- 2502 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Seni Terkediyorum
"seni terkediyorum"...
temmuzdu... bu cümleyi bir akşamüstü, bir yağmur gibi bırakıp gitmiştin yüreğime... karşı durakta bizim evin önünden geçecek olan 17.15 otobüsü vardı... koltuklarında liseli çocuklar, yaşlı kadınlar oturuyordu... yanımızdaki masadaki kız sütlü neskafe istemişti... kahverengi bir elbisesi vardı üzerinde...
"seni terkediyorum"...
içime sıcak bir çay gibi dökülüyordu cümlen... sen çayını karıştırıyordun... bense içimde birşeyleri birbirine... yine de gülümsemeyi seçtim... yine yakışıklıydın çünkü... kirli sakalının altında gizlediğin o tanrısal yüzün beni suskunluğuma sürüklüyordu... susuyordum... bir fincan buğusunda gizliyordum, gözümün yağmaya meyilli bulutlarını...
...temmuzdu... bir rüzgara gebeydim... seni seviyordum...
"seni terkediyorum"...
ilk önce dudaklarımın çatladığını hissettim... dilimin ucunda neskafemin sütsüz ayrılık tadı... seni düşündüm... gideceğini... bir daha olmayacağını... sensiz ne yapacağımı... karşıda giden otobüsü düşündüm... anneme tansiyonu yükselmeden nasıl anlatacağımı... ağlamaması gerektiğini...
insanın nankörlüğü işte... düşünmemem gereken şeyleri de düşündüm...
göğsündeki parfüm kokulu kıllara başımı koyup uzandığımız akşam üstlerini... bir daha olmayacağının korkusu çöktü omuzlarıma... sensiz bir sabahı nasıl bulacağımı bilmiyordum... neskafem soğuyordu... karşıda otobüs yoktu... sana bir daha dokunamamak... içime kar yağıyordu... bunu düşünmek bile beni hep üşütürdü... masalar dönüyordu... üşüdüm... başım dönüyordu... kolonya... sen... annem... dudakların... ben... tansiyon... düştüm....
......
"seni terkediyorum"...
kendime geldiğimde sen gitmiştin...annem bütün anneler gibi olgun davrandı o akşam... esmer kızını kollarının arasında sıkarak sabaha kadar ağladık... babamın yokluğunu daha iyi anlıyordum artık... erkeksiz bir evin soğukluğunu silebilmek adına çırpınışını dinledim dul kalbinin... yüzüm göğsünün sol tarafında... yüzüme dokunan saçlarındaki sıcaklıkla ısındım... seni düşündüm... kokusunun sana benzemediğini hissettim... sabahı düşündüm... sensizliği...
.......
ey benim esmer yalnızlığım... hangi gül bahçesinde yitirdin kokunu... hangi bülbül anlamadı yaprağındaki acemi şehveti...
.......
seni terkediyorum...
insan zamanla herşeye alışıyormuş... sensizliğe de alıştım... eylüldeyim şimdi... aynı kafede... hep sütlü neskafe isteyen o kızın masasındayım... arkadaşlarım söylediğinde inanmamıştım... seni birkaç kez o sütlü neskafe içen kızla görmüşler... sütlü orospu... üzerinde hala kahverengi kazağı varmış... sevgili gibi... inanmamıştım...
bugün senin doğum günündü... işyerine geldim... işte o zaman gördüm... üzerinde hala kahverengi elbisesi vardı... inanmazsın; ağlamadım... kafeye geldim sonra... bizim değil de onun oturduğu masaya oturdum... belki bizim masamızda kaybettiğimiz bir şeyleri aramak için karşı masada... karşı durakta biraz sonra bizim evin önünden geçecek olan 17.15 otobüsü vardı... koltuklarında liseli gençler, yaşlı teyzeler oturuyordu... uzun uzun baktım...
eylüldü... hayatımda ilk defa neskafeme süt kattım... gözlerimde yağmaya küsmüş bir bulut vardı... rüzgar kulağıma fısıldıyordu... seni terkediyorum... seni terkediyorum...