- 568 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
’’BEN DUA, ANLATMADAN ANLAŞILMAYA ÂŞIK’’
’’BEN DUA, ANLATMADAN ANLAŞILMAYA ÂŞIK’’
Kırmızı bir ölünün yanaklarında dirileri yere döken Kaygu’ya dönen Yunus, ona; kırmızı bir dirinin yanaklarında asıl ölüleri dökmenin doğru olacağını söyledi. Çünkü insan, Allah’ın kültürüydü. İnsan, Allah’ın ümidi… Yunus, insan toleransı diyordu. İnsanı insan anlamalıydı, Allah’ın insanı anladığı gibi insan, insanı… Konuşamamak, kalp frekansını yakalayamamak ya da derdini anlatamamak bir zül koalisyonuydu. Yunus, kendini en yakınındakine anlatamamanın derdine ağladı.
Bu ağyar şehrin baykuşlarına hangi mahzendeki dua okunmalıydı bilmiyordu ama, Kaygu’ya anlatmadan anlaşılmaya âşık bir sesle seslendi: Gitme Kaygu! ey rabbimin mizacı gitme. Allah aşkına gitme, İçini geçirdiğin kudretin hakkı için gitme. Gölgedeki Şua’nın gözlerini hatırlayıp bu ekşi imtihanda beni tek başıma bırakma. Antidepresan mezarlığı içinde anomik intihar sözü veren insanları bırakıp ortamıza gitme. Sen gidersen her şey muğlâk bir muamma olur. Söz düşer Kaygu, şehir düşer, çocuk düşer… Bu siyah feraceli şehre bir daha yağmur da yağmaz. Yunus, Allah’ın gamzesine bıraktığı niyetine ‘’kün feyekun’’ inanarak bir kere daha seslendi. Gitme Kaygu. Ya Vedud Kaygu, ya Vedud…
Pişman âminleri sokağa bırakıp gitti Kaygu. Sözü yere fırlatıp öylece gitti. Vuslatın rengini Şeytanın cennetle müjdelenmesi mesabesine koyup kayboldu. Yunus’un umudunu bağladığı bütün kuşların kalplerine sarhoş bir münafık atıp gitti. Mağaraya sızan ışığı, içerdekilerin karanlıkta kaybolacağına aldırmadan kapatıp gitti. Filizlenen bütün çiçekleri görmemezlikten gelen bir tuhaflıkla konuşup aşk dergâhından çıktı.
Kelime
Anlaşılmamak, anlatamamak, söz söylememek zordur. Kendimizi ne kadar anlatabiliyoruz ya da ne kadar anlıyoruz, anlamak istiyoruz. İnsan en yakınındakini anlamak da bile aciz. Sevgi, şefkat sadakat gibi duygular insanın yaratılış yapısında her zaman büyük ölçüde doğallığını koruyan şeylerdir. Bu duyguları pasivize eden, etkisini kıran modern dönemin kelami çizgiyi yeterince önemsemediğinden kaynaklanıyor. Modernlik önce kelimeyi çaldı. Allah’ın en büyük nimeti söz’dür, kelimedir. ’’Söze karnım tok’’ diyoruz. Bu sözü söylemek kelimenin ruhunu anlamamaktır, söze sadakat etmemektir.
Her kutsalımız kelimeyle vardır. İnsan kelimedir, sevgi kelimedir. Sadakat kelimenin ruhudur. İmtihan kelimedir. Allah’ı kelimeyle bilip, kapısının tokmağına kelimeyle gidiyoruz. Dua kelimedir. Peygamberin mesleği kelimedir. Çocuğun kekelemesi kelimedir. Ümit tam anlamıyla kelimedir. Yunus kelimeydi. Yunus’u bırakıp giden başka bir şey değildi, kelimeydi. İnsan anlatamadan Allah anladığı için Allah’ın ümididir kelime. Şeytan kelimedir. Gurur kelime. Kaygu’ya anlatmadan anlaşılmaktı Yunus’un derdi. Çünkü Kaygu en güzel kelimeydi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.