- 1091 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
ŞU ERMENİ MESELESİNE BİR DE BİZ DOKUNALIM BAKALIM -5-
Berlin Antlaşması Türk-Ermeni ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu antlaşmadan sonra başlamıştır Ermeni İsyanları.
Türklerin tezine göre Ermeniler bu antlaşmadan sonra Osmanlı Devleti’nin artık ölmek üzere olduğunu görmüşler ve Osmanlı’dan bağımsızlıklarını elde etmiş diğer milletler gibi kendi bağımsız devletlerini kurmak istemişlerdir. Yani artık Bir başka milletin Millet-i Sadıkası değil kendilerinin tam bağımsız Ermenileri olmak istemişler ve o sebeple yüzlerce senedir yemek yedikleri kaba pislemeye başlamışlardır. Lakin Ermenilere ’’ Yahu hakikaten de siz niye bu kadar rahat ve huzur içinde yaşadığınız bir devlete karşı isyan ettiniz? Size batan neydi ki Rusya’nın kölesi olmayı Osmanlı’nın ’’ Millet-i Sadıka’’ tebaası olmaya tercih etiniz? ( Patrik Narses’in Grandük Nikolaya söylediklerini bir kez daha hatırlayalım ) Diye sorduğumuzda aldığımız cevap oldukça şaşırıtcı ve ’’ Evet adamlar hiç de haksız değillermiş ’’ dememize yol açacak türdendir.
Şaşırdınız değil mi? Benim gibi bir Milliyetçi ’’ Ermeniler isyan etmekte haksız değillerdi ’’ Diyor. Nasıl olur? Kıyamet mi kopuyor yoksa?
Kıyamet filan koptuğu yok. Doksan Üç Harbinin ( Yani 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşının ) sonuçlarından birisi de neydi? Balkan topraklarından pek çok soydaşımızın oldukça zor şartlar içerisinde ve can havliyle kendilerini Anadolu’ya atmaları değil mi? Peki bu yüz binlerce insan nereye yerleştirilecekti?
İşte Doğu ve Güneydoğu Anadolu, hatta İç Anadolu’da yaşayan Ermenilerin akılları bu soru ile karma karışık edildi. Kim tarafından? Taşnak ve Hıçak Komitaları adı verilen ama neredeyse %99 u Rus Ermenisi olan Ermeniler tarafından.
Taşnak ve Hınçak Komitalarını da ele almak gerekiyor demek ki...Alacağız elbette ama az daha devam edelim.
Bu gün hangi Ermeni’ye sorarsanız sorun size bunu anlatacaktır : Osmanlı Devleti Balkanlardan gelen Türk soydaşlarını yerleştirmek için Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu boşaltmak istedi. Bunun için de bölgede en önemli nüfusa sahip olan Ermenileri ortadan kaldırmaya karar verdi. Ermenilerin ileri sürdükleri mantıklı sebep buydu. Öyle ya Osmanlı Devleti sekiz yüz senedir bir arada yaşadıkları Ermenileri neden birden bire yok etmeye kalksın ki. Hem Balkanlardaki soydaşlarını yerleştirecek, hem de Balkanlarda Hrıstiyan Avrupa’nın yaşattıkları acının öcü bir başka hristiyan olan Ermenilerden çıkartılacaktı. Ermenilerin kulaklarına fısıldanan hep buydu.
Dahası da var. Bu gün ayrılıkçı ve bölücü Kürtlerin de dillendirdikleri bir konu: Osmanlı Devleti Balkanlarda toprak kaybetmeye başlayınca bu topraklardan göç edenleri yerleştirmek için Kürt ve Ermenilerin yaşadıkları Doğu ve Güneydoğu Anadolu topraklarını önce Ermenilerden temizlemeye karar verdi. Bunun için de Kürtleri kullandı. ( Hamidiye Alayları genel olarak Sünni Kürtlerden oluşturulmuştu gerçekten de ) Ermenileri Kürtler vasıtasıyla yok ettikten sonra Kürtleri de ortadan kaldıracaktı. ( Bir başka yazımda değinmiştim 1806 yılından itibaren Kürtler de ayaklanmaya başlamışlardır ki ilk ve önemli ayaklanma 1806daki Babanzade ayaklanmasıdır.)
