Geleceğe mektuplar-8 Diyanetin kirli çamaşırları
İSLÂM’I SULANDIRMANIN VE CAMİDEN KİLİSEYE GEÇİŞİN İLK ADIMLARI:
“ HER MÜSLÜMANIN MUTLAKA OKUMASI GEREKEN DİYANET’İN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI!..”
“Kiminin cehaletinden, kiminin delâletinden, kiminin hiyanetinden dolayı; (devlet) babadan yetim, (Diyanet) imam ve ilgililerden öksüz, (müdavimleri) cemaatinden muzdarip, (yaşadıklarından dolayı) çağında GARİP ve de çok ACAYİP.. bir hale gelen camilerin, camileri ve dini yönetenlerin hazin ve bir o kadar da gerçek hikâyesi!..”
Aranıyor!.. Bir hadis-i şerif de, Hz. Muhammed (s.a.v.) buyuruyorlar ki; “ ALLAH’DAN, ANCAK ALİMLER KORKAR.” Aşağıda okuyacağınız Diyanet’in Kirli Çamaşırları’nı yıkayacak (problemleri çözecek) birçok alim (yani, Allah’dan korkan) sorumlular arıyorum. Alim olmayan (yani, Allah’dan korkmayan)lara, zaten söyleyecek bir sözüm yok.
Not: Müracaat yeri: Bu bölümdeki; yazı, resim ve videolardadır. İlgilenmek isteyenlere, Allah (C.C.) rızası için önemle duyrulur. (www.surprizsite.com)
--- GİRİŞ ---
“İnsan haklarım ve din ve vicdan özgürlüklerim adına!..
Konunun belgelerle hikâyesine, gelince; Cami ile cem olduğum günden beri, gerek; caminin iç ve dış fiziki yapısı, gerek; kullanımı ve gerekse de, cami cemaatinin ve imamın, birbirleri ile olan ilişkileri dolayısı ile “önce bütün Dünya müslümanlarını, sonra da; bu işlerin Türkiye’deki tek sorumlusu, Diyanet İşleri Başkanlığını ilgilendiren birbirinden enterasan bir çok tesbitlerim ve değerlendirmelerim oldu.”
Camilerin içleri; ilk kurulduğu günden beri, gün geçtikçe ve zaman ilerledikçe; hadis-i şeriflerin ve sünnetin tam tersine de olsa değişerek ve gelişerek süslenmekte ve her geçen zaman dilimi, camilere orijinal özelliklerini kaybettirerek.. gittikçe, kiliselere.. benzetmekte veya en azından cami (Allah’ın evi) olmaktan çıkarak; “DİNGONUN AHIRI”na dönüşmektedir.
Dingonun ahırı dedimse, bana kızmayın. Yıllar önce camilere hayvan bağlanıp, asker doldurulmuş ve camiler gerçek işlevini yitirerek, ahıra ve kışlaya dönüştürülmüş.. sonuçta da, tam bir rezalet yaşanmış.. bu işleri yapan parti ise halen yaşamakta ve genel başkanı, günümüzde dahi o günleri savunarak; “yer olmadığından (sözde) sadece asker konuçlandırıldığını” söyleyip, hayvan bağlanmasını “ES” geçmektedir.
Dedemin hüzünlü olarak bizzat bana anlattığı, camilerin nasıl hayvan ahırına döndürüldüğünü.. bugün hâlâ taptaze ve hâlâ canlı gibi hatırlamaktayım. O zamanlarda camiler, gerçek birer ahır olarak kullanıldı. Günümüzde ise; eski cami ahırlar modernleşerek ve içleri süslenerek.. bir çeşit “DİNGONUN AHIRI” oldu. Ben de yukarıdaki tabiri bunun için sarfettim. Bu dizi yazılarını okudukça, bu iddaamı yalnız sözlerle değil, resimler ve videolar ile sizler de, bire-bir şahit olacaksınız. Böyle camilerde yapılan ibadetler de, her geçen gün, orjinalliğini kaybederek; sadece, nasıl şekilsel bir hal alarak.. “camiler KİLİSE’lere, dini ibadetler de; orjinalitelerini gittikçe kaybederek.. bir nevi; “SPOR, MERASİM’ine ve din de, bir çeşit TESBİH DİNİ”ne dönmektedir.
Ben, bu aslına zıt olarak gelişen korkunç dini değişimin büyüklerinden sadece bir kısmını; birer-birer, tesbit ederek ve de bu site içinde bölüm bölüm yayınlayarak.. bana düşen; insani, vicdani, ilmi ve dini görevimi yapıp; aklım, bilgim, maddi ve manevi imkânlarım ölçüsünde.. açıklamağa, ilgilileri uyarmaya ve gerekli tedbirleri almaları için ikaz etmeğe çalıştım.
Okudukça hayretler içinde kalacağınız, yerine göre; “dine, imana, ayete, sünnete, örfe ve ahlâka..” aykırı olarak bulunan bu yazılı ve görüntülü tesbitlerim ile bu bölümün yazılarına, Allah’ın izni ve inayeti ve de hata ettiğim, günaha girdiğim yerlerde ki hata ve günahlarımdan da.. Allah’ın; sonsuz affına, Rahmet ve Merhamet’ine.. okuyucularımın da hoşgörüsüne sığınarak.. bu alışılmışın dışındaki, çok farklı yazı dizisine; bu enteresan yazı dizisine “GİRİŞ” bölümü ile başlıyorum…
Ey, Müslüman kardeşlerimin! Ayrıca, sizlere “din