- 852 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
JOSEPH MC CARTHY
İkinci Dünya savaşı’ nın bitmesinden sonra , soğuk savaş olanca hızıyla sürüyordu.Amerika atom bombasına sahip tek ülke olduğunu sanıyordu.Bir Pazar sabahı başkan Truman Sovyetler Birliğinin bir yerlerde atom bombası patlattığı haberini tüm dünyaya duyurdu. Amerika Birleşik Devletleri’ nin nükleer silahlardaki tekeli böylece sona eriyordu.
Sovyetler Birliğinin araç ve silah yardımı yaptığı komünistler Mao Zedong’un önerdiğinde Çin’in ülke idaresini ele geçirmişti. İktidarı kaybeden Amerika’nın kuklası Tçiang Kayçek rejimi ve çalışma arkadaşlarıyla beraber sürgüne gönderildiler. Bu durum Amerika Birleşik devletlerinde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Cumhuriyetçi senatör Joseph Mc Carthy, Çin’in kaybedilmesi konusunda dış işleri bakanlığındaki hainleri suçlayarak kendi cadı avını başlattı. Mc Carthy , hainlerin hükümet kademelerine kadar sızdığını ve ülkenin kaderiyle oynadıklarını iddaa ediyordu.İlk hedef üst düzey birkaç dış işleri yetkilisi oldu.Askeri sırları dışarı sızdırmakla suçlandılar ve dışişleri bakanlığındaki görevlerine derhal son verildi . Senator Mc Carthy büyük salonlarda , açık alanlarda ateşli konuşmalar yapıyor, Amerika’ daki sol harekete savaş açıyordu. 1952 seçimlerinde Cumhuriyetçi aday General Eisen Hoower , solcuların can düşmanı Richard Nixon’u yardımcısı seçti. Eisen Hoower , komünistlere karşı yeterince sert olmadıkları için demokratları suçluyor, şöyle diyordu:
"Bu ülkenin geleceği özgürlük için verilen mücadelenin sonsuza dek aralıksız taviz vermeden ve dürüstçe sürdürülmesi gerektiğini bile insanlara ait.Bu ülkenin geleceği tüm manevi ve zeka özelliklerini komünist fikirlere sahip olan insanlara karşı kullanacak insanlara ait.’’
Eisen Hoower , parti politikasını sürdürmek için senatör Mc Carthy’ ye ve onun sağ kanattaki arkadaşlarına ihtiyacı olduğunu biliyordu. Mc Carthy , kendisine göre bütün pislikleri süpürmeye devam ediyordu.Komünistlere ve ilerici insanlara karşı korkunç bir cadı avı başlatıldı.Bu cadı avında 6000 FBİ elemanı,1.800 adalet bakanlığı memuru,Amerikan silahlı kuvvetlerinin 22.000 güvenlik elemanı,16.000 maliye bakanlığı memuru ve diğer hükümet kurumlarının 7.000 güvenlik elemanı kullanıldı. Binlerce kadın ve erkek yurttaş, siyasi düşüncelerinden dolayı mahkum oldu, hapislere girdi ve işlerini, yiitrmek zorunda kaldı.
1953 yılında Julius ve Ethel Rosenberg,Sovyetler Birliği için casusluk yaptıkları gerekçesiyle suçlu bulunarak elektrikli sandalyede ölüme mahkum edildiler. Küçük çocukları vardı ve kaderleri Amerika ile beraber dünyanın her yerindeki protestoları bir anda canlandırdı. Dünyanın dört bir yerinde ve Amerika da alanlar binler , on binler , hatta yüz binlerce insanlarla doldu. Bazı avukatlara göre verilen hüküm Anayasaya aykırıydı.Bu yüzden kararı kaldıracak yargıçlar aradılar.Rosenberg’ lerin kesin bir şekilde suçsuz olduğunu bilen yargıçlar da vardı.Yargıç Frank gibi. Jullius Rosenberg, davaları sırasındaki bir konuşmayı şöyle anlatıyordu:
"Yargıç Frank bize baktı ve asla unutamayacağımız bir şey söyledi; Eğer sizin kadar genç olsaydım bende orada oturup sizin söylediklerini söyler, tartıştığınız noktaları tartışır ve bu önceden planlanmış idam kararını geçersiz olduğunu savunurdu. Ancak benim kadar yaşlı olsaydınız bu isteğinizi neden gerçekleştiremeyeceğinizi anlardınız. ‘’Sonra ayağa kalktı , bize arkasını döndü ve yürüyüp gitti.’’
Uzun yıllar sonra söylediklerinin ne anlama geldiğini çok daha net biçimde görebiliyoruz. Önemli liberal yargıçlardan biri olan Jerom Frank ülkede hakim olan atmosferden çekinmişti.Eğer bir liberal olarak Jullius ve Ethel Rossenberg’ lerin hayatını kurtarmak için bir şey yapsaydı, komünist olduğu gerekçesiyle suçlanıp cezalandırılacaktı. ‘ ler idam edildi. İdamı gerçekleştiren cellat Francel o anı şöyle anlatıyordu;
"Julius çok çabuk öldü. Elektrikli sandalyeye oturduğunda zaten çok fazla hayat belirtisi göstermiyordu. Belli bir ritimle yürüyordu. Sanki 23. İlahiyi mırıldanıyormuş gibiydi. Ethel çok daha zor oldu. Normal insanı öldürmeye yetecek kadar elektrik verildiğine kara verildiğinde Dr. Kipp ve Dr. Mc Cracken yanına gitti. Ucuz mahkum elbisesini aşağı indirip steteskopla göğsünü dinlediler. Önce etraflarına ve sonra birbirlerine şaşırmış gözlerle baktılar. Ethel ölmemişti. Ve yeniden elektrik vermeye başlandı. Kafasından çıkan küçük bir duman bulutu başının üzerinde buluna ışığa doğru yükseldi. Ethel Rosenberg verilen elektriğin etkisiyle birkaç kez sarsıldıktan sonra öldü. Ethel Rosenberg ‘in ölümü çok, çok zor gerçekleşti.’’
Mc Cartthy önemli cumhuriyetçileri ve hatta eski ordu mensubu subayları bile komünist parti sempatizanı olmakla suçlamaya başladı. Ancak bu kez fazla ileri gitmişti. Politikacılar ondan ayrılmaya başladılar, MG Carthy ‘ cilik ruhu , komünistlik gerekçesiyle vatana ihanet suçlaması Amerikan diplomasi’ sinde yıllarca bir leke gibi kaldı.