yığıntısından mı ibarettir? Anlatmaz mı cüssesinin azametiyle dünya kadar malın olsa da ‘’kutuplarda güneşin haşmiyle eriyen buz dağları gibi gün gelip anadan üryan eski haline döneceksin ve bir gün olup emvalden arınıp beyaz kefenle toprağa kavuşacaksın nidasını? Denizler ki ,su birikinti görevi mi görür sadece ? Haykırmaz mı ömürden geçen zamanı nefes nefes hırçın sesinden doğup dalgalardan savrulan damlalarla… O damla katreleri ki ömürden alın nefese karşılık gelmez mi rahmet yağmurunda? Gökler ki biz gafilce dünyayı gözümüzde büyütmüşken yıldızıyla ayıyla güneşiyle ve alemi sarmalayan uçsuz bucaksız sicimiyle işaret değil midir Rahmanın rahmetinin genişliğine? Toprak ki insanın aç gözünün yalnız ölümle doyacağının kanıtı değil midir her sessiz vedada bizi kucaklayan…
Kalemdâr
YORUMLAR
Çok güzel bir yazı okudum. BAŞTAN SONA ANLATIM MÜKEMLDİ. Yazıyı çok beğendim. Daha güzel yazılar geleceğinden de eminim. Bu güzel eseri kutlarım Yazarımıza hayatında başarılar diliyorum. Selamlar sevgiler.