- 979 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
ŞU ERMENİ MESELESİNE BİR DE BİZ DOKUNALIM BAKALIM -2-
Ermeni meselesi konusu ele alındığında en çok söylenen sözlerden birisi Anadolunun en azından doğu ve güneydoğusunun bir Ermeni yurdu olduğu konusudur. Yani nasıl ki Orta Asya Türklerin anavatanı ise Anadolu da >Ermenilerin anavatanıdır.
Eğer Anavatan dediğimiz şey bir milletin tarihte ilk görüldüğü topraklar ise evet Ermenilerin Anavatanı Anadoludur. Türk Tarihi nasıl ki Orta Asya’da başlamışsa Ermeni Tarihi de Anadolu’da başlamıştır. Bu şekilde baktığımız takdirde Ermeniler Türklerden çok çok daha eskiden beri Anadolu topraklarında yaşıyorlardı.
Peki Türkler Anadolu’ya Orta Asya’dan başlayan büyük bir göç ve bunu takip eden uzun bir tarihi süreçten sonra gelip yerleşirken Ermeniler Anadolu’ya nereden gelmişlerdir?
Tarihin Babası olarak bilinen Heredot’a göre Ermeniler Anadolu’ya Friglerin bir kolu olarak gelmişlerdir. Yani kökleri Friglere dayanır ama Anadolu’nun batısında kalamayıp İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya yerleşmişler buralarda da Hititlerin bir kolu olan Hurriler ve Urartılardan kalan kalıntılarla birleşerek yeni bir kavim oluşturmuşlardır. Doğu Anadolu’ya geldiklerinde kendilerine Hay ya da Hayasdan denilirken komşu kavimler tarafından yaşadıkları yerlere ’ Yüksek yer ’ Anlamında ’Armina ’ Dendiğinden zamanla bu topluluğa da Ermeni denmeye başlanmış, topluluk da bu ismi kabullenerek kendilerini Ermeni olarak tanıtmışlardır.
Peki Ermenilerin bu bölgelerde bağımsız bir devleti olmuş mudur? Tarihte kurulan bağımsız bir Ermeni Devleti var mıdır?
Tarihi kayıtlara baktığımızda Ermeniler, M.Ö. 521’den 344’e kadar Pers Vilayeti’nin, 344’ten 215’e kadar Makedonya İmparatorluğu’nun , 215’ten 190’a kadar Selefkitler’in idaresinde yaşamışlar; Ermenistan’ın 190’dan M.S. 220’lere kadar Roma İmparatorluğu ile Partlar arasında sık sık yer değiştirmesinden sonra yine 220’lerden 5.y.y. başına kadar Sasaniler’in , 5.y.y.dan 7.y.y’a kadar Bizanslılar’ın, 7.y.y’dan başlayarak ise bu defa Araplar’ın egemenliğinde kalmışlardır.10.y.y’da yeniden Bizans’a bağlanmışlardır.
Bu yüzyıllar boyunca bağlı oldukları devletlerin idaresinde bir nevi derebeylik olan krallıklar da kurmuşlardır ancak Ermenilerin yaşadıkları topraklar genelde dış baskı ve istila yolları üzerinde olduğundan genelde tampon görevi yapmıştır bu krallıklar. Yani Mesela Abbasilerin Güney ve Güneydoğu Anadolu’da muhtemel Bizansa saldırılarına karşı bir takım illerde oluışturdukları Avasım şehirleri gibi Ermenilerin kurdukları krallıklar da kendi kurdukları krallıklar olmaktan çok hakim devletlerin muhtemel saldırılar için tampon olsun diye kurdurulan krallıklardı.
1022 yılında Bizans İmparatoru II. Basileos Ermenilerin yaşadıkları toprakları tamamen Bizans İmparatorluğuna kattı ve 40.000 civarında Ermeniyi de Doğuya sürdü. Doğu Anadolu Bizans için zaten büyük çöplüktü ve mesela sürgün cezası verilmiş olanlar, cüzzamlılar, bulaşıcı hastalığı olanlar Doğu Anadolu’ya sürülmekteydi.
1046 Yılında Bizans İmparatoru IX.Konstantin Ermeni hanedenınden pek çoğunu katletmişti.
1048 Yılı Ermeniler için bir dönüm noktası oldu. Çünkü bu tarihte ilk kez Bizanslılarla Selçklu Türkleri karşı karşıya geldiler ve yapılan Pasinler Savaşını Türkler kazandı. Artık Ermeniler yavaş yavaş Türk hakimiyetine girmeye başladı. Nitekim daha Malazgirt Savaşı kazanılmadan 1054 yılında Selçuklu Devletinin Kurucusu Tuğrul Bey Ermenilere özerklik verdi bu topraklar henüz tam anlamıyla Türk hakimiyetine girmediği halde. 1068 Yılında Alparslan Anadolu’ya girdi ve Ani’deki Ermeni Krallığına ( Derebeyliğine ) Son verdi. 1071 deki Malazgirt Zaferinden sonra ise Ermeniler artık Türk hakimiyetine girdiler.
