- 1039 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Merhaba
Merhaba,
* “Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orasıdır.”
** Aylardır sensiz kalmaktan yorulduğumu, kendi kendimle konuşmaktan
delirdigimi düşünüyordum ama yalnızlığım -sımsıkı sarıldığım, elinden
tutup gezmeye çıkardığım yalnızlığım- beni hiç bu kadar korkutmuyordu.
Fonda durup suyun akışını izlerken, bilinmeyen bir kentte mutlak aşkı
bulacağıma inanmak yalnızlığımı dindiriyordu. Çünkü biliyordum, aşkı
arayan herkes bulduğunda daha çok yalnızdır.
Sonra sevmek, hep tek kisilik oynanir.
Fuzuli’ye ya da Aragon’a gülsek de geçemiyorduk onlardan.
Tam koklayacakken sağa sola savrulan bir çiçek, büyülü bir yüzük
belki üç harfin tesadüfen bir araya gelmesiydi aşk.
Ya da kaldırımlara oturulup yazılan şiirler ve belki de renklerini
unutan denizsiz kentin martısıyla karganın öyküsü.
Dekorlara, duvarlara çarpsam iyi ya, oyunun en olmadık yerinde
sevdalara takılıp yine düştüm sahneden.
Yaralarıma ne “zaman” iyi gelir şimdi ne yanıtlarından korktuğum için
sana soramadığım sorulardan vazgeçmek,ne de seni anlamak için kendimi
yeniden o büyük caddelerin kaldırımlarına atmak… Kafamı avucumun
içinde ezip öylece dolaşmak istiyorum.
Ne zamana kadar? Nereye kadar? Beynimin bütün kıvrımlarını bir ip gibi
dolanan yalnız başına yaşlanmak korkusu niye? Anılara şahitlik eden
eşyalarla başbaşa kalmaktan,yılların yükünü tek başıma
taşıyamayacağımdan niçin bu kadar çok korkuyorum?
Niye her ayrılıkta bir bahar temizliği istiyor içim?
Şimdi “yüreğim” seni güneşe çıkarmak neye yarar?
Ömür nasıl geçer istasyonlardan ya da istasyonlarda?
Elimle yüreğimi bastırmaktan nasıl kurtulmalı?
Ölüm yüzünü kanat seslerine gizlerken “alışkanlık” nasıl da sinsice
yerleşti yüreğimize?
Ne dersin?
Kahrolası şehirlerde biraz daha mı yormalıyım yureğimi?
Aşk, sevgi zamanla öğrenilir mi?
Ögrenilirse ve aşık olmakla divane olmak aynıysa; delilik öğretilen
herşeye dil çıkarmaz mı?
Ah! bir el kitabı da AŞK için olsaydı.
Her yanda reyhan kokusu. Onca anıdan verilmemiş sözlerden; bir gece
iki şişe şarap ve kadehler mi kaldı?
Bir bilsen bende neler bıraktın.
Sonra bir yaprak ne hisseder yere düşerken?
Şimdi uyusam ve zaman çok çok daha hızlı akıp geçse.
Ben o suyla okyanusa karışsam. Erisem, yok olsam. Yok.
Biri beni delirten bu sorulari benden alsa, birazcık okşasa hüznümü.
Bu, sen olsan…!!!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.