Velhasılı kelam 1878 e kadar Millet-i Sadıka Olan Ermenilerin kalbine yavaş yavaş ’’ Türkler , Kürtler vasıtasıyla bizi ortadan kaldıracak ’’ korkusu sokulmaya başlanmıştı ama her şeye rağmen Türklerle en azından sekiz yüz yıllık bir birliktelik yaşamış ve kültürleri en azından bu kadar Türklere karışmış olan Türkiye Ermenilerini ayaklandırmak hele de bunu propagandalarla yapabilmek o kadar kolay değildi.
Ermenilerin Millet-i Sadıka olmaktan çıkıp da ’’ Hain Ermeniler ’’haline dönüşmelerine sebep olan korkuları gerçek miydi peki? Yani Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarından Anadolu’ya göç eden soydaşlarımızı Doğu ve Güneydoğu Anadolu topraklarına yerleştirme gibi bir planı var mıydı?
Bu gün Van, Diyarbakır, Bitlis, Tunceli, Erzurum, Kars, Kahramanmaraş, Adana, Sivas, Malatya, Elazığ ve aklınıza gelebilecek -daha önce Ermenilerin yaşadığı - toprakların hiç birisinde bir tek tane batıdan bu topraklara göç ettirilmiş aile göremezsiniz. ’’ Benim dedelerim Osmanlı Devleti tatafından 93 Harbinden sonra Doğu ya da Güneydoğu Anadolu’nun filanca şehrine yerleştirilmiş’’ Diyecek tek vatandaş bulamazsınız çünkü Osmanlı Devleti’nin böyle bir planı olmamıştır.
Ben Karslıyım. Benim memleketimde aslı Rumelili olan bir tek aileye rastlamadım. Erzurum’da ya da görev yaptığım yerlerden biri olan Batman’da da rastlamadım. Rastlayabildiğim tek muhacir köyü Reşadiye idi. O da nerede biliyor musunuz? Afyon’un Sandıklı İlçesinde ki onlar bile 93 harbi göçmenleri olmayıp 1930 Mübadelesi ile o topraklara iskan edilmiş insanlardı.
Bir de Kocaeli’de gördüm. Ama Kocaeli’de gördüğüm şey çok çok ilginçti. Kocaeli’nin merkezine Bağlı Akmeşe Köyüne ilk adımımı attığım 1989 yılında orada koskocaman bir bina gördüm. Bu bina bizim Yatılı Bölge Okulumuzun yatakhanesiydi. Lakin binanın tarihi olduğu her halinden belli oluyordu. Nitekim hemen öğrendim.
O yatakhane binası olarak kullandığımız bina Ermenilerin Anadolu’daki ilk Eremeni ruhban okuluymuş ve taa 1640 yıllarından kalmışmış. Binanın biraz ilerisinde de kümbet gibi bir yapı vardı ki köylüler orayı çöplük olarak kullanıyorlardı. Orası da İlk Ermeni matbaalarından birinin kurulduğu yermiş. Köyün pek çok evlerinin duvarlarında hâla Ermenilerden kalma yapılardan sökülen mermer parçaları- üzerindeki Ermenice yazılarla birlikte- öylece gözlerimizin önündedir. Köyün şu andaki camisinin olduğu yerde daha önce küçük bir cami vardı ki o da bir Ermeni kilisesiydi. Benim Akmeşe’den ayrıldığım 1996 yılında o kiliseden döndürülmüş cami yıkılarak bu günkü caminin temelleri atılmıştı. Yani Akmeşe bir Ermeni Köyü imiş anlayacağınız ama Kurtuluş Savaşı yıllarında Çerkez Ethem korkusundan köyü boşaltmışlar ve Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduktan sonra yapılan mübadele ile Yunanistandan gelen muhacirler o köye yerleştirilmişler. Bu da 1930 dan sonra tabii ki. ( Berlin Antlaşmasının 61. Maddesini bir kez daha hatırlayalım: ’’Çerkes ve Kürtlere karşı Ermeniler’in huzur ve güvenliğini sağlamayı...’’ Ermeniler demek ki Çerkezlerden korkuyorlar. Çerkez Ethem bu yörelerdeki İsyanları bastırmaya başlayınca korkularından köyü terk edip İstanbul’a göçüyorlar. )
1877-1878 Yılları için bırakın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Batı Anadolu için bile devletin bir iskan planı yok. Yok olmasına yok ama kalbe korku girmeyegörsün bir kere. Bir kere nifak tohumları kalplere ekilmeyegörsün.
