- 901 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SANAL TANRILAR
HERŞEY BOŞ: Birçok yazar çizer, filozof, bilim adamı, siyasetçi, zengin, fakir, kısaca tüm insanların hayatlarının sonlarında yada işlevselliklerini bir nedenle yitirdikleri zaman hayat hakkında ki hükümleri: Her şey boş!... Bu insanların ortak özellikleri çok bilmiş olmalarıdır.
Peki her şeyin boş olduğunu anlamak için illaki bu süreci yaşamalı mı insan? Yüzeysel düşünürsek evet yaşamalı; yaşamalı çünkü her şeyin boş olduğunu bilmiyor ki. Diye düşünebiliriz.
İki tip insanla karşılaşıyoruz bu noktada. Mesajı alanlar ve almayanlar. Mesajı alanların sürecini belki maruz görebiliriz ama burada da ahlaki bir sorun var.
Neden bu insanlar zihinlerinin, bedenlerinin, çevrelerinin, itibarlarının, dorukta olduğu zaman bunu itiraf etmiyorlar? Kendilerini bir şey zannederek sanal bir tanrılaşma yolunda gidiyorlar.
Ta ki neden sonra büyük bir boşlukla karşılaşıyorlar. Kendi yalnızlıklarıyla karşı karşıyadır artık. Başka insanlar onu işlevsiz görmekte, kendi sanal tanrılarının peşlerinden gitmekte. Aynı sürece onlar girmiştir. Bilinç altlarında kurdukları sanal tanrı kendileridir. Ne zamanki her yönden erozyona uğruyorlar, işlevselliklerini kaybediyorlar, unutulmaya başlayınca, çevresini de vefasızlıkla suçlayarak her şey boş diyorlar... Yani ben merkezcilik yapıyorlar. Yani dünyanın kendi etraflarında döndüklerini sandıkları için, kendileri durunca dünya da durdu sanıyorlar...Ama gerçeğin bir kısmını yakaladıkları an bile, son bir hamleyle yine bilgiçlik yapıyorlar. Yine bencilce... Çünkü yine çözümü kendine göre üretiyor, ve diyor ki her şey boş.
Kendi geçtiği süreçten şimdi geçenlerin duyacağı bir ses değil bu ses. Çünkü O, zamanında küçük veya büyük çevresinde insan mühendisliği, toplum mühendisliği yaparken o insanların zihinlerini öyle provoke etti ki, hiçbir gerçeği duyacak kulak bırakmadı insanlarda.
İkinci tip insan, mesajın ulaştığı ama gereğince kavranamadığı insan. Bir yönüyle diğerinden şanslı görünse de aynı süreçlerden geçmesini engellemiyor bu şansı. Mesajın ulaştığından dolayı Allah inancı olan insan, ne yazık ki mesaj ulaşmayan insanla aynı şeyleri yaşıyor. Birincisi zekasını kendi adına tanrılaştırırken, ikincisi, zekasını Tanrı adına tanrılaştırıyor. Az bilip, çok bildiğini sandığı için zekâsının tuzağına düşüyor. Hiç olmazsa bildikleriyle amel etse Allah ona bilmediklerini de ihsan edecek. Ama bu da öbürü gibi toplum mühendisliği yapıyor. İşe kendinden başlamıyor ve bu da dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanıyor.
Her iki insanın da sonu atacakları son adımla ilgili: Ya her şey boş deyip kul olmaya karar verecekler, ya da her şey boş deyip boşluğa yuvarlanacaklar..
Bir de yukarıdaki kategorilerin dışında, üçüncü tip insanlar vardır ki işte bunlar en nasipli insanlardır. Mesajı gereğince kavramış, hidayete ulaştırılmış ve edindiklerinden, niyetlerinden, attıkları adımlarından dolayı doğru yola kılavuzlandırılmış insanlar... Bunlar her şey boş derken çekinceleri vardır. Allah’tan başka, kulluktan ve güzel amelden başka her şey boş derler. Yalan, iftira, haset, kin, nefret, hırsızlık, kan dökücülük, terör, büyüklenmek, kendini kurtarma yoluna girmeden başkalarını kurtarma, bunlara boş derler. Aşkla sevgiyle yaşarlar. İbadetlerini sevinçle yaparlar. Zikirle mutlu olurlar...
Bütün arayışlar boşuna.
Bütün aşklar sonuçsuz..
Mutluluklar yalan...
Allah, tek gerçek olan
Selahattin Cansız
YORUMLAR
soğuk su....Ne kadar hissedebiliriz sıcaktan ayrı bize buz gibi gelen soğuk, çok soğuk dokunuşu...Yakıcı,yıkıcı güç karşısında güneşe yüzü dönük tir tir titreyen değil miydi Hallaç?Gölgede kalan,orada buz gibi havada yanan,yaratanı aşkta arayan,bu soğuk buz gibi hada,gölgende yandım diye bağıran.terlere boğulan Mevlana değil miydi?Hani konuşan, görünen,duyan,bağıran,kızan tanrıların?Bana biraz su ver soğuk su!Gözlerim görürken ona bakarken kör;kulaklarım işitirken onu duyarken sağır.Bana olmayandan bahsederken olanlar aklımda çıldırırken,sanal değil,hal,lal olanda bulmak.Olmak değil miydi başlamak?Şimdi arada kalmak yok,Varlıkla-hiçlik arasında olmak,olmak,olmak.
Koca bir boşlukta sallanır koca sonsuz.Boşlukta kaldı ben.Haberi olan var tanrıdan,habersiz kalan var tanrıdan, akılsız olmaz ki yaratandan !Her bir akıl bir tanrı değil mi?Ben varsam tanrı var olmuyor mu?Ben korudukça var değil mi ?Akıl var tanrıdan haber,akıl var tanrısız avel,akıl var tanrıya heves,akıl var ne dünyasından bir haber,ne varlığından bir haber.
Geride kalan ben,beni var eden sen,Adem'den gelen ben.Kudret,sonsuz kudreti anlatamaz.O sonsuz kudretin gölgesinde varlık olmayı beceremeyen bizler,hala kul olamaz ken yarab!Bize kul olmayı nasip et.
Saygılar Ustada.
selahattincansız
selahattincansız
biliyomusun sen babaannenle yaşamışsın, ben hiç görmedim o yanım eksik.
selamlar.