- 1743 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Türk Şiirinde Rüşvet Olgusuna Tematik Bakış
dinen günâh
kanunen suç
ahlâken ayıp
sayılmasına rağmen
kamusal işleyişteki
kapanmayan yaramız
çalışma hayatımızın kanseri
rüşvete
şairlerimizin bakışı
Hazırlayan
Turhan Şahin
------------------------------------------------------------------------------------
FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ
Eline zer alıp varsan efendi gel buyur derler
Eğer destin tehi varsan efendiyi uyur derler
Andelîbî(Bülbül Hasan)
Latîfî Tezkiresi s.115
Dr. Mustafa İsen
Olmak istersen i’tibâre mahall
Yâ Araptan yahûd Acemden gel
Leâli
Latîfî Tezkiresi s.286
Acemin her biri ki Rûma gelir
Ya vezâret ya sancak uma gelir
Leâli
Latîfî Tezkiresi s.287
II. BAYEZİT DÖNEMİ
Hemişe böyle midir âdet-i Rûm
Ki eyler müstehakk olanı mahrum
Akşemseddinoğlu
Hamdullah Hamdi Çelebi
Latîfî Tezkiresi s.211
Ne denli eylese kesb-i fezail
Bulamaz mertebe bir merd-i kâbil
Akşemseddinoğlu
Hamdullah Hamdi Çelebi
Latîfî Tezkiresi s.212
İncinme cevr-i devr-i pişeden gönül
Dûnân bülend olur dahi ferzanegân nigun
Kastamonulu Sun’î
Latîfî Tezkiresi s.266
YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ
Zamanıdır eğer devlet yerine
Ki bağlandı eşekler at yerine
Güvahî
Pend-name s.133 beyit 571
Hane-i uzlet oluptur meskeni miskinlerin
Açılaldan göreyim yıkıla rüşvet kapısı
Güvahî
Latîfî Tezkiresi s.133
Rüşvet kemiğini ilik gibi yalarsın
Karnın yarılıp bir gün ilik kan olacaktır
Suzî
Latîfî Tezkiresi s.412
Şehrin islahı neden olsun ki her müfsid ki var
Ya efendi muhzırı ya muhtesib oğlanıdır
Müderris Ulvî
Latîfî Tezkiresi s.451
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ
Ey gönül a’yân-ı devlet içre himmet kalmadı
Kim umarsın kerem ehl-i mürüvvet kalmadı
Ey dirîga lutf u ihsânın kapusun yaptılar
Zikr hayr olsun denir bir ehl-i devlet kalmadı
Bir ululuk kalmış ancak kadr-i devletten eser
Pes mekarimden dahi bir hûb haslet kalmadı
Adları Hâtem sehâ tomarını tayy ettiler
Gitti gayb oldu kerem cûd u sehâvet kalmadı
Halk-ı âlem mûzi vü cebbâr oluptur şöyle kim
Gitti lutf u merhamet kat’ oldu şefkat kalmadı
Doldu mülk-i âleme eşrât-ı saat fitnesi
Ger bilirsen zâhir olmadık alâmet kalmadı
Ser-ta-ser dünyâ yüzünü tuttu şöhret âfeti
Âh kim bir kûşede vahdet selâmet kalmadı
Askerî
Latîfî Tezkiresi s.119-120
İrtişa mezraına sim ü zer ek
Durma ek tâ bite maslahatın
Dediler irtişaya iş bitiren
Bunun ile bitirir iş yitiren
Dilîrî
Latîfî Tezkiresi s.153-154
Bu zaman bir aceb zamandır ki
Bi-garaz şimdi var mı bir iş ola
Hadidî
Latîfî Tezkiresi s.196
Revâ mı ahiret dârın yıkasın
Yahûd dünya için dinden çıkasın
Kerimî
Latîfî Tezkiresi s.266
Zamanın budur muktezası
Yiyesin rüşveti hem yediresin
Kadılığı yenir sanan rüşvet yiyici kimseler
Tiz tiz terakkiler edip erer rif’atlere
Ol kişidir muteber şimdi yiyip hem yedire
Aybı hüner addolunur hem külli hatası sevab
Meâlî
Latîfî Tezkiresi s.294-295
Devlete layık olanlar göremez devlet yüzün