Evet..Taşnak ve Hınçak Komitalarına gelelim şimdi. Ancak adlarını neredeyse herkesin bildiği bu iki komitaya gelmeden önce bakalım bunlardan da önce Anadolu’da Ermeniler tarafından kurulan ayrılıkçı örgütler var mı?
Osmanlı İmparatorluğu içinde Ermeni cemaatinin kurduğu ilk cemiyet 1860’da İstanbul’da faaliyete başlayan “Hayırsever Cemiyeti’dir”. 1870-80 yılları arasında Van’da “Araratlı”, Muş’ta “Okul sevenler” ve “Doğu”, Erzurum’da “Milliyetçi Kadınlar” adı altında yeni cemiyetler ortaya çıkar. Bunlar hep dini veya sosyal amaçlarla kurulmuşlardır. Bu ilk cemiyetler içinde Hayırsever Cemiyeti daha sonraları hayır işlerinden çıkıp şer işlerle yani isyan işleriyle uğraşmaya başlamıştır. Ancak dini ve sosyal amaçlarla kurulanlar yanında ihtilalci cemiyetler de kurulmaktaydı: 1878’de Van’dan “Kara Haç”, 1881’de Erzurum’da “Anavatan müdafileri” cemiyetleri kuruldu. Bunların amaçları, Ermenileri silahlandırarak, onları Osmanlı yönetimine karşı ayaklandırmaktı. İhtilalci cemiyetler içinde adeta siyasi bir parti kimliği ile ortaya çıkan ilk kuruluş “Armenekan” cemiyetidir.
Bu Cemiyetlerin doğrudan doğruya içinde oldukları herhangi bir kanlı eyleme rastlamadığımız için de isimleri ’’ Ermeni Meselesi’nde pek zikredilmez.
Şimdi isimleri sık sık karşımıza çıkanlara bakalım:
HINÇAK KOMİTASI: Hınçak Ermenicede Çan anlamına geliyormuş. Partinin tam adı ise SOSYAL DEMOKRAT HINÇAKYAN PARTİSİ----Bizim Sosyal Demokratların bazılarının niçin ’’ Hepimiz Ermeniyiz ’’ Dedikleri de anlaşılıyor sanırım böylece)))))))))) Şaka şaka...( Sosyal Demokratları biraz kızdırayım demiştim )
Bu Örgüt 1887 Yılında İsviçre’nin Cenevre şehrinde kurulur Kafkas Ermenisi Avedis Nazarbeg tarafından. Merkez daha sonra Londra’ya taşınır. Karl Marx’ın Komünist Manifestosundan oldukça etkilenmişlerdir. Amaçları Kendilerince Batı Ermenistanı olan Doğu Anadolu’yu Osmanlılardan koparmak, Rus ve İran Ermenistanı ile birlikte Büyük Ermenistan Devletini kurmaktır.
