___ÖLÜM ŞİİRİ___
...............................................................................................ŞAİR ?(...)
.......................................................................BELKİDE İLK ŞİİRİ !..
...ve ömrümüzden bir yaprak daha düşerken o yaprağa iliştirilenlerden biride sen olursun...belki bugün,belki yarın,belkide yarından da yakın...kim bilir...daha gencim dememek lazım...
......
onu yakından tanımıyorum.Ne yediğini ,ne içtiğini,ne düşündüğünü,huyunu suyunuda bilmem.Bir kereye mahsus sporcu olduğunu duymuştum hepsi bu.Bir de geçtiğimiz Cuma yorgun argın kanepenin bir köşesinde otururken kaza geçirdiğini duydum.Boynu kırılmış ve diğer organlarında hasar varmış,haberin ayrıntısını bile bilmiyorum ama kırık meselesini duyunca içimden ölmez diye düşünmüştüm.Cumartesi uyandığımda duydum ki Sinan Sofuğlu
ölmüş...
evet ..ne var bunda diyebiliriz.Her can ölümü tadacak.Kimler ölüyor kimler.Oda hergün ölenlerden biri yani pek çoğumuza göre alışıldık bir durum.Belki Galatasaray’ın şampiyonluğunun şaşasından pekçok insan farketmedi bile bu ölümü.Oysa O ailesi ve kendi için önemli.Yani bir yıldız kaydı gökyüzünden.Şampiyonluğunda yanında olan onu öven basın ölümünü pek umursamadı.Başkasını bilmem ama beni bu ölüm çok etkiledi.Dediğim gibi isminden ve mesleğinden ötesini bilmiyorum ama ruhum sarsıldı...uyandırdı beni rüyamdan.
niye bu kadar etkilendim bilemem lakin ben bu ölümle kendime geldim.Nasihatların en büyüğü ölüm.Bana öylesine çok şey anlattı ki ölümüyle sofuoğlu, belki yakın çevresi dahi bu kadar etkilenmemiştir..Adeta bir ölüm şiiri oldu benim için.Nice şairler ölümü anlattı ama sofuoğlu’nun ve minik Dilara’nın ölüm şiiri kadar hiçbiri tesir etmedi..
Beni etkileyen neydi?
.Belki anneler gününde bir annenin evladını kaybedişi,belki ölen kardeşimizle yaşımın aynı olması,belki de yarışmaya hazırlandığı bir zamanda,hayatla bu kadar içiçeyken herşeyi yüzüstü bırakıp gidişiydi..ölüm ne demekti peki...Zira nice başarılar kazanmış,nice üzüntüsü ve nice mutluluğu olmuş ama işte hepsi geldi ve geçti.Dünya tarlasında ahiretine ne ekmişse yanına kar kalacak olan onlardı,ondan ötesinin yalan olduğunu haykırdı şiirinde.
Gün içinde düşünmeye devam ettim.Toplumda ölümün hatırlanması pek hoş karşılanmıyor.Hayattan uzaklaştırdığını düşünüyor pekçok kişi.Oysa herkesi şöyle derinden sarsan bir ölüm olmasını temenni ederim.İnanın temennilerin en güzeli.Herşey zıttıyla bilin miyor mu??
Neler anlattı bu ölüm bana ?
ölmek...
yani bir daha baharın enerjini hissedemeyeceğiz.Papatyaların,güllerin mis gibi kokularını koklayamayacağız.Canımız bir daha sıkılmayacak mesela.Güneşin doğuşuna ,batışına şahit olamayacağız.Bir yudum çayı içmenin o tarisiz keyfini yaşayamayacağız.Yoruldum demenin hazını,bir işi başarmanın keyfi bir daha olmayacak.Yıldızlara,bulutlara şiirler şarkılar yazamayacağız.Sevdiğimie sitem edemeyeceği.Seni seviyorumun tarihçesini yazamayacağız.Bir bebenin ağlayışındaki nağmeden eksik kalacak bizim kulağımız ve yumru ellerimizle bir yetimin saçlarını tutamayacağız..ve dahası uzar gider...
madem öyle bu hayat ne küsmeye,ne kızmaya,ne de lanet okumaya gelmez.Topumuz biriz bir inciyiz.Kötü olursam kendim zarar ederim.Kendi bedenimi hırpalarım ne gerek var hırgüre.
işte ölüm şiirinin müthiş sinerjisiyle şunları yazdım günlüğüme...
bu koca dünyanın içkisine el sürmeyeceğim ve anı yaşayacağım
tüm küskünlüklerime bir son verip,yaşamın elini sımsıkı tutacağım.
Ahiretim için hergün azar azarda olsa düzenli sermaye biriktireceğim.
anneme sarılıp doyasıya öpeceğim.
babama onu çoook sevdiğimi haykıracağım.
herkesin önemsediğini o olmazsa olmazını(yani herkezçe malum)başıma tac etmeyeceğim.
teknolojinin tuzagına düşüp asıl hayatı ıskalamayacağım.Zira dışarda çimenlikler benle kucaklaşmayı bekliyor
bir gül efendimizden getirdiği kokuyu benimle paylaşmak istiyor,
papatya rabbimin beni ne kadar çok sevdiğini haykıracak ziyaretimi bekliyor,
dostum benimle paylaşacağı muhabbete hazırlanıyor,
ellerim lale şekliyle duya kanatlanmak istiyor,
dilim Esma-ül Hüsna’nın zerafetini ruhuma taşı(r)mayı hedefliyor,
gözlerim Hüda’nın ışığıyla ruhları aydınlatmak için can atıyor,
ellerim sevginin resmini çizmeyi hedefliyor, , , , ,....... ,
bütün bunlar yaşarken denemelerimize yazılmayı ve rabbim de anılmayı bekliyor.Ölümü efendimizin dediği gibi sıksık hatırlayalım,insana hakikati anlatıyor yaşam enerjisi veriyor.
iki sene önce başladığım HAYATIN ŞİİRİNİ ve mutluluğun formülünü tekrar tekrar söylüyorum....YUNUS TEBESSÜMÜNÜ KALBİME İŞLİYOR..
ne varlığa sevinirim,
ne yokluğa yerinirim ,
aşkın ile avunurum,
bana seni gerek seni.
.....
Hayat avucumuzdan akıp gitmeden ... !
10 .05.08
gebze
pınar önalan
YORUMLAR
Ölüm evet aslında tek gerçeğimiz bu.Malesef rutin hayat akışında o kadar gözardı ediyoruz ki bunu.Oysa vakit dar.
Bu dar vakite sığdırabileceğimiz kadar çok şeyi sığdırmanın çabasında olmamız gerekirken hep hep erteliyoruz.Sanki tüm geniş zamanlar bizlere mülk gibi.Sevgyi erteliyoruz,saygıyı erteliyoruz,kardeşliği,barışı,insanlığı herşeyi herşeyii.Ertelenmemiş geniş zamanlarda dolu dolu hayatınızı geçirmeniz temennisiyle. Saygı ve sevgilerimle.