Devlet anın kim devlete fayık değil
Merdüm-i vâlâ güherden buldu kadr u imtiyaz
Anların kim zatı kâmil şanı him fayık değil
Muidî
Latîfî Tezkiresi s.316
Sufilik tac ile abâ oldu
Hayf kim marifet hebâ oldu
Daniş u fazlı ehl-i ilm olanın
Kaba dülbend ile kabâ oldu
Ümere kapısında anın için
Ulemâ abd-ı müşterâ oldu
Nihanî
Latîfî Tezkiresi s.338
Sanma bu devri fâzıl ve kâmil zamanıdır
Öldü cihânda fazl işi câhil zamanıdır
Sa’di Çelebi
Latîfî Tezkiresi s.383
Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar
Hüküm gösterdim yararsuzdur deyu mültefid olmadılar
Fuzûlî
Divan Şiirinin Üç Büyükleri s.190
Hazırlayan:Cevdet Kudret
Rüşvet altınını cem’ itmek idi işi heman
Her ne yaramazlık var ise anda idi
İki ayağı çukurda bir eli kanda idi
Yalınız rüşveti bâbındaki kesret ne idi
Bu sefâhat bu kabahat bu şekâvet ne idi
Gülmez idi yüzü mahşerde dahi gülmeyesi
Çoğ iş itdi bize sağlığ ile olmayası
Taşlıcalı Yahyâ
Acıyı Bal Eylemek
(Rüstem Paşa Mersiyesi)
Prof. Dr. Mustafa İsen
Dünya talebiyle kimisi halkın emekde
Kimi oturup zevk ile dünyayı yemekde
Ya Râb bize bir er bulunur hidmet eder mi
Yohsa günümüz böyle felâket geçer mi
Halkın kimisi gül gibi kat kat libasda
Eğnine kimi giymeye bulmaz pelâsda
Bağdatlı Ruhî
Divan Edebiyatı Yazıları s.119-120
Prof. Dr. Cemal Kurnaz
Cihanda hırsız ü yankesiciler kimdür dirsek
Asesbaşıyla subaşı anı tahkik bilün billah
Bunlardan dahi zalimdür efendim kazaskerler
Cihane şimdi rüşvetle harâbe verdiler billah
Veysî
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.122
Ömer Özcan
III. AHMET/III. SELİM DÖNEMİ
Vermezdi kimse kimseye nân minnet olmasa
Bir maslahat görülmez idi rüşvet olmasa
Nâbî
Şahane Gazeller 6
Hazırlayan: Prof. Dr. İskender Pala
Bir ayinedir kim görünür ayb-ı şikafı
Ol maslatı-ı şer’ ki rüşvet var işinde
Nâbî
Şahane Gazeller 6 s.68
Hazırlayan:Prof. Dr. İskender Pala
Hep rüşvet ile eylediler devleti berbad
Bak şu ulemâya vükelâya vüzerâya
Sünbülzade Vehbî
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.177
Ömer Özcan
II. MAHMUD /ABDÜLMECİD DÖNEMİ
Mahkeme meclisi irad olduğu
Çeşme-i rüşvetin akmaklığından
Kaza bela ile alem dolduğu
Kazların kadıya uçmaklığından
Selefin rüşvetle hüccet yazması
Halefin anlayıp hüküm bozması
Yıkılan binanın birden tozması
Asıl sermayenin topraklığından
Asıl sermâye-i niyabetleri
Emvâl-i eytamdır ticaretleri
Dâvet-i rüşvete icâbetleri
Sıdk ile gönlünün alçaklığından
Bülbülün aşkıdır dalda öttüğü
Çobanın südedir koyun güttüğü
Toprağın Habili kabul ettiği
Şüphesiz yüzünün yumuşaklığından
Dünyadan ahrete gidip gelmemek
Olmazsa iktizâ eder ölmemek
Balık baştan kokar bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
Seyrani
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.195
Ömer Özcan
Eyvah fukaranın beli büküldü
Medet ticaretin gücüne kaldı
İyiler âlemden göçtü çekildi
İşler zamanenin piçine kaldı
Rüşvet ile yazar hakim hücceti
Hüccet ile alır kadı rüşveti
Halk bilmiyor dini şer’i sünneti
Bozuldu sikkenin tucuna kaldı.
