- 808 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sokak Satıcısı
Onca şey icadedildi. Bir tuşa basınca dünya seriliyor insanın ayaklarının altına. Fakat sabahın olduğunu haber veren sesler halâ tiz ve gürültülü.
Fırından yayılan taze ekmek kokusu ve güneşin parlak ışıltısı. Güzel bir gün olacağa benziyor. Kapı önlerini süpüren şu adamın yüzündeki ifade bile hoşnutluk verici.
Ocağın üzerinde sendeleyerek duran çaydanlık ve az sonra duyulacak kuş cıvıltıları ahengi bütünlüyorlar.
Herkesinki gibi servisle gidilen bir işim olmadığına bazan nasıl da üzülüyorum? Fakat bu gün tüm yolu yürüyerek bile kat edebilirim.
İşim sorulduğunda kemküm etmesi de olmasa, keyifli bir iş ile iştigal ettiğimi söylemem mümkün. Ben bir sokak satıcısıyım dediğiniz zaman hep ne sattığınız soruluyor peşisıra. Sokak satıcısıyım diye yinelemek, bazan yüzlerin asılmasına ve dahası ufak çaplı tartışmalara bile yol açıyor. Bir keresinde amcamla yaşadığımız bunun en tipik örneği. Koskoca üniversiteyi sokak satıcısı olmak için mi bitirmişim? Hem zabıtalar ile kovalamaca oynamak hoşuma mı gidiyormuş benim? Hayır amca ben sokak satıcısıyım diye üsteleyince, okkalı bir tokat inmişti sağ yanağıma.
Sorularına aldıkları yanıtın ardından benim söyleyecek başka şeylerim de olduğunu düşünenler, aslında sokak sokak dolaşıp seyyar satıcılık yapmadığımı anlıyorlar tabi. Ama öylesine az ki bu kadar sabredebilenler.
Evet ben sokakları içlerindeki anılar ile birlikte satarım. Hangi sokakta ne yaşanmış, kimler oturmuş tarih boyunca, hangi evlerden gelin çıkartılmış, yangınlar doğal afetler sokakta yaşayanlara nasıl bir yıkım yaşatmış, sokağın ruhu neye benziyor hepsini bilir araştırırım. Sonra da alıcısına satarım o sokağı.
İnanmayacaksınız ama, fahişelerin gangsterlerin büyük savaşları türetenlerin yaşadıkları sokaklar çok daha kolay alıcı buluyorlar. Öyle sokaklardan günde bir tane satıp altı ay hiç çalışmadığım bile olur. Sinema veya edebiyat ile ilgilenenlerin yoğun yaşadığı sokakları kimse almak istemiyor. Alan da ucuza kapatmaya gayret gösteriyor. Fotografçıların rağbet ettikleri manzaralı sokaklar genelde kadınların tercihi. Şöyle balkonlarından dışarıya baktıklarında incelik görmek isteyen genelde onlar.
Bir sokağı satmak göründüğü kadar kolay sayılmaz. Bir kere önce, sokak hakkında derin araştırmalar yapılacak söylediğim gibi. Sonra bu araştırmalar kitaplaştırılacak. Yani her sokağın bir anı defteri tutulacak. Günlükler, resimler, dipnotlar, belki de en önemlisi ruhtan seçkiler. Sokağın ruhuna ait doneler, yaşanmış hazin ya da heyecanlı öyküler, efsanelere de ihtiyaç var elbette.
Işıklı caddelerden, süslü kaldırımlardan bıkanların sefalet ve soba kurumu kokan sokaklardan alabilmek için üç beş kişilik gruplar oluşturup mebla denkleştirdiklerini söylersem ne dersiniz? Şaşırtıcı olmaz galiba günümüz koşullarında. Satın aldıkları sokaktan ileriki zamanlarda kurtulmak isteyenler içinse yapabileceğim çok şey yok. Çünkü kimseler elden çıkartılmak istenen sokaklara alıcı olmuyor.
