o kadının gerçeği..!


anlattığında kendisini, düşlerimin hüznünü burktu,ağır bir yara kapladı, viran kalıntılı bakışlarımın coğrafyasını.

kadın üstü bir sabır ondaki
ruh sağlığındaki gelgit saklanması
kadın üstü bir rivayet ondaki
anlaşılamamış
anlatılamamış bir gün boşluğu...

dilinin ovasında konaklayan göçebe gibi kelimeler
her uçurum dudaklarına gelişi sarsıntılı susma
gözlerinde bir deniz feneri gibi iki renk
uysal bakışlar güvertesi
acılar gemisine ait hayat denizinde

ağır gelir adam olana
ağır gelir değersizlik
bırakıp gidesi gelir tüm kanamaları
ve açık bir yol hikayesinde
yalnız bir korku olur baş ucu yaşadıkları
ağır gelir kadın oluşuna sahipsizlik
ağır gelir insan olana
her yutkunduğunda havayı
ölümü ayrıcalıklı bir savunma olarak durur karşısında

...

anlattıkları aslında tüm yaşananların yansıması,düşleri batık kent sessizleri,hurda anılar,istediği gibi yürüyememek yaşamın kuş izlerinde.şimdi bir kadının sıradan bir boşlukta,sıradan bir zamanı yaşadığını düşündüğümde,ne çok bilmediklerimle karşılaşıyorum,yoruluyor aklım,yenik düşüyor yüreğim,peki ya o,onun gizledikleri,onun kendinden geçtikleri ve onun yaşamak dediği ama yaşamla alakasız günleri...

sanki iki huzur arasında sıkışıp kalmış ölü bir huzursuzluk
altı dinamitlerle bezeli gidememe korkuları
kadının özünde bir suret ağlaması
ve her dönüp baktığında mazinin kalıntılarına
tiksinişi hayatın en sıfatsız anılarından..

kadın
yüreğini seriyor bilinç buğusuna
nemli bir gece her vakti
her solukla tükenişi
yaşadı mı sorusu
hayır ile imkansız arası voltalı bir cevap
o son bir yolcu işte
gitmek istediği kendisinin olduğu yere...


düşleri harabe kadına.....!