Ömür şarjöründe:" Son kurşunum oldun"
Yaşanan ömrün son baharında ne badireler atlattık gel gör ki bu kadar yaradan sonra kendimi iyileştirecek lokman hekimin yine ben olduğunu son baharımda öğrendim.
Hele bir ömrü uğruna feda ederek çıktığım yolculukta neler yaşattığını kaç kez düşündüğünü bilemiyorum.
Doğrusu ile eğrisiyle yaşam nefes almaktan, yediğin yemeğin tadına varmaktan içtiğin suyun verdiği hazın güzelliğinde saklı olduğu kadardır.
İstek ve ihtiyaçlar birbiri ardına çoğalırken ömür şarjöründeki mermilerde bir bir harcanır, bazen ıskalar bazen da tam on ikiden vurulur nice sevgiler.Nice sevilenler.
Bir çay bahçesinde akşam çayını içerken ,Bir hikaye anlatmıştı yaşlı bir amca:
Yetmişindeyim diyordu. Gözlerindeki yaşam parıltısından yıllar hiçbir şey alamamıştı sanki acılar daha bir dirençli kılmıştı yaşlı bedeni.Buna rağmen yüreği ilk tazeliğini saklıyor gibiydi. Hani yedisindeki bebeğin yufkalığını taşıyor gibiydi.
Ama yaşadığı acıların bir tanesini dahi unutmayarak.
Tüm gençliğini uğruna harcadığı karısıyla 20 yıl sonra yabancı olduğunu anlattığında göz pınarlarından bir iki damlayı saklayamadı. En çok da çocuklarının vefasızlığından yakındı durdu.Tüm varlığını işini parasını kaybettikten sonra ailesinin kendisini dışlamasını bir türlü kabullenmemiş ama tüm olanlara rağmen
Onlara olan duyarlılığını kaybetmediğini her gün aralıksız sabah ve akşam oturduğumuz parkın karşı sokağında olan evinden dışarı çıktıklarında uzaktan da olsa görebilme ihtimaliyle hiç ihmal etmeden tam on yıldır bu parkın tüm masalarını ezberlediğini düşündüm. Söylediklerine bakıldığında işleri kötüye gittikten hemen sonra sorunlar başlamış. Önce karısı sonra çocukları yüz çevirmiş. Hatta gıyabında boşanma davası açılmış ve çocukları da şahitlik etmişler.
Bitmekte olan sigarası elini yakmıştı ki birden irkildi bir sigara daha çıkardı ve onu da yaktı. Derin bir nefes çektikten sonra “ Ömür ne kadar kısa olsa da onu uzatmak yine kendi elimizde” Hiçbir sorun aşılmaz değil yeter ki sevgiyi öldürmemeliyiz.
Onlar bunu ancak benim yaşıma gelince anlayacaklar belki o zamanda bende olmayacağım dedi. Ne kadar haklıydı Zarif amca.
Zarif amcanın anlattıkları karşısında bir an dona kalmıştım. Bu daracık dünyada neyi neden paylaşamayız?
Neden bu yaşamı zehir edebilmek için yarışırız?
Bir yüreği elde tutamayanların, sevginin adını anmaktan korkanların inadına bu dünyada sevdiklerine sarılmalı tüm imkansızlıkların inadına, sevgiye ,hoşgörüye, dürüstlüğe bir adım daha atılmalı.
Atılmalı ki imkansızlıkların inadına sevgi yeşersin. Bulut olup gökyüzüne, yağmur olup yer yüzüne akmalı sevgi.
Zarif amca örneklerden biri belki. Kaç zarif amcalar bu şehrin kalabalığında tükenip gitti.
Kim bilir?
Yokluğunu servet sayıp ikide bir başa kaktığın benle hesaplaşmaların bir günde dört mevsimi yaşatmışlığınla övün dur...
Bu denli ırak yurtları mesken edinmişliğinle, sende : Ömür şarjöründe son kurşunum oldun!
Kendime Yüklenmemem Gerektiğini de 40 Yaşında Öğrendim.
www.huryildiz.com-(Köşe Yazım)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.