Sene bin iki yüz altmış beş tamam
Okunur ezanlar boş bekler imam
Seyrani bu nutkun sonu vesselam
İnanın dünyanın ucuna kaldı
Seyrani
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.195
Ömer Özcan
Sernâme-zib-i şevk u safâ irtikâb imiş
Unvan-tırâz-ı izz ü ’alâ irtikâb imiş
Bîhûde olma nâhun-ı gafletle dil-hıraş
Gâvişğeri zemîn i gınâ irtikâb imiş
Merdûd-ı bezm-i devlet olur müstakîm olan
Şimdi medâr-ı celb rızâ irtikâb imiş
Kâr etmiyor sadâkat ü iffet zamânede
Sermâye-i husul-i ricâ irtikâb imiş
Isrâr-ı istikamet ile olma müttehim
Hâhiş-gerân-ı câha sezâ irtikâb imiş
Hikmet, mizâc-ı hey’et-i devletten anladım
Dil-hastegân-ı ye’se şifâ irtikâb imiş
Hersekli Arif Hikmet
II. ABDULHAMİD DÖNEMİ
Nâmûs-ı istikameti hıfz eylemek muhâl
İffetle ihtilât edemez intizâm-ı hâl
Rüşvetle irtikâba lüzûm eyler intikal
İnfa-âk olunmaz aylık ile evdeki iyâl
Memur olup dedâ-yı zamân olma zinhâr
Muhtâc-ı nân eder seni dûnân-ı rûzgâr
Rüşvetle irtikâba da lâzımdır iktidâr
Kim evliyâ-yı devlete mahsûstur o kâr
Elli kuruş alırsa da mbir kâtib-i nizâr
Mânende-i kibâr olamaz sâhib-i akar
Memur olup dedâ-yı zamân olma zinhâr
Muhtâc-ı nân eder seni dûnân-ı rûzgâr
Yenişehirli Avnî
Yenişehirli Avnî s.174-175
M. Kayahan Özgül
Rüşvet vükelâyı etdi mağlub
Servet ukalayı kıldı meczub
Asâf
(Dâmâd Mahmûd Celâleddîn Paşa) Asaf Divanı s.111
(II. Abdülhamidin Eniştesi/Prens Sabahattin’in Babası)
Devlet vükelâsı eşkiyadan da belâ
Bunlarda ne ar var ne hayf-ı Hüda
Bir def’a soyar şaki bir insânı fakat
Her gün soyuyor milleti hırsız vükelâ
Asâf
(Dâmâd Mahmûd Celâleddîn Paşa) Asaf Divanı s.229
(II. Abdülhamidin Eniştesi/Prens Sabahattin’in Babası)
Taşra memurini vahşilerle hemhalet bugün
Kaldı birkaç hırsıza sermâye-i devlet bugün
Adeta etti taammün fakr ile zillet bugün
Memleket viraneler halinde aç millet bugün
Fazladır hâlâ sarayın masrafı iraddan
Aylık almaz her kalemde yan gelir seksen kişi
Bir çok erbab-ı mesâlih toplanır erkek dişi
Kurtarır evrakını her kim verirse bahşişi
Pâresiz bikeslerin Allah’a kalmıştır işi
Zevk alan yok hasbetenlillâh olan imdaddan
İsmail Safa
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.260-261
İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ
Han-ı Yağma
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir
Şu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var
Bu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umar
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malini
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Tevfik Fikret
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.287
Zira mülkte adâlet yok, hürriyet yok, hukuk yok;
Hükümette haksızlık çok, ahaliye zulûm çok!
