13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1371
Okunma

Bir insanla dost olmak için onunla ikiz kardeş gibi benzemek gerekmiyor. Tıpkı arkadaşımla benim olduğumuz gibi…
Arkadaşımla kaderimiz dışında başkaca hiçbir şeyimiz benzemez.
Hayatta, ikimiz de kendimize göre büyük mücadeleler vermişiz birbirimizden habersiz. Yaşam savaşımız ayrı şeritlerde devam etse de birbirine çok benziyor; Huylarımız benzemese de…
O, saçını dağıtmayı sever, ben toplamayı, hatta sıkıca örmeyi.
O, salaş kıyafetleri sever, ben düz.
O, yemeği salçasız ve susuz sever, ben salçalı ve sulu.
O, yürüyüşe çıktığımızda her canlının durup fotoğrafını çekmeyi, onları incelemeyi sever, ben tempolu yürümeyi.
O, bağıra bağıra türkü söylemeyi sever, ben sessizce kitap okumayı. Aslında ben de onun gibi kendimden geçerek türkü söylemeyi çok isterim ama kargaları kaçırmaktan korktuğum için susuyorum. Laf aramızda bu konuda arkadaşımı birazcık kıskandığım söylenebilir.
Peki, bu kadar zıt kutuplarda olan iki insan nasıl anlaşır? Ya da anlaşabilir mi?
Anlaştık. Hem de pek güzel anlaşıyoruz.
Farkımızın farkına vardık, kısaca dostluğumuzun farkına vardık ve birbirimizi yalansız, riyasız sevdik.
Hem de çok sevdik.
Sizler de farkınızın farkına varın, dostlarınıza, dostluklarınıza sahip çıkın. Çünkü güzel bir dostluğun verdiği huzuru hiçbir şey vermiyor.
21.04.2014/Salihli