Şimdi konumuzun en önemli sorusuna gelelim: Ermeniler Türk Hakimiyetine girdikten sonra gerçekten de rahat, mutlu , huzurlu bir hayat mı yaşadılar? Türklere karşı herhangi bir başkaldırıları olmadı mı?
Bizans tarafından hrıstiyanlaştırılmış olan Ermeniler 1071 Tarihindeki Malazgirt Savaşından sonra hemen Türklere kucak açtılar ve onları yeni kurtarıcıları olarak bağırlarına bastılar dersek çok büyük bir yalan söylemiş oluruz. En azından bu büyük bir hata olur. Çünkü eğer böyle olsaydı Malazgirt Savaşından hemen sonra gelen Haçlı seferlerinde ( I. Haçlı Seferi 1098 Tarihindedir ) Haçlı ordusuna yardım etmezlerdi. Oysa ilk Haçlı seferinde Bizans ordusunun yanında Ermenilerin de Haçlılarla birlikte hareket ettiği görülür.
Ermenilerin Türk adalet ve hoşgörüsünü tanımaları ve benimsemeleri Sultan Melikşah Döneminde olmuştur.
Ermeni tarihçi Asoghik : Ermeniler, Bizans’a olan düşmanlıklar sebebiyle Türklerin Anadolu’ya gelmesine sevinmişler ve hatta Türklere yardım bile etmişlerdir.” derken Urfalı tarihçi Mateos; “Ermeni halkına en büyük kötülüğü Bizanslılar yapmıştır “diyerek, Urfa’nın Selçuklu Türkleri tarafından fethedilmesinin “bayram havasında kutlandığını” Vekayiname adlı eserinde bahsetmektedir. Mateos, Melikşah’ın Suriye’ye yaptığı sefer için; “Türk hükümdarlarının geçtiği ülkelerin halkların baba gibi davrandığını, Hıristiyanlara karşı kalbinde sevgi dolu olduğunu, bu sebeple birçok şehir ve bölge halkının kendi istekleriyle onun idaresine geçtiğini, 1090 yılında Ermeni Patriği Basil’in talebi üzerine çıkardığı bir fermanla kiliseleri, manastırları ve buradaki görevli papazları vergiden muaf tuttuğunu” yazmıştır.
Fakat yine ilginçtir ki Sultan Melikşah’tan bu kadar övgü ile bahseden Ermeniler onun ölümünden iki yıl sonra başlayan (1098 ) I. Haçlı Seferinde Haçlılara yardım etmişlerdir. Bu da bizlere milletlerin davranış biçimlerinde dini telkinlerin ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Çünkü Haçlı seferlerini başlatan Piyer Lermit adlı papaz bu seferlerde öleceklere kesin cennet vaadediyordu. Bu arada Melikşah’ın 1096 da ölmesiyle birlikte Büyük Selçuklu Devleti büyük bir bunalıma girmişti ve yıkılmaya doğru gidiyordu. Bağımsız Bir Ermenistan için bundan güzel fırsat olamazdı.
Ancak..Haçlı Seferleri Ermenilerin bekledikleri gibi gitmedi. Öte taraftan Selçuklu Devleti yıkıldı ama hemen peşinden Ermeniler için hiç de hayırlara vesile sayılmayacak yeni yüzler görülmeye başlandı bu topraklarda: Harzemşahlılar, Celayirliler, İlhanlılar, Timur İmparatorluğu, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safeviler...1514 Deki Çaldıran ve 1515deki Turnadağı Savaşından sonra bu topraklar Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Hakimiyetine bağlandı.
Ermenilerin ilk Türk Hakimiyetine girdikleri 1071 ve Osmanlı Devletinin hakimiyetine girdikleri 1515 yılları arasında herhangi bir isyanına ben herhangi bir yerde tesadüf etmedim.
İyi de bu kadar mutlu ve Türk hakimiyetinden hoşnud olan bu millete ne oldu da ayaklandı bunlar ? Sahi hep bahsedilen o 1878 Berlin Antlaşmasına kadar hiç mi bağımsızlık isteği ya da ayaklanma olmadı Ermenilerde. Hep Millet-i Sadıka olarak mı kaldılar? Değil elbette..Çok fazla olmasa da 1878 öncesinde de var.