1890 Yılındaki Kumkapı ve 1895 ylındaki Bâb-ı Âli Olaylarını bu örgüt düzenlemiştir.Ancak 1897 de liderlerden olan Nazarbeg ile Arpiyar arasında anlaşmazlık çıkınca bölünmüşler, pek fazla etkileri kalmasa da I. Dünya Savaşı yıllarında Rus Orduları ile işbirliği yaparak eylemlerini bu şekilde devam ettirmişlerdir.
2- TAŞNAKSUTÜN CEMİYETİ ( Ermeni Devrimci Federasyonu) ERMENİLERİN SÖYLEDİĞİ ŞEKLİYLE : HAY HEĞAPOHAGAN TAŞNAKSUTÜN ( Bu da devrimci iyi mi?)
1890Da Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te Krisdapor Mikaelyan, Simon Zavaryan, ve Stephan Zoryan tarafından kuruldu. Pek çok Ermeni örgüt ve federasyonunu bünyesine aldığı için kendilerine Federasyon anlamında Taşnaksutün demeyi uygun gördüler. Cemiyetin amacı Osmanlı Devleti’nde Ermeniler için Özerk bir bölge kurulmasını sağlamaktı.
BAŞICA EYLEMLERİ: 1894 De o zamanlar Diyarbakır’a bağlı olan Sason’da bir ayaklanma çıkarmak ( Böylece Avrupa Devletlerinin dikkatini Ermeni Meselesine çekmek istemişlerdir. ) 1895te Van da ayaklanma çıkarmak, 26 Ağustos 1896 da İstanbul’da Osmanlı Bankasını basmak, 1905 te Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’e suikast düzenlemek, ( Bu suikast sırasında II. Abdülhamit öldürülemese de pek çok can kaybı olduğu gibi kendi liderlerinden Kristofor Mikaelyan da bu bombanın tesiriyle ölmüştür. Bombayı ise Belçikali Bir terörist olan Jorris adında biri vasıtasıyla II. Abdülhamit’in arabasına yerleştirmişlerdir )
Taşnak Cemiyeti aslında çilekeş bir cemiyettir (!) ( Biraz espri yapayım dedim. Niçin böyle dediğimi anlayacaksınız şimdi. ) Çilekeştir çünkü sadece Osmanlı Devleti değildir onun uğraşmak zorunda olduğu. Çarlık Rusya da bu Taşnakları sevmemiştir. Çünkü devrimci karakterleriyle kızılların yanında yer alan Taşnaklar Çarlık Rusyasının da kara listesine girmişlerdir. Hele de 1905te doğrudan doğruya Çarlık Rusya’ya karşı düzenlenmiş olan ihtilalde yer alınca çok önemli bir düşmanları daha olmuştur. ( Yahu şimdi böyle yazınca bizim devrimciler bu Taşnağı bağırlarına basmasın ? ))))))))))))
İlle velakin sadece bu da değil Taşnakların çilesi (!) Özellikle Osmanlı Topraklarında yaşayan pek çok Ermeni - Tüm propagandalara, hatta zorlamalara karşın bir türlü Taşnaklara destek vermez. Bir de onlarla uğraşmak zorundadırlar. Uğraşırlar da. Ne yaparlar dersiniz? Kızıl Haç adıyla bir örgüt daha kurarlar ( Daha doğrusu kendilerinden önce kurulmuş olan bir örgütü aktif hale getirirler ) ve Taşnak’ın faaliyetlerini desteklemeyenlerin alınlarına kama ile bir haç çizerler. Ama yanlış anlaşılmasın. Sadece haç çizmiyorlardı tabii ki . Mesela hareketlerine destek vermeyen Van’ın Ermeni Belediye Başkanı Bedros Kapamacıyan’ın kafasına iki kurşun sıkmak gibi kutsal ve zor (!) işler de yapmak zorundaydılar. ( Yahu ilginçtir..Bedros Kapamacıyan’ı öldüren Ermeni Komitacı’nın adı Aram Manukyan’dır. Manukyan deyince de aklıma bir zamanların vergi rekortmeni Genelev Patoniçesi Matild Manukyan geldi....Kör şeytan işte ) [ Ermenilerin Ermenilere zulümleri de başlı başına bir bölüm konudur ve o konuyu da ele alacağız ]
ŞİMDİ ÇOK ÇOK DİKKAT: Hınçak Komitası ne zaman kuruldu? 1897. Taşnak Komitası ne zaman kuruldu? 1890
Gelelim Hamidiye Alaylarına: Hamidiye alayları ne zaman kuruldu? 1990 da kurulmasına karar verildi. Ancak düzenlenmesi ve yürürlüğe sokulması. Yani Hamidiye Alayının tamamlanarak göreve başlaması 1893 hatta 1894 Yılında olmuştur. Yani? 1890daki Kumkapı olayından, 1890’daki Erzurum’da 1892-93’te Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifonda meydana gelen olaylardan daha sonra.
