Bir dünya hayal ediyorum; genç-yaşlı, sağcı-solcu, iyi-kötü demeden düşüncenin önemsendiği ve isteklerin üzerine kafa yorulup dikkate alınarak paçavra bir libas gibi yabana atılmadığı… Fikrini beyan etmenin suç arz etmeyip; ırk, soy, makam, mevki, rütbe, kadın ve erkek ne olursa olsun renk fark etmeyip adalet ve hakkaniyet anlayışının liyakat üzere işlediği…

Bir dünya hayal ediyorum; çalışanın emeğinin karşılığını ziyadesiyle aldığı, elinde alın teri somun ekmeğini yoksul biriyle paylaştığı. İnsanının değerlerine küfretmediği, cananı canı bildiği gibi din kardeşlerini ve dostlarını karşılıksız sevdiği… Uzaktan kumandalı araba gibi insanın kullanılmadığı bir dünya… Emek hırsızlığına ket vurulan, her türlü adam kayırmadan ve torpilden uzak; adalet anlayışı geniş, bir fikre katılmanın körü körüne bağlanmak olmadığı bir dünya.

Bir dünya hayal ediyorum; Alevisinin Kürdünden, Kürdünün Türkünden üstün olmadığı ve kardeşliğini birliğin ve dirliğin kazandığı bir dünya. Sevginin insana şehvet tatmin eden duygu yanılması değil; ümit güneşi, mutluluğun aralanan kapı eşiği olduğu. Merdinin gönüllerde yalçın bir dağ gibi yükseldiği alçağının ise hakikati görmekten korkan ve başını güneşten saklayan cılız fiy tanesi gibi alçaldıkça alçaldığı…
Kalemdâr 27.03.2014 03:04:24