Ermeni Devleti’nin yeniden kurulması ve istiklaline kavuşması için yapılan ilk teşebbüsün İsrel Ori adındaki Karabağlı bir Ermeni din adamı tarafından yapıldığını görmekteyiz.Türkler’in, 1683 yılında Viyana önlerinde bozguna uğraması bütün Hıristiyan aleminde olduğu gibi, Osmanlı idaresinde yaşayan bazı Hıristiyan ileri gelenlerde de çeşitli ümit ve düşünceler uyandırmıştı.Bu gelişmeden etkilenen kişilerden biri de İsrel Ori idi. 1698-1711 yılları arasında Fransa, İngiltere, Almanya, ve Rusya’yı dolaşan ve Ermenistan’ı kurtarmak için bir Haçlı seferi düzenlemeye çalışan İsrel Ori , bu teşebbüsünde bütün gayretlerine rağmen muvaffak olamamıştı.Fakat, İsrel Ori’nin Rus Çar’ı Petro’ya (1683-1725) Kafkaslar ve bilhassa iki Hıristiyan topluluk olan Ermeniler ve Gürcüler hakkında verdiği bilgiler, Ruslar’ın dikkatini bu bölgeye çekmeye yetmişti.
Çar Perto..Hani şu Baltacı Mehmet Paşa’nın büyük lütfu sayesinde Prut bataklığında kendisi ve ordusu helak olmaktan kurtulan adam Ermenileri Bağımsız bir Ermenistan Devleti hayallerine sevk etmeye başlamıştı.
Bundan sonraki yaklaşık yüz yıl içinde de Ermenilerden önemli sayılabilecek bir hareket yani isyan diyebileceğimiz bir olay görülmez. Ama ilk Ermeni Tehciri zannedildiği gibi 1915 yılında değil. 1827 yılında yapılır ve işin ilginci bir kısım Ermeniler bir başka kısım olan Ermenileri tehcir eder yani zorunlu göçe tabi tutar.
Kafanız karıştı sanırım. Nasıl mı? Gelecek bölümde İnşallah.
NOT: Resim 1461 Yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Kurdurulan İstanbul- Samatya’daki ( Koca Mustafa Paşa ) Ermeni Patrikliğinin merkezi Surp Kevork Ermeni Kilisesidir
YORUMLAR
Yazı yazarken efendiler diyorsunuz, yazıda efendim diyorsunuz ...Hakkinda hüküm verdiklerinizin hala efendileri gibi davranmaktan vaz gecmiyorsunuz.
Saygılar
sami biberoğulları
Eleştirinizi tam olarak anlayamadım. Bir örnek vererek açıklarsanız hem menun olacağım hem de varsa yaptığım bir yanlışlık onu düzeltecek yahut kendimi savunacağım. Lakin neyi kast ettiğiniz hakkında maalesef sadece tahminlerim var şu an itibariyle...Tahminler üzerine konuşmak yanlış anlamalara sebep verebilir o sebeple bu yoruma cevep veremeyeceğim maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
hocam benim kafamı birde şu soru karıştırıyor diyelimki bu anadolu dediğimiz yer ermenilerin yeriydi bu ermeniler bu yerin yaratıcısımıki orada biz yaşıyorduk bizim oralar deme hakkına sahip oluyorlar sahip olamadığın yer senin değildir değilmi işin aslı yazınızı merakla okumaktayım size kolay gelsin saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Bu şekilde bakarsak olaylara Amerikalıları tekrar Avrupa'ya dmndürmek, Yine orada yaşayan zencileri Afrika kıtasına geri döndürmek, İngilizleri kendi adalarından çıkarmamak, Moğol ve Çinlileri postalayarak bizim de o topraklara yerleşmemiz lazım. Bir toprakta ne zamandan beri var olduğun değildir o toprakları senin yapan. O topraklarda bağımsız bir devlet kurabilmiş misin? Kurduğun bu devleti devam ettirebilmişmisin. Önemli olan budur.
Selam ve sevgilerimle.
bekir odaci
sami biberoğulları
emeğinize sağlık gerçekten de aşina olduğum bilgileri sıralı, aklı ve gözü yormayan bir şekilde önümde hazır buldum,
yakın geçmişte bir yazı okumuştum ancak şimdi bulamıyorum, yazı da Ermenilerin tarihte 5 ayrı dönemde 5 ayrı millet tarafından tehcire mecbur bırakıldıklarını bu da hep ihanet nedeniyle yaşadıkları topraklardan gönderildiklerinden bahsediyordu.Sizin bu yazınızda 2 kere Bizans İmp. tarafından sürüldüklerini okudum ( yanlış saymadıysam şayet)
yarını merakla bekleyeceğim...
soykırım bir yalan, bir köşeye sıkıştırma aracı ( herkes doğruyu biliyor ama herkes erkin atacağı adıma bağlı ses çıkarıyor ya da adım atmıyor neyse,
bekleyelim görelim.
saygı sunarım
Filiz Şahin. tarafından 4/30/2014 1:17:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin. tarafından 4/30/2014 2:49:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Bu övgülerin bir meslektaşımdan gelmiş olması benim için en büyük onurdur.
