DÜRİYE
Mahallede herkes Düriye ‘den bahseder.Düriye aşağı geçti ,Düriye yukarı geçti.Ne yapsa olay!..
Gel gelelim, on altı yaşında bir kız!..Güzel mi güzel.Köyden yeni geldi.Kırk yıllık kadınlar bile korktu Düriye ‘den.Neden mi ,çünkü kırk yıllık kocaları Düriye’yi görünce ,bir anda değişiverdi.
Düriye giyince kırmızı dar gömleği ,iliklerin arasından görünür rengarenk sütyenler içinde, körpe memeleri.Kaç kere söyledi büyükler’’ Kızım atlet giy, askıların belli ‘’ ama tutturmuş’’ Ben atlete alışık değilim ,sıkılırım’’. Düriye’nin kabına sığmaz bir hali var.Konuşurken atlar düğmeleri.Atlar da milletin yüreğine indirir vallahi!..
Gömleği patlatıp, aleme yayılmaya meyillidir Düriye’nin memeleri...
Düriye iyi kız ,onu artık tanıdım ,çok temiz kalpli.Evinde oturan bir çok kadından daha iyi.Kalbi hiç kirlenmemiş onun ,bir de beyni.İnsanları kandırmıyor en azından.İçinden geldiğince yaşıyor.Bilerek yapmıyor anladım ki!..
Düriye sadece aile terbiyesi almamış bir kız.Oturup kalkmasını bilmiyor o kadar.Onu tanıdıkça daha çok sevdim.Kalbi ve beyni çocuk kalmış .Öylesine temiz düşünceleri.
Düriye için kötü şeyler söylüyorlar ama yalan ,vallahi yalan.Ben tanıdım Düriye’yi.
Düriye’nin kendi değil, atlayan düğmeleri orospu…
Düriye giyince üstü dar , kloş eteği biçimli kalçalarından süzülür aşağı ,güzel bacakları çıkar ortaya.Öyle alımlı ,öyle dikkat çekici ki.Kadınlar bile dönüp dönüp bakar Düriye ‘nin boyuna posuna.Ne giyse yakışır ona.Etek dediğinde etek olsa, bildiğin çul .Garibim fakir bir ailenin kızı .Üstü başı akıyor.Fakat Düriye kendi çok güzel .Çul giyse yakışıyor .Kadınlar Düriye’nin yürüyüşünü ,sallanışını bile kıskanıyorlar.
Düriyeyi gören göz bir daha kime bakar ?
Asılsız şeyler söylüyorlar adından.Yok ama ben Düriyeyi çok iyi tanıyorum .O masum bir köy güzeli. Güzelliğinin farkında bile değil.
İnsanların bakmasından çok rahatsız ve anlam veremiyor .Bakmayın onun salına salına yürümesine, bilerek yapmıyor o.Dürüye ‘nin yürüyüşü çekici .Düriye yürürken uçuşur etekleri ,görünür arada güzel yerleri.Onun suçu değil besbelli.
Düriye’nin kendi değil , uçuşan etekleri orospu…
Düriye kömür taşır evin önünde.Elleri yüzü simsiyah olmuş,pislik içinde.Eğilir belleri açılır.Eteğinin kenarından mor külodu görünür.Eteğinde kocaman bir yırtık.Neymiş kömür taşıyormuş eski kıyafetlerle. Başım sığar soksam o yırtığa. Sen onu bir de mahalle nin delikanlılarına sor.
Savruk kız ne olacak!..
Düriye toparlan desen ne yazar.Düriye belini düzeltirken eşarbı uçar.Saçları cennet hurilerinde yok .Dalga dalga saçlarını rüzgar savururken Düriye zorlukla toplar kendini.Bütün mahalle ona yardım etmek ister ,anlamaz bu yardımsever mahallenin erkeklerini.
Düriye saf kız ,temiz kız.Anlamaz kötülükten , ard niyetten, bir bebek kadar masum düşünceleri…
Dedim ya Düriye iyi kız ben onu tanıyorum.Bilerek değil ardında oluşturduğu uzun kuyruklar.
