Gene de bir iştir beklemek. bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.-- cesare pavese
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
@erayozgorsarikaya

BİR BİDON ELEKTRİK

29 Nisan 2014 Salı
Yorum

BİR BİDON ELEKTRİK

10

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1395

Okunma

BİR BİDON ELEKTRİK

BİR BİDON ELEKTRİK

Şimdi yazları kaldığımız Erdeğin 3 km dışındaki bahçedeki evimizde çocukluğum ve gençliğim geçti ve o evden gelin çıktım. Bu ev iki oda bir mutfak ve küçük bir antreden ibaretti. Odanın birinde yumurtaları koyuyorduk. Yumurta tavukçuluğu yapıyorduk ama yumurtaları koyacak odadan başka bir yerimiz yoktu. Bizde abimle birlikte mutfaktaki divanda ayak uçlu baş uçlu yatardık. Abimle yattığımız divanda bisiklet çevirmecelik oynardık. Uyurken abimiz ayakları nerdeyse ağzıma girerdi ama çok mutluyduk.

O zamanlar evde elektrik yoktu, geceleri gaz lambasının loş ışığında otururduk. Babam gaz yağını haftalık bidonla alırdı. Erdeğe giderken size ne getireyim diye sorduğunda, ben bir bidon elektrik getir derdim. Elektriğide gazyağı gibi bidonla satıldığını zannederdim. Babam akşam olup eve elinde bidonla gelince elektrik getirdi diye sevinirdim. Annem gazyağı ile gaz lambalarını doldururken, babam, elektrikçiler ölmüş bende gazyağı aldım derdi. Bense çocuk saflığımla inanırdım, elektrikçiler ölmese babam elektrik getirirdi der teselli bulurdum.

Babam Erdeğe giderken size gelirken ne getireyim sorusunun ikinci cevabım ise ‘’Baba şeker getir’’ di. Babam bazen çok seyrekte olsa şeker getirird iama genelde eli boş gelirdi. ‘’Şeker getirdin mi baba’’ diye sorduğumda cevap aynıydı ‘’Şekerciler ölmüş’’. Ne istesem Erdekte onu satanlar ölüyordu bu çok kötüydü. Bu gidişle Erdek de herkes ölecekti. Bende babam Erdeğe gittiğinde her zaman bir şeyler istemeye korkuyordum.

Sonraları babamda oyuncak bebek veya bisiklet istediğimde babamın cevabı bu kez değişmişti.
-Baba bana bebek alırmısın
-Kırmızı kar yağsın söz alcam.
-Baba bana bisiklet alırmısın
-Kırmızı kar yağsın söz sana kırmızı bisiklet alcam

Bu kez de kırmızı karın yağmasını beklemeye başladım. Kış geldi ve kar yağdı ama kar kırmızı değil beyaz yağıyordu. ‘’Baba kar beyaz yağıyor, neden kırmızı yağmıyor’’diye ağlardım. Babamsa’’Bekle kırmızı karda yağar’’ derdi. Zavallı saf çocuk ben yaz gelene kadar kırmızı karın yağmasını beklerdim. Büğüyüp aklım ermeye başlayınca kırmızı karın olmadığını ve hiçbir zaman yağmayacağını öğrendim. Babam bana yalan söylemiş ve beni kandırmıştı. Küçükken annemle Erdeğe pazara gittiğimde, pazarda şeker satıldığını ve şekercilerinde ölmediğini de öğrendim. Bu da benim için çok acı gelmişti. Demek babam beni hep kandırıyor, yalan söylüyordu.

Birkaç yıl sonra bahçemizin bullunduğu Gedeve Mevkinin yoluna direkler dikildi. Sonra bu direklerden teller geçirildi. Eve kablolar geçirildi, ambullar takıldı. Babam akşama bu tellerden elektirk gelecek ve artık gazlambasının ışığında oturmayacağız dedi. Ajansta haberler başlamıştı spiker Kıbrıs Haraketının başladığını söylüyordu. Bu gece karartma var herkes elektriklerini kapatmalarını veya ampullerini gazete kağıdı ile sarmalarını söylüyordu. Babam bu haberi dinledi ve ‘’Ben bu gün ışığa kavuşmuşum tepeme uçak düşeceğini bilsem o lambayı kapatmayacağım’’ dedi. O gece herkes karartma yaparken biz 75 vattlık ampulun ışığında ışıl ışıl oturduk. O gece elektriğin gaz yağı gibi bidonla satılmadığını öğrendim.