Eğer Ermenilerin ve bu gün ayrılıkçı Kürtlerin dediği gibi Osmanlı Devleti 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinden sonra Balkanlardan gelen göçmen soydaşları yerleştirmek amacıyla Ermenilerin yaşadıkları toprakları boşaltmak gibi bir amaç taşısaydı bunu hemen 1878 bilemedin 1880 yılında filan yapar bunca olayı beklemezdi.
Rus Ermenileri Hınçak ve Taşnak gibi cemiyetler kurup Osmanlı toprakları üzerinde bölücü faaliyetler içine girerken , cinayetler işlemeye başlamışken Osmanlı Devleti’nin elini kolunu bağlayarak oturması beklenilemezdi elbette...Padişah II.Abdülhamit de beklemedi tabii ki. Aynen bir örneği Rusya’daki Kazak Alayları olan Hamidiye Alaylarını kurdu.
Evet Hamidiye Alayları kuruldu. Bu alayların askerleri çok büyük bir çoğunlukla Sünni Kürtlerden oluşuyordu. Bu alaylar - ileride anlatacağım- katliam boyutunda olaylar da yaptılar ama hiç kimse ’’ Hamidiye Alayları kurulmamalıydı,’’ yahut da ’’ Hamidiye Alayları Ermenileri tamamen yok etme amaçlı kuruldu ’’ Diyemez. Diyemez çünkü Hamidiye Alaylarının Ermenilerin en çok yaşadığı İstanbul, İzmir ya da İç Anadolu Bölgemizde tek bir faaliyetleri olmamıştır.
DEVAM EDECEĞİZ.
NOT: Üstte Taşnak Komitası tarafından öldürülen Van’ın Ermeni belediye başkanı Bedros Kapamacıyan’ı görüyorsunuz. Ermenisini yok etmek isteyen bir devlet bir Ermeninin belediye başkanı olmasını kabullenir miydi hiç?
YORUMLAR
Hocam fırsatı bulmuşken komitalar üzerinden bizim tarafa şaka yollu her ne kadar laf çarpsanız da bu örgütlerin solla olan ilişkisinin "her ulusun kendi kaderini tayin hakkı" ilkesinden öteye Marksizmle bir ilişkisi olmadığını sanırım hepimiz biliyoruz :)). En küçük bir sınıf perspektifi taşımayan, hatta Hınçak'ın her üyenin kendi silahını (altıpatlar ve süngü) kendi kesesinden temin etmesinin zorunlu olduğu, silahı olmayanın beş kuruş para cezası ödeyeceğine dair hükmünün bulunmasının nispeten goşist çizgide olduklarının göstergesi olduğunu kestirebiliriz.
Döneme dair dikkat çeken isabetli tespitleri bulunan Pervüs Efendi'nin tarih sayfalarından hak ettiği değeri görmeden geçmesini de yeri gelmişken söylemek isterim.