Selam ve sevgilerimle.
Belgeler var bilgiler var ortada insan yok galiba..Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Bilgi ve belgeler var ama onlara bakmayı bilmiyoruz. İşin hep hikaye kısımlarına, o şöyle dedi, bu böyle dedi kısımlarına bakıyoruz.
Selam ve sevgilerimle.
Ermenilerin ana vatanı,ilk görüldükleri ve varlıklarını tarih boyunca devam ettirdikleri yer anadolu.Tarihi bilgiler ışığında bunda hemfikiriz.Ancak ermeni tarihinde yaptığımız şu kısa yolculuktaki çıkarımımıza göre ermeniler tek başlarına birlik içinde bir devlet olma yoluna gitmeyi hiç bir zaman düşünmemişler ya da mutlaka düşünmüşler ama o gücü kendilerinden hissetmemişler diyede bir sonuca varabilirmiyiz ben vardım en azından.Öyle bir noktadan günümüzde soykırımı reddetmenin suç sayılacağı kadar yasal yaptırımlarla dünyaya bir ermeni soykırımını kabul ettirmek isteyen güce nasıl dönüşmüşler okuyup görelim diyorum ama bir o kadar da tezatlıklar içeren bir tarihleri var bu bir gerçek.Teşekkürler devamını bekliyoruz hocam.
sami biberoğulları
Ben dilim dmndüğünce, elimden geldiğince bulabildiğim bilgileri sizlerle paylaşacağım. Bu paylaşımlardan bakalım nasıl bir sonuç çıkacak? Ama şunu söyleyeyim ki çok önemli bir konuya parmak basmışsın. Nasıl oldu da dünyaya Ermeni Soykırımı diye bir şeyi kabul ettirebilen bir güç haline dönüştüler. Araştıracağım ve bulduklarımı sizlerle paylaşacağım inşallah.
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam
Hangi kaynakçadan faydalanıyorsunuz bilmiyorum fakat.
Televizyonda izlediğimiz ipe sapa gelmez iddialarla ve hikâyelerle kafa karıştırmaktan başka bilgi değeri olmayan açıklamaları yapan tarihçi ve araştırmacı yazarların anlattıklarının yanında sizin kaleme aldığınız bu yazı çok daha bilgilendirici ve besleyici o tarihçi ve yazarlarında bu yazınızı okumasını çok isterim doğrusu.
Evet, Tarih İşte böyle anlatılır.
Sizi gönülden tebrik ederim.
Günün geldiğinde televizyon kanallarının birinden bu veya farklı bir tarihi konuda açık oturuma katılma davetti alırsanız hiç şaşırmayın ))
İlerleyen bölümlerde olabilecek soru ve itiraz hakkım saklı kalmak kaydıyla
Kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı sevgi selamlarımla.
sami biberoğulları
Hem cesaretlendirici hem de övgüleriyle onur verci bu güzel yorumun için teşekkür ei derim.
Bizdeki bilim adamları ve akademisyenler bu ya da benzeri bir konuda konuşmak için tv ye çıktıkları zaman sanki herkes her şeyi biliyormuş gibi direkt işin teknik kısımlarıma giriyorlar. Mesela adam çıkıyor '' Ermeni meselesi aslında şark Meselesinin en önemli ayaklarından biridir'' Diyor. İyi de sade vatandaş nereden bilsin Şark meselesi nedir? Sade vatandaşa Şark meselesi deyince en bilgilisi bile Agatha Christie'nin '' Şark Ekspresinde Cinayet '' Romanı zannnediyor. O bakımdan en sade vatandaşın bile anlayabileceği bir dille anlatmak gerekir.
Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Becerebiliyorsam ne mutlu.
Selam ve sevgiler.
Gayet bilgilendiren bir yazı dizisi daha. Ellerinize sağlık sevgili hocam. Merak ve beğeni ile takip ediyorum.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
bu güzel seri için hocamı kutluyorum seri bitince yorumumu yazacağım...saygılar
sami biberoğulları
Senin yorumunu dört gözle bekleyeceğim. Çünkü benim için çok önemlisin. Bunu sen de biliyorsun zaten.
Selam ve sevgilerimle.
Çok hoş ve aydınlatıcı bir yazı.
İlgi ile, zevk ile okudum.
Bilmediğimiz çok şeyler var tarihte.
Devamını bekliyoruz hocam.
sami biberoğulları
İnşallah sürç-ü lisan yapmadan sonuna kadar gideriz bu dizide. Ben elimden geldiği kadar, dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım.
Selam ve sevgilerimle.