659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile emsali görülmemiş bir şekilde Uzman yapılan Maliye Bakanlığı Milli Emlak ve Muhasebat Kontrolörleri ile Milli Emlak ve Muhasebe Denetmenleri Bakan onayı ile denetim yetkisine sahipler. Bu yetkinin ellerinden alınması ise her zaman için mümkündür. Kontrolörler ve Denetmenler, daha önce kanundan aldıkları yetkiyi, şimdi Bakandan alır duruma getirildiler. Hiçbir bakanlıkta böyle bir denetim elemanlığı yoktur. Aynı unvandakilerden bir kısmının denetim yetkili, bir kısmının idari personel olarak çalıştırıldığı bir kurum da yoktur.

Denetim yetkisinin her an alınacağı endişesini taşıyan bir insandan sağlıklı görev yapması beklenebilir mi? Böyle bir psikolojik baskıya maruz tutulmanın insan üzerinde yaratacağı olumsuz etkinin hesabı yapılmış mıdır? Kontrolör ve Denetmenlerin kendilerini devamlı olarak topun ağzında hissetmeleri için kasten mi böyle bir yola başvuruldu diye de insanın aklından geçmiyor değil.

Bakanlık, yapılan uygulamayı unvan standardı sağlamak olarak savunuyor. Hak kaybı olmadığından bahsediyor. Sanki bütün denetim elemanlığı unvanlarına ipotek konulmuş gibi, denetim elemanlarını zorlamayla Uzmanlık kadrosuna atamakla Maliye Bakanlığında unvan standardı sağlanmış mı oldu? Hayır, sağlanmadı, karmaşa daha da büyüdü, hak kaybı olduğu ise gün gibi ortada.

Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine taşınan bu atamalar mahkeme tarafından her ne kadar anayasaya aykırı bulunmasa da; sınavlarla kazanılmış bir hakkın, Kanun Hükmünde Kararname ile ellerinden alınması, eşitleri olan Gelirler Kontrolörleri ile Vergi Denetmenleri Vergi Müfettişi yapılırken, Milli Emlak ve Muhasebat Kontrolörleri ile Milli Emlak ve Muhasebe Denetmenlerinin statülerinin düşürülerek Uzman yapılmaları anayasanın eşitlik ilkesine, evrensel hukuka ve vicdana aykırıdır.

Muhasebat ve Milli Emlak Genel Müdürlüklerinin Denetmenlerini ve Kontrolörlerini mağdur eden bu mahkeme kararından sonra kamuda hiçbir unvan teminat altında değildir. Bu gün onların başına gelenlerin ileride başkalarının başına gelmeyeceğini kim garanti edebilir? Üzülerek söylemek gerekirse, devletin kurumlarına ve yargıya duyulan güven gün geçtikçe azalmaktadır.

Yapılması gereken; haksız muameleye tabi tutulan Kontrolörler ve Denetmenler, emsalleri gibi Müfettişlik kadrolarına atanmalı, gecikmişte olsa adalet sağlanmalıdır. Adaletin ve çalışma barışının sağlanması halinde kazanan devlet olacaktır.

Adalet kim vurdu ya gitmesin!

Sabri KOCA