Günümüz tarihini anlamak için geçmişin tarihine doğru,objektif bir bakış atmakta yarar var.Oturup araştıralım desek bu bilgilere ulaşmak hem çok vakit alır hemde sizin kadar kapsamlı araştıramayıp ele alınması gereken detayları kaçırabiliriz.Çok güzel bir çalışma sindire sindire okumaya devam hocam...
Kıymetli hocam
Yazı dizinizin her bölümüne yorum eklemesem de soluk soluğa takipte olduğumu bilin lütfen,
Geçmişte kaleme aldığınız ve bana önerdiğiniz yazınızı okudum.
Bu yazı dizisinin sonunda o yazınızdan da örnekler vereceğim yorum yapacağım kısmet olursa.
Sosyal demokratlara dönük espriniz harikaydı))))
Kaleminize sağlık.
Saygı sevgi selamlarımla.
Serhat BİNGÖL
Kıymetli abim
bizim başımız kel mi?)))
sevgilerimle
İlgi ile takip etmekteyiz.
Bu konularda cahil kalmışız.
Her paragraf, yeni sürprizler taşıyor bilgi dağarcığımıza.(Bu arada, bu sürpriz kelimesini doğru yazamadığımı fark ettim.)
Hocam,
okuyucu sayısına flan takılıp da,
tadını kaçırma dizinin sakın ha.
Aynı hız ve güzellikte, sonuna kadar gidelim.
sami biberoğulları
Okuyucu sayısına aslında o kadar da takmıyorum. Taktığım husus bir dost meclisinde böyle bir konu açıldığında o okumayanların adeta bülbül kesilmesi.
Geçenlerde bir arkadaş toplantısında bir arkadaşım '' Yahu kutlu dğum günü sebebiyle mesaj yazmışlar mesajlarında da ( Şefaat ya Rasulaallah ) Demişler. Adamlar güya müslüman ... Resulallah yazmasını bilmiyorlar, Rasulallah yazıyorlar '' dedi. Ufaktan gelen bir itiraza da '' Arapçayı gelin bana sorun '' Demez mi?
Bilmem anlatabildim mi. Okumaya gelince okumayan bazı vatandaşlar konuşmaya gelince kimselere laf bırakmıyorlar taktığım konu o.
Bu yazı bitecek inşallah. artık kaç bölüm olur bilemem ama sonuna kadar devam edeceğim inşallah.
İlgine teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
hocam bu yazınız bana bugünün güney doğusundaki ayrılıkçı kürtleri hatırlattı o günün ermenileri bugünün ayrılıkçı kürtleri birbirine çok benzerlik var bence emeğinize sağlık kolay gelsin hocam saygılarımla
CaNMaYBuLL
Değil mi,Bekir Odacı Bey?
Saygılar...
bekir odaci
CaNMaYBuLL
Okumak mı dediniz ? Başından beri defalarca okudum,merak etmeyin. Şaşkınlığım koca koca insanların,olayın doğru yada yanlış veya kısmi;her ne ise yanı başımızdaki olaylara kör ! Birinin omzunuzdan dürttüğünde ;hey bre böyledir ...
İlginçtir...Nedense hep gösterildiği resimlere bakarız.Ne yorum katarız ne halının altına bakarız...
Bence yaşadığınız ülkenin köylerini dolaşın.Cesaretiniz varsa sorun insanınıza en savundukları ve yaşadıkları dini ne kadar bilirler.Belki o zaman anlarsınız benim ne kadar cahil ve okumadan yorum yaptığıma değerli kardeşim
Saygılar Tonlarca Benden
sami biberoğulları
Önce sana cevap vereyim:
Tüm yazılarımı olduğu gibi bu yazımı da ilgi ile takip ettiğin çok çok teşekkür ederim.
O günlerin ayrılıkçı Ermenileri ile bu günlerin ayrılıkçı Ermenileri arasında davranış bakımından hiç bir fark olmadığı gibi o günlerin ayrılıkçı Kürtleri ile bu günlerin ayrılıkçı Kürtleri arasında da hiç bir fark yoktur duygu, düşünce ve eylem bakımından.