Size ilginç bir şey daha: Yeni kurulan sokaklar eskilere oranla daha çabuk satılıyor. Çünkü insanlar başkalarının anıları üzerine oturmaktansa, bir sokağın ilki olmayı yeğ tutuyorlar. Ceplerindeki bozukluklar ile lunaparklara yakın sokaklardan bir tane alabilmek için yalvaran çocuklara ne demeli?
Düşler sokağı, hayal sokağı, sadece dul kadınların yaşadığı dular sokağı hatta susam sokağını bile ben sattım. Fakat sokağın akibetini bilmek istemezsiniz. Susam sokağını alan kişi meğer çocuklara karşı aşırı tahammülsüzmüş. Sokakta taş üstünde taş bırakmadı. Sonra da büyük bir çember yaptırdı sokağın ortasına. Her gün etrafında dönüp duruyor şimdilerde.
Peki bu sokakları satın alanlar ne mi yapıyor? Gazete okuma alışkanlığına benziyor aslında sokak satın alanların davranışları. Kimi bütün yazılanları okuyor, kimi sadece spor sayfalarına göz gezdiriyor, bazıları ise bulmacalarını çözüp bırakıyor.
Elimde satılmayı bekleyen ve fakat bir türlü alıcı bulamadığım bir sokak var. Adı, son sokağı. Ben bu sokağın adını değiştirip ölümsüzler sokağı yapıyorum. Aslında sokağın çok hoş bir öyküsü var: Bu sokakta yaşayan kadınlar ve erkekler, sevdikleri kadın ve erkeğe tutkuyla, ruh bağıyla bağlılarmış. Böyle bir öykü eğer ilginizi çekti ise, yardımcı olabilirim. Bu haliyle satamazsam sokağın şiirselliğine yazık olacak çünkü. Çünkü adını ölümsüzler sokağı koyacağım bu sokakta yaşayanların ölümsüzlüğü keşfetmeye yakın bir noktada durduklarından söz eden başka bir öykü uydurmam gerekecek. Bakın ilginizi çektiyse, fiyatta anlaşabiliriz. Tabi paha biçebilirsek. Tamam uzattım lâfı iyice farkındayım. Artık işe koyulmalıyım. Satılacak anılar ve öyküler beni bekler...
YORUMLAR
Okuyunca yazınızı bu denli özel bir sokağın son'da olması ne kötü dedim satıcının ulaşamayacağı noktada gibi ya da uzun uzun yürümesini gerektiren türden.
Benim fikrimce kurguda; bu kadar özel ve anlamlı olanı yani satmak için seçtiğini ortaya koymalıydı sokak satıcısı, sona koymak hep beklenen değil midir?
Çok anlamlı bir yazı idi bence. Kurguyu sevdim.
Dostlukla
Fırat Avcı
İyi bir pazarlamacısınız.
Neyi, nasıl satacağınızı iyi biliyorsunuz.
Ölümsüzlük sokağını kim almak istemez?
Yakında çıkarırsınız onu da elden, merak etmeyin siz.
Bence,
başka şeyler de satın.
Evler mesela.
Oradaki anılar daha enteresan olabilir.
Duygular daha yoğun yaşanmış,
yalnızlıklar daha ses getirici sahnelenmiş olabilir.
Köyler satın...
Yorgun kasabalar...
Denizler, gökler...
Zamanı satın, zamanı...
Sizden her şey beklenir vallahi.
Bakarsınız günün birinde,
kaderi de pazarlarsınız.
Hoş ve enteresan bir yazı.
Güzeldi.
Fırat Avcı
Bir tutam hayat
Yazdığınız hoş yazıya okuyunca,
müthiş bir kurgulama ile, oradaki konuları da satmayı becerebilirsiniz diye düşünmüştüm.
Kaleminiz daim olsun efendim.