Düriyenin kendi değil,dalga dalga saçlarıdır orospu…
Dağ havası almış körpecik,yanakları, dudakları ayrı al.Simsiyah saçlarını dolar beyaz parmaklarına.Kara kaşları altında sürpriz gözleri ,lacivert bir gecedir Düriyenin.Bir bakan bir daha bakar,sonra bir daha .Bitmez bu bakışlar sonra müptelası olur gözlerinin.
Öyle güzel bakar ki insana ,kedi olasın gelir karşısında.Kan damlayan dudakları öpülmeyi bekler gibi her an kıvrık ve tebessüme hazır,inci gibi dişleri.
Yok ilgisi onun bu işlerle .Tanırım Düriyeyi ,bilirim.
Kendi değil ,Düriyenin kıvrım kıvrım dudakları orospu…
Düriye güzel bir kelebek,biraz yabani .Kendini kollamayı,toparlamayı bilmiyor.Ne çok ilgi çektiğini anlamıyor.Uzanırken elleri üst katlara ,açılır ince belleri.
O da öğrenecek elbet hayatı.Düriyeyi severim ,umarım bir kötülük gelmeden gelir aklını başına.
Kendine hizmet edenleri hayretle karşılıyor.’’Valla ne iyi mahalle ha ‘’diyor.’’Yok Düriye ,sen onlarla konuşma ,onlar seni beğenmeseler hiç yardım ederler mi ‘’dediğimde biraz hayata küser gibi oldu.
Ben Düriyeyi seviyorum.Ona hayatı öğretmekte kararlıyım.Onu biraz a olsa toparlayabilirsem ne mutlu bana!..
‘’Of ne çok yasak var ‘’diyor ,şimdiden sıkıldı dağların menekşesi.Alışmış özgürce konuşmaya ,gülmeye
.Ah Düriye ah!..
Ne yaptığını bilmiyor , sorup duruyor suçum ne ?
Sen de ,Allah böyle var etmiş.
Ben diyeyim, Allah böyle yaratmış.
Senin suçun güzel olmak ,israf etmek güzelliğini…
Bu öyküyü yeğenimin anısına koyuyorum.Kasım 16 da vefat etti.İlk önce ona okumuştum .Nasılda inanmıştı.19 yaşındaydı ama Düriye kadar masum ve saftı.Teyze gerçek mi diye sordu heyecanla.Tabi dedim şu alttaki gecekondularda oturuyor,tanıştırırım...Allah rahmet etsin .
YORUMLAR
Çok üzüldüm.
Hikaye için, tebessüm ettirecek bir kaç cümle yazmayı düşünüyordum ki;
son paragraf büktü belimi, alıp gitti dağarcığımda biriktirdiğim tüm sevinç yüklü kelimelerimi.
Hüzünlendim...
Allah, rahmet etsin diyorum.
Anlatımınız çok güzeldi.
Yürükçü
çok tanıdık bir sima. üniversitede vardı aynen böyle bir arkadaşım. denetime almadığı göğüsleri, kalçaları onun için gereksiz birer ayrıntıydı. Allah böylelerine veriyor hep doğal güzelliği bence :) "kızım az dikkatli ol, bak biz seni biliyoruz ama elalem böyle der" desek de, "sıkıyosa gelip yüzüme söylesinler, karı gibi arkamdan konuşmasınlar" derdi. tıpkı dediğiniz gibi ruhu orospu olanlardansa, onun sadece görünümü (bazılarına göre) orospuydu. ama benim için harbi, adam gibi, dört dörtlük bir dosttu.
velhasıl sizin düriye de çok samimi geldi. elinize sağlık efem..
Buz gibi de gerçek bu öykü. Hem de otobüsler dolusu, tranvaylar dolusu gerçek. Eksiği var, fazlası yok üstelik. Her kadın biraz da Düriye olduğundan değil midir er kişinin niyetinden kaçışı? Dost el ile ötekisini birbirine karıştırışı? Tebrikle.