Şimdi de Can Maybull'a gelelim.
Can Kardeşim.
Yazının henüz kemikler kısmına gelmedim. O torağa gömülü kemikler kısmına da geleceğiz az daha sabır. O kısma geldiğimizde önlerine yığdıkları kafatasları önünde zafer fotoğrafları çektirenlerin kimler olduğunu da göreceğiz hep birlikte ama anladığım kadarıyla sen çok yufka yürekli ve kalbi insan sevgisiyle dolu olan bir vatandaş olarak pek bakamayacaksın o fotoğraflara.
Yanlış anlama..Türklerin , daha doğrusu II. Abdülhamit'in kurduğu Hamidiye alaylarında görevli Kürtlerin Ermenilere karşı nasıl bir katliam yaptıklarının fotoğraflarını da göreceksin..az daha sabır.
Bu arada...Anadolu köylerini dolaş demişsin Bekir'e....Yahu Anadolu köylerini dolaştığımızda tek tük de olsa Ermeniye rastlamamız mümkün. Sen peki bir de Ermenistan'ın köylerini dolaş. Bir zamanlar Kafkasya toprakları olan ve üzerinde Kafkas Türklerinin de yaşadığı o topraklarda bir tek tane Türk'e rastlayabilecek misin?
Bu gün hâla Ermenistanda ikamet eden bir tek tane Türk ailesine rastlayabilecek misin?
Kürtleri beşer beşer kesmişiz. Karadeniz yaylalarından bakınca öyle mi görülüyor? Ben Kürdüm biliyor musun? Karsın Kağızman ilçesinden Êli Eyüb adlı bir kürdün torunuyum. Hayattayım. Bütün bunları öteki alemden yazmıyorum. Anadolu'yu dolaşmak ve gezme konusunda sen ne kadar mesafe katetmişsin bilemem ama ben en azından Doğusunu çok çok iyi bilirim.
Son olarak: Konuyu yazan benim...Rica etsem de yorum yazan arkadaşlarımla değil, tartışacağınız bir nokta varsa onu direkt bu yazı dizinin sahibi olan benimle yapınız.
Her iki dosta da selam ve sevgilerimle.
olayları okuyunca insan başka boyutlara gidiyor bizim memlekette de varmış kurtuluş savaşından sonra gitmişler kulaktan duyma ebemizden yunan gelesiye kadar bir şey yok onlar gelince işi azıtıyorlar sonra olaylar kim zararlı çıkıyor dostca yaşayan insanlar.
Ortak bir komisyon kurulsa da gerçekler açıklansa ona da yanaşmıyorlar doğu anadoluda çıkan toplu mezarlar var yaptıkları katliamlar olaylara tek taraflı bakmamak lazım..
Tebrik ederim hocam saygılarımla.
sami biberoğulları
Bir önceki bölümdeki yorumuna yazdığım cevapta da dediğim gibi keşke bütün bunlar hiç yaşanmasaydı. O evler tarihi boş Ermeni evleri değil de içinde yine Ermenilerin yaşadıkları evler olarak kalsalardı.Türkler geçimlerini yine dericilikle sağlarken Ermeniler de kuyumculuk ve taş işçiliğindeki hünerlerini sergileselerdi.
Kader diyeceğiz artık...Olan oldu geçen geçti. Bu da böyle bir süreçti. Yaşanmasaydı keşke ama yaşandı maalesef ve bunun sorumlusu biz değiliz.
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sami biberoğulları
Biliyor musunuz? Ben fiilen öğretmenlik yaptığım yıllarda da derslerimi hep böyle anlatırdım. Sanırım biraz da o günlerin özlemi var içimde...Çok şükür ki şimdiki öğrencilerim de eski öğrencilerim gibi meraklı bu konulara.))))))))))
Tekrar tekrar teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.