- 613 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İlah Mı Allah Mı?
İlah Mı Allah Mı?
“La ilahe İllallah!” (İlah yok Allah var!)
Aracı ilahlar, kalkmadıkça bu hakikat anlaşılamaz! Bu aracı ilahlar da yine insanlar hatta "Orta çağ" efendileri ve bir yığın şeyhler ve avanesi; daha eskilerde ise tapınak rahipleri... Yani "La ilahe illallah" İlah yok Allah var! İnsanların ise başka insandan ilahları, efendileri var hatta bu çağda bile halen yaşamıyor onlar. Aracılar, "İlah"; anlasanıza artık!
İbrahim peygamberin Güneş’e bakıp bu "İlah" olmalı demesi sonra Güneş batınca "Batanı istemem!" demesi gibidir ilah inancı! Yani ilahlar kalkacak, Allah inancı kalacak. Bu doğal işleyiş, nereden bakıyor insanlar sizce! Orta Çağ’dan öğrendikleri saçmalıklarla yol almaya çalışan, debelenenler var.
Din, bir süreç ve o süreç yaşanmadan geçilmez. Yani bu inancı insana veren ataların süreci, süreç yaşanacak! Bu süreci yaşamayanlar, sonradan radikalleşiyor. Zamanında yaşanmalı demek. Muhyiddin ibn-i Arabi’nin dediği gibi "Arif için din yoktur" Arif, din sürecini tamamlamış kişidir. Bu süreci yaşamayanlar, bir şekilde geri dönüp yaşamak zorunda. Bu nedenle eskiden dine karşı olanlar sonradan dine yönelir. Mecburen, çünkü erteledi süreci. Zaten sorunun kaynağında da çoğunlukla bu süreci eksik bırakan ve doğal olarak da sonradan dine dönenler vardır! Kendi ihmallerini kapamak için radikalleşirler!
Bakın ben diyorum ki Allah haricinde tüm aracılar, insan ürünü, kaynağı da zaten insan! Anlatabiliyor muyum? Yani aracıların naklettiği bilgiler insan kaynaklı; başa gidin bir insandan nakledilir! Allah inancı ise zaten inançtır, o dahi insanın içsel araştırmasının ürünüdür İbrahim örneği! İnançta iken ilah olan anlayış bilince dönünce, “Allah algısı” olarak gerçekleşir!
Bir saniyeliğine Allah’tan başka hiçbir aracı olmaksızın O’nu düşünün! Kendini bile araya koyma, sen de “O” olsun; öyle düşün bak bakalım nasıl? Yani ulu kişi yok, ezberletilen inanç sistemi yok sadece Allah var! Bunu bir düşünelim mi? Değmez mi?
Siyasal ve ideolojik yandaşlar bu militan tutumlarını bir yana koyup Allah’a gelebilseler onlar da anlayacak!
Kutsal kabullerden yağ çıkarmak şöyle oluyor; eleman diyor "Allah var!" he var! Sonra, "Bak Allah ne güzel yaratmış evreni, bu güzellik sahipsiz olmaz!" he ağa olmaz! Sonra mesajını patlatıyor, "Bizim tarikat şöyle güzel, bizim gruba üye olsan!" Ne diyon ağa, açık konuş. "Allah Allah" derken kıvırdın!
Bakın son dönemde çoğunlukla yazılar, sözler, eski zaman ve günümüz ulularının sözleri, hadisler, ayetler, resimler, videolarda subliminal mesaj var! Bunu kurgularken kendi mesajlarını da içeriğe yerleştiriyorlar en masumunu söyleyim diyelim hadis ve ayet veya ulu kişi sözü ile dinsel bir duygusallıkla subliminal mesaj verecekler; oraya dikkat edin ya siyasi, ideolojik ya da kendi tarikat ve ulularının övgüsü arka planda yatar. Yani Ayetle çaktırmadan kendi siyasetini, ideolojisini ya da dinsel grup başkanını över. Yani "İnanıyorsan, bizim şeyhe de ya da ideolojiye de taraf olacaksın ağa!" mesajı vardır!
Sorarım size! "Orta Çağ" insanı bu zamanın insanına göre masum sayılmaz mı, kutsallara boyun eğmekle? Bu zamanın insanı, masum mu kutsallara boyun eğmek ve kutsal kişileri yüceltmekte? Allah için tüm insanlar "Kul" mertebesinde hatta elçiler de kul! Kulu ve elçisi denir! Yani insanlar din mi öğreniyor yoksa bazı insanları yüceltmeyi mi öğreniyor?
Kibritle oynarken yangın çıkarıp masanın altına saklanan çocuklar gibi bazıları! Sebep olduğu dehşetli halden saklanmak için yine o sebebe sarılırlar. Bilmediği kutsalın ardına düşerler. Sonra esarete düşünce de yine o kutsaldan yardım umarlar! Bu hikayedeki balığın, balıkçıldan yardım umması gibidir! Bir bataklıkta balıkçıl günlük avlanırken aklına bir fikir gelir! Bir söylenti yayar "Bataklık kuruyacak ve balıklar ölecek! Yakında bir göl var ama o asla kurumayacak! Balıkçıl da (günlük ihtiyacı olan gıdası kadar) balıkları sulu göle taşıyacak! Balıklar sıraya girer ve balıkçıl taşımaya başlar bunları, günlük yiyeceği kadarını. Sırasını bekleyenler arkadaşlarının akıbeti hakkında “Cennet gibi sulu gölde yaşıyorlar!” şeklinde hayal kurar. Kendileri de oraya gitmek için sabırsızlanırlar!
Son dönemde popüler dini kullanan siyasi örgütlenmeler değişti. "Ilımlı din" projesi bir geçiş için kullanıldı, bitti ve şimdi yeni aşama "İçi boş din" projesi. Bu içi boş din projesindeki asıl unsur; “Din” sözü başta var ama içerik boş olacak! Popüler olarak herkes dinden bahsedecek, eski "Orta Çağ" ulularını övecekler, yeni ulular uyduracaklar ama asla öze inemeden. Eski kahramanlıklar üzerinden üretilen bir "Mit" efsane ile yüzeyden kayacaklar! Yani taraftar oluşturup, (üç din açısından bazı birlikte) militanca din savunacaklar; yüzeyden kayacaklar. Bunun militanları tüm Dünya çapında küresel olarak da yetiştirildi. İstenen şu; koşulsuz itaat, içerik önemsiz! Bu Emeviler ve "Orta Çağ" da yapıldı, başarıyla günümüzde ise geri toplumlarda kalıntıları var. Duygusal ve dinsel söylemler üzerinde sörf yapan boş içerikli bir yığın üretilince işlem tamam o grubu yöneten bir militan arka plan da var! Sonuçta tüm ipler egemenlerin elinde para ve güç oluşunca operasyonel bir konum da oluşuyor.
Son tahlilde; din alanından yenen kazık daha yumuşak olmaz! Eski zamandaki sistem, bu zaman da uymaz! “Allah var” kabulü ve söylemi de evrenseldir; kimsenin fikrine, ideolojisine, şeyhine koşulsuz itaat sağlamaz! İnançtan sıyrılıp inançları, bilince çevirince batıl olanlar otomatik silinir; bilince dönenler ise batıl olmayanlar olur. Yani inanma bil gibi.
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.