- 953 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
SEVGİ ARMAĞANDIR UMUTSA MUTLULUK
Yüreğinin büyüklüğü kadar yardım et…
Ve sus!
Sus…
Susabilmek öyle erdemdir ki…
Son sözü söyleyen sen olsan da…
Sadece sen bil ve kendine fısılda!
Bırak seni kim nasıl bilirse bilsin…
Yüreğince insan ol
Ve insan olabilmenin erdemini yüreğinde yaşa!
H. Jackson Brown
Bir gün bakarsınız uzun sandığınız koca bir hayat geçip gidivermiş, mutlulukların ve hüzünlerin, umutların ve kaybedişlerin yaşandığı… Her şeye rağmen bazen hüzünlerle tükenmiş yaşamınıza bile şükrettiğiniz olmuştur, aksi halde ayrılık saati dolduğunda yaşamı bırakmak çok acı olurdu, çünkü her şey yaşarken anlam kazanır. Böyle düşündüğümde yeni doğan güneşle başlayan her günün başka tadı vardı, umudu ve mutluluğu barındırıyordu içinde. Gün yok ki diğerinin tıpkısı olsun, bu nedenle sabahla açan her günü sahiplenmeli ve size sunulan bir armağan olarak görmelisiniz. Ortalık ağarıp da yeni günle kucaklaştığımda içimle buluşan hava bana tap taze gelir, işte o tazelikte, görebiliyor, duyabiliyor, tadabiliyor, hissedebiliyor ve sevebiliyorsan tazelik senin yüreğindedir. Bu duyguları barındıran her erdemli yürek bir süre sonra size hayat sevinci veren gücün önce kendinizi sevmekle başlayan sevgiden ve etraftan aldığınız sevgi olduğunu fark edersiniz.
Korkmayın ışığınız ve sevginiz asla vermekle bitmez uzun dönemde verdiğinizden daha fazlasını aldığınızı göreceksiniz. Yeryüzünde bir konuk gibi barınmak yerinede, yüreğinde acıyı, hüznü ve umutsuzluğu yaşayan hiç bitmeyeceğini düşündükleri karanlıklara acıyla şarkı söyleyen, yalnızlıklarında kaybolan dostlara dost yürek olmaya ne dersiniz?
Yüreğinin büyüklüğü kadar yardım et…
Ve sus!
Sus…
Susabilmek öyle erdemdir ki
Son sözü söyleyen sen olsan da
Sadece sen bil ve kendine fısılda!
Hepimiz kendi yaşamımızda, yarattığımız olgularla hoşnut ya da karamsar oluyoruz. Anılarımızın saltanatında mutlu olmak istiyorsak kederlerle dolu yoğun bulutların sahiplerine sevgi elimizi uzatmalıyız.
Sıcacık, umut veren, yaşama sevinci aşılayan, umutsuzluğa düştüğünüzde, yaşamın kargaşasında kaybolduğunuzu düşündüğünüz bir anda yüreğinizi ısıtan bir öyküyle baş başa bırakmak istiyorum sizleri.
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı,’ Biraz bekleyeceksin hocam,’ dedi. İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir adayla parlıyordu ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgâhına yaklaşarak, ‘ekmeklerimi alayım dedi’. Benim ikizler acıkmıştır.
Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgâhın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört beş tane çıkardı.
Ben o arada oturması için kendi yerimi ona vermiş, tezgâhın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, taş gibi olmuşlardı.
Fısıltı şeklinde fırıncıya sordum.
‘Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak ya!..’
‘Bayat ekmekleri kendi istiyor,’ Dedi fırıncı. Çok fakir olduğundan ona yarı fiyatına veriyorum.
Kim bu adam diye sordum.
‘Kore gazilerinden’ dedi. Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok az bir maaşla.
Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum.
‘Aradaki farkı ben vereyim,’ dedim. ‘Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.’ Fırıncı teklifimi kabul etti ve biraz sonrada fırından çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken şekli bozuk baya ekmekleri de tezgâhın altına koydu.
Çok şanslısın hacı amca dedi. Çocuklar için bugün sana pasta ekmek vereceğim.?
Yaşlı adam bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken, ‘Allah senden razı olsun evladım’ dedi. ‘ Bugün onların doğum günü olduğunu nereden biliyordun?’
Yüreği, sevgiden geçen herkesle bir gün bir yer de buluşmak dileğiyle
YORUMLAR
Korkmayın ışığınız ve sevginiz asla vermekle bitmez uzun dönemde verdiğinizden daha fazlasını aldığınızı göreceksiniz. Yeryüzünde bir konuk gibi barınmak yerinede, yüreğinde acıyı, hüznü ve umutsuzluğu yaşayan hiç bitmeyeceğini düşündükleri karanlıklara acıyla şarkı söyleyen, yalnızlıklarında kaybolan dostlara dost yürek olmaya ne dersiniz?
Yüreğinin büyüklüğü kadar yardım et…
Ve sus!
Sus…
Susabilmek öyle erdemdir ki
Son sözü söyleyen sen olsan da
Sadece sen bil ve kendine fısılda!
Hepimiz kendi yaşamımızda, yarattığımız olgularla hoşnut ya da karamsar oluyoruz. Anılarımızın saltanatında mutlu olmak istiyorsak kederlerle dolu yoğun bulutların sahiplerine sevgi elimizi uzatmalıyız.
...
SEVGİ; yeryüzündeki en gerçek ilaçtır
paylaştıkça artar
sevgiyle yapılmayan hiç bir işte ne mutluluk ne de başarı vardır
sevgiye boyanan her kelime harf her kelime her şiir; yüreklerle hemen buluşur..
....
sevgiyi en güzel en vurucu şekliyle anlatan kaleminizi alkışlıyorum
Nihayetinde öykünün gözlerim doldu.
İnsan olmanın onuruyla ve içindeki inanç ve azimle ve de dimdik duruşuyla hayat mücadelesi veren güzel bir yürek...
Susmanın bir erdem olduğunu iyi bilen biri olarak yazınızı yüreğimle kutluyorum. Çok şeye vakıf bir yürek ve eşliğinde dile gelmiş naif duyguların esintisiyle okudum.
sevgiyle kalın ve en iyi dileklerimle...