- 486 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NAZLI'NIN GÜNLÜĞÜ (1)
Merhaba Günlük;
Apartmanın merdivenlerinden inip sokak kapısından içeriye girdiğim andan itibaren en güçlü özelliğimiz olan işitme ve koku duyularımla birlikte tüm dikkatimi de kullanıp olan biten her şeyi en ince ayrıntısına kadar beyin kıvrımlarıma kaydetmeye başladım.
Geldiğim bu yeni yuvanın çok farklı bir ortam olduğunu daha o an hissetmiştim yine bizlere özgü yanılmaz sezgilerimle. Ama yine de böylesine olağanüstü güzelliklerle bezeli bir yuva olacağı aklıma gelmemişti doğrusu.
Her mevsim sevgi dostluk ve vefa enerjisiyle ısıtılan bu sımsıcak yeni ‘yuvam’ ayrıca bir Hayat Okulu değimliymiş meğer…
Bana hazırlanan ve görenlerin söz birliği edercesine: Ah ne muhteşem ve ne şiirsel bir oda dedikleri odamı görüp hikayesini öğrendiğimde ise: İnsan bu odada düşlerini gerçekleştirmez mutlu olmaz ve hatTa bu emektar kutsal yazı masasına bakıp da yazarlığa heveslenmez de ne yapar dedim ve yaşadıklarımı bir ‘Günlük’ de toplamaya karar verdim kalbim pır pır ederek.
Kimler gelmiş kimler geçmiş bu çok özel odadan bir bilsen Günlük…
Her biri farklı zamanlarda tahsil hayatlarının en önemli evresini Tülin Anneme manevi evlat canımın içi Vuslat Ablama çok sevdiği kardeşleri olarak aynı evi onlarla paylaşıp birçok gecelerini bu oda da sabahlayarak geçiren ağabey ve ablalarım sonunda hayalini kurdukları üniversite bölümlerini kazanmış ve kep giyerek hem okullarından hem bu Hayat Okulundan mezun olmuşlar bir bir.
Tülin annem: Onlar önce insan ardından seçtikleri mesleklerde insanlığa yararlı önemli çalışmalar yapan saygın ve başarılı birer birey oldular. Bu nedenle yüreğim onları çok sevdi diyor kütüphanenin üstünde duran resimleri soranlara.
Daha sonraları ise benim neslimden olan Toby ve Tarçın ablalarım. Efe Şans ve Dogg ağabeylerim devir almışlar bu odayı. Hepsi öylesine mutlu olmuşlar ki bütün bir İstanbul şehri onların mutluluğuna tanıklık etmiş…
Ve durum o hale gelmiş ki bizlere bakamayacaklarını anlayanlar bizleri (Kedi, Köpek, Civciv, Tavşan, Kuş) kafes içinde getirip Tülin annemin kapısına bırakır olmuşlar usulcacık.
Bana gelince. Ben doğum yerimi bilmiyorum. Ailemi tanımıyorum. 2. Ailem olan Derya annemlere geldiğimde bir aylık kadarmışım. Onun anlattıklarına bakacak olursak 1. Ailem benimle ilgilenmiş beni büyütmeye karar vermişler. Fakat daha sonra bu kararlarından vazgeçmişler. 2. Annem Derya Hanımın arkadaşıymış. Ona: Kendi bebeğini beklediğini ve bana bakamayacağını söylemiş. Sokağa bırakılmam ihtimalinden söz etmiş. Derya annem de gidip beni almış.
Derya annem genç kızıyla yaşayan genç bir bayandı. Beni çok sevdiler. Koyunlarında yatırdılar. Ama o da: Annesinin hasta olduğunu benimle daha fazla ilgilenemeyeceğini söylemiş gittiği kuaförüne. Güvenilir beni en az kendileri kadar sevecek bir yuva aradığını ve bu konuda kendisine yardımcı olmasını istemiş ondan. Kuaför Gürkan amca da düşünmüş. Kendi müşterisi olan Serap ve Tülin Hanımlar gelmiş aklına. Dünyada onlar kadar çılgın bir hayvan sever daha olmadığını bildiği için bu durumdan Serap Hanıma söz etmiş. Birbirlerine telefon numaralarını vermiş. Bir kaç uzun telefon görüşmesinden sonra Serap teyzem çekine çekine Tülin annemi aramış ve durumu anlatmış. Tülin annem bu konuda öylesine yaralı imiş ki bir daha asla bizlerle birlikte yaşamama kararı almış hatta yemin etmiş. Ama kendi ifadesiyle: O an ağzım dilim bağlandı sanki. Kararımı da yeminimi de unuttum!
Birbirimize can bağıyla bağlı olduğumuz bu can kardeşimin o acıklı ve içten sesiyle bana aktardığı bu mesaj karşı konulmaz bir duygu aktarımıydı sanki diyor beni evde görüp şaşıranlara. Birkaç gün sonra Derya annemle birlikte beni getirdiler. Derya annemin kızı Melisa ablam benim gitmeme çok karşı çıktı. Annesine küsüp konuşmadı. Ama buna rağmen onlardaki konukluğumda ancak bir ay sürdü. Ve 3.Evimdeydim şimdi…
Hoşça kal Günlük
NAZLI
Aralık 20013 Moda
YORUMLAR
DEVRİM DENİZERİ
Ben İstanbul'u terk eyledim. Nazlımın Günlüğünü takip edebilirseniz nedenini anlayacağınızı biliyorum...
Sevgi huzur ve sağlıklar diliyorum gönülden.