- 664 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sancı
’’Halbuki her hayat,bir başka hayatın izlerini taşır.’’
Yorgun gözlerle alarmı kapatmak için,ellerini uzattı.Sabah 06.35’ti.Gecenin kalıntısı,yorgun gözler,dağılmış bir saç,birbirine girmiş sakal,sararmış dişler,boş şişeler ve izmaritlerle dolu bir kül tablasıydı.Bir de,yağmurun silmeye çalıştığı kan izleri ve bir ceset.Cinayet işlerinin en kötü tarafı,ne zaman işleneceğinin belli olmamasıydı.Bazen cinayetleri saat dilimlerine bölseler ve katillerin kendine ait olan saatler de o cinayetleri işlemelerini düşünürdü.Cinayet yoksa o da olmazdı.Cinayetin tek iyi tarafı,onun için,onu var kılmasıydı.
Gece ki cinayet oldukça basitti ve iki arka sokakta katilleri yakalamışlardı.Yarın ki işi kolaydı.Sadece tutanakları halledecek ve gerisini adli işler sürdürecekti.
Yatağa geçmek için kalktığında,aklına gece vurulan bozacı gelmişti.Ve o an tekrar anımsadı.Her hayat başka bir hayatın izlerini taşırdı.Bozacıyı bazı vakitler,yine böyle cinayet gecelerinde görürdü.Hatta bir keresinde,arabayı sağa çekip boza dahi içmişti.ama artık bunun bir önemi yoktu.
İçinde bilmediği bir sıkıntı vardı.Ve şimdi başkomiser,cinayetlerin ve kanın adamı,kafa dinlemeye gidecekti.
Evet,yağmur Buca yollarına düşerken,kader uzun ama sakin,kanlı ama farklı bir oyunun daha peşindeydi.
Başkomiser,şimdilik bunu bilmeden uykuya dalmıştı.
-1
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.