Mehmet Emin Yurdakul
Türk Sazı s.72
CUMHURİYET DÖNEMİ
İSMET İNÖNÜ DÖNEMİ
Türkü yine o türkü sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk bir varsa el değişti
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik s.45 Hilmi Yücebaş
Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler.
Hayadan eser yoktur, nafile bütün sözler.
Beyhude inat etme, salla hemen başını,
Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını.
Bir yolsuzluk görünce köpürme, isyan etme,
Bir hak için kendine, dik başlıdır dedirtme
Doğru yolu dostuna göster ama sen gitme.
Ne derlerse huuu... diye salla hemen başını,
Dilini tut, uslu dur, al gitsin maaşını.
Unutma bu ocağın adı asiyaptır,
Sen de bir dolap çevir, apartmanlar yaptır.
Hakikat nene gerek o memnu bir kitaptır.
Sana lazım olan şey, sallayarak başını,
El öpüp, etek öpüp almaktır maaşını.
Bu güvercin eder mi atmacalarla yarış,
Öğrenmeden dünyayı gezdim de karış karış .
Vazgeç hak sevdasından sen de kervana karış,
Ne derlerse huuu diye, salla hemen başını,
Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını Abdullah Çağlayan
Antalya Defterdarı -1943
İstanbul’a vali olan hergelenin
Kimi dağdan kimi kırdan gelir.
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik Hilmi Yücebaş
Aldıkça al daldıkça dal çaldıkça çal
İstersen ver yüz arzuhâl ne sorgu var ne sual
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik Hilmi Yücebaş
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ
Ol kadar har koştular ki asiyab-ı devlete
Çiğnemekten birbirin dolabı devlet dönmüyor
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik s.276 Hilmi Yücebaş
Yine tekne-i maişet kırılıp kenara düştü
Dayanır mı dar gelir bu, yem-i ihtikare düştü
Kesilip nefes pek erken suya indi bizde yelken
Halı, konsol, ayna derken bütün ev pazare düştü
Ne ocakta bir tutam od ne kazanda bir yudum aş
Yere mutfağın damından iki sıska fare düştü
Yine coştu bezm-i işret taştı câm-ı rüşvet
Kurda kuşa son ziyafet dil-i pare pare düştü.
Reh-i inzivâda Çimdik düşe kalka oldu sâlik
Karaborsa ağniyası yine itibâre düştü,
Yusuf Ziya Ortaç
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.316
Yandı adaletin evi köşesi
Şimdi o rüşvetin işler şişesi
Hacısı hocası beyi paşası
Allah için bir iş görmez parasız
Âşık Ali İzzet Özkan
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.349
Rüşvet Kalkınmanın Motorudur
Rüşvet olmak şereftir şerefsiz, kalamayız
Yüzbin almak dururken, beş yüzü alamayız.
Rüşvetle kazandılar pandandifler yüzükler.
Rüşvetle rahat eder tüm sıkışmış büzükler.
Dağ rüşvet, deniz rüşvet, toprak rüşvet, su rüşvet
İnanın kalkınmanın motorudur bu rüşvet...
Çetin Altan
Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah s.195
Eşkâl-i Zaman
Soygunun vurgunun cirit atması,
Rüşvetin, zinanın tempo tutması,
Memurun bir parmak baldan tatması,
Amirin gözünü yumduğundandır
Ragıp Üner
Parlâmenter Şairler s. 323
Hazırlayan Fevzi Halıcı