Aradan yıllar geçti ben büyüdüm okula başladım. Okul Erdekteydi ve babamın o ölmüş bu ölmüş gibi yalanlarına kanmıyordum. Erdekte bakkalcılar ölmemiş hepsi sağ idi. İpek böceği bakmaya başladık. İpek böcekleri büğüyüp koza örünce onları satmak için babam Bursaya götürürdü. Kozanın pazarı Bursa Ulu Caminin yanındaki Koza Handı. Babam kozaları satıp eve gelirken leblebi şekeri getirirdi. O gün bu gündür ne zaman leblebi şekeri görsem babam ve kozalar aklıma gelir ve leblebi şekerini çok severim.

Baktım kırmızı karın yağacağı ve babamın bana bisiklet alacağı yok. Bende okula başlayınca caminin yokuşunun başındaki bisikletçiden bisiklet kiralamaya başladım. Simit param bisikletin kirasına gidiyordu. Olsun simitten çok daha güzeldi. Rüzgar yüzüme değsin diye pedallara yokuş aşağıya asılıpta çok caminin duvarına tosladım. Ellerim dizlerim kanaya kanaya tekrar bisiklete binerdim.


Babam, ben evlenmeden önce her sene sizi İzmir Fuarına götüreceğim derdi. O zamanlar İzmir Fuarı şimdiki gibi değildi. İbrahim Tatlıses, Emel Sayın, Muazzwz Abacı, Recep Kaymak, Erol Evgin, Erol Büyükburç, Hümeyra, Seyyal Taner hepsi fuara giderdi. Lunapark kocaman kurulurdu. Fuarı televizyondan izler içimiz giderdi. Babamda söz seneye sizi fuara götürcem derdi. Ne yazıkki ben evlenene kadar ve sonrası hiç İzmir’e götüremedi. Onun için İzmir bana yalancı şehir gelmiştir.Evlendikten sonra Karaburun Mordoğanda ki yazlığımıza birkaç kez gittim ama İzmiri hiç gezmedim. Babamsız İzmir’i gezmek istemiyordum. Onun için İzmi’i hiç sevemem İzmirlileri de hiç sevmem ve sevemedim.

Bazen babam arabayla okula bırakırdı beni, araba da arabaydı hani. Üstü açık porche bir begir gücünde üstü açık spor araba yani at arabasıyla beni okula bırakırdı. Yine bir sabah porchemizle okula gidecektik. Babam sinirli ve aceleci bir adamdır. İstediği şey hemen olacak beklemeye tahammülü yoktur. Yaşı 75 oldu yinede değişmedi. Neyse babam atı arabaya koşmuş bana çabuk diye bağırıyor bense babamın karşısında korkudan yaprak gibi titriyorum zaten, öfkelenince sanki fırtıya tutulmuş yaprak misali düştüm düşüceğim. Aceleyle çantamı aldım arabaya bindim ve atın nal sesleri eşliğinde Erdeğin yolunu tuttuk.

Bir km gitmişti ki birde ne göreyim telaşe ve korkudan ayakkabılarımı giymeyi unutmuşum. Ayağımda babamın ayaklarını yıkarken giydiği takunyalar vardı. Babam Demirelciydi ama Erbakan nalınlarından giyerdi. Ayağımdaki koca takunyalara baktım, babama desem neden ayakkabılarını giymedin diye bana kızacak. Sanki ayakkabı giymeye vaktim varmış gibi. Söylemesem okula o kadar çocuğun içine takunyalarla gideceğim tam rezillik. Korksam da babama ‘’Baba takunyalar’’ değip ayaklarımı gösterdim. Küçücük ayaklarda koca takunyalar çok komik gözüküyordu. Babam bir ayaklarıma takunyalara baktı bir de benim yüzüme ‘’Git nalınlarla’’ dedi. ‘’Baba ne olur dönelim ayakkabıları giyeyim’’ desem de babam eve dönmedi. Çaresiz nalınlarla okula gittim. Allah Rahmet eğlesin öğretmenin okulun kapısında beni ayağımda nalınlarla görünce üzüldü. Kimse görmeden öğretmenler odasına götürdü ve beklememi söyledi. On dakika sonra elinde kızının ayakkabılarıyla geri geldi. Evine gidip kızının ayakkabılarını alıp gelmişti, ayakkabılar ayağıma biraz büyük gelmişti ama olsun takunyalardan çok çok iyidi.

