....
Evet emindim onu gördüğüme.bu defa vazgeçmeyecektim.o olsa da olmasa da peşinden gitmem gerekiyordu.hem terliyor,sıkkın,bıkkın,kararsız yürüyordum.birkuşu koşarak takip etmek ne kadar akla yakınsa ona inanmak da o kadar uzaktı.asıl mesele takip ederken kuşu onun gibi düşünmekti.nasıl olsa konacaktı.kuşlarda terliyor muydu acaba? saatime baktım. yeni takmıştım saatimi daha yarım saat olmuştu. sonra neden saatimi taktığımı hatırladım.eski fotoğraflara bakarken ailemde de taa o zamanlar meşhur olduğunu,saatini göstermek için fotoğraf çekinildiğini anlatırlarken duymuştum.yine saplandım.kuşu fark etmeden kaçırdım aklımdan, kuş yokken havada.ne gördüğümü hatırlamaya çalıştım.evet hatırladıkça uzaklaşıyordu benden hayallerimin kocaman elleri.. sıcak basmıştı iyiden iyiye...
1/2----bir şeyler içeyim dedim, vazgeçtim. evde limonata vardı. eve de çok vardı.kendimi önemli biri gibi hissettim. sanki beni kameraya alıyorlardı. herkes beni fark ediyordu. düşünmek için çabaladığımı, çabalarımın boşa çıktığını yüzüme vuruyorlardı.gittiğim yolları anlatmak istedim kendime ama sadece insanlara takıldı gözlerim, kulaklarım. bana bakan insanlar yakaladım dikkatimi toplayınca.bir bankta birinin tek başına oturduğunu, satıcıları,köpekleri,nehrin kenarında balık tutan insanları,sevdiği müziği dinleyen,gitarını alıp çalan insanları,hayvanlarını gezdiren,el ele dolaşan çiftleri,vakitsiz dışarı çıkmış, ------işi varmış gibi hızlı hızlı koşturan yalnızları anlatmak istedim kendime. ancak hem vakitsiz bir de üstüne telaşlı atınca kendimi dışarı; okurken ara verdiğim zaman yaşadığım boşluğu hissettim.o boşluk gerçekten süzülmüş boşluktu.denenmiş, yaşanmış. merak uyandıran boşluk........
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.