Bu günlerde aklımda sadece babam var. Babam hasta bir ay önce aourt damarına stent takıldı ama bir türlü iyileşemedi. Allahtan şifa diliyorum ve hep dualarımda. İnşallah iyileşir ve eskisi gibi sağlığına kavuşur. Her nekadar korksamda ben eski babamı istiyorum. Babamı çok seviyorum, onda da dedim. ‘’Babacığım seni çok seviyorum’’. Bir an önce iyileş.

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir bidon elektrik Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir bidon elektrik yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR BİDON ELEKTRİK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
KO
KONYALI42, @konyali42
7.12.2014 14:33:20


NE KADAR İÇTEN NE KADAR GÜZEL BİR PAYLAŞIM OKURKEN SANKİ YAŞADIM KÜÇÜCÜK YÜREĞİNİN KORKUSUNU ÇOK İSTEDİĞİ ŞEKERİ BİSİKLETE BİNMEK İSTEYİŞİNİ HİSSETTİM ÜSTADIM
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
30.4.2014 19:06:39
NE KADAR İÇTEN NE KADAR GÜZEL BİR PAYLAŞIM OKURKEN SANKİ YAŞADIM KÜÇÜCÜK YÜREĞİNİN KORKUSUNU ÇOK İSTEDİĞİ ŞEKERİ BİSİKLETE BİNMEK İSTEYİŞİNİ HİSSETTİM SEVGİMLESİN ERAYCIĞIM
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
30.4.2014 07:45:41
babalar sevilir yalan söylese bile izmirlileride sev onlar herkesi sever...samimi bir yazı geçmişimizden sesler vardı.... tebrikler eray kardeşim
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
29.4.2014 21:36:46
efendim küçükken aynı yalanları bizede söylüyorlardı umudumuzu yutkumakla bastırmaya çalışıyorduk güzel bir yazıydı umarımki babanızda eski sağlığına kavuşur geçmiş olsun dileklerimi iletirim saygılarımla
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
29.4.2014 19:09:21
Yokluk olunca insan çocuğuna bile yalan söylüyor,Allah şifalar versin.Tebrik ederim saygılarımla.
UÇUK
UÇUK, @ucuk
29.4.2014 17:51:10
Sürükleyici, baba sevgisi ön planda olan güzel bir yazı okudum,saygımla.
kukurikuu
kukurikuu, @kukurikuu
29.4.2014 15:13:40
Eray Hanım,
Çocukluk hatıraları bölük pörçük de olsa , insan hayatının en değerli anılarıdır.
O yaşlanınca bize emanet olan sevgili babalarımız var ya , onlar küçükken bizlere
en güzel örnekleri bırakarak fedakarca hareket ederek bu güne gelmemizi sağladılar.
Çocukluk unutulacak bir şey değil.
Elinize sağlık, sürüklenerek okuyup, kendi çocukluğumdan parçalar yaşadım .
Saygılarımla.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
29.4.2014 14:11:27
İlginç bir yazı olmuş.
Sevgi sözcükleri, son bölüme sıkıştırılmış ama.
Diğer kısımlarda, hep sert mizacı, disiplini ön planda tutan otoriterliği,
çocukça istekleri geçiştirmesi işlenmiş.
Bir iki cümlede yer almasına rağmen, öğretmen sevgisi çok daha ön plana çıkmış.
Ancak,
ne olursa olsun,
gönülde muhafaza edilen baba sevgisi yine de kendini gösteriyor yazıda.
Allah şifa versin diliyorum.
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI, @dilekyildizi
29.4.2014 10:17:20
10 puan verdi

Babanızın bir an evvel sağlığına kavuşmasını dilerim, Allah'tan şifalar diliyorum...
İçten yazılmış yazıyı okuttuğun için sonsuz teşekkürlerimle...

saygı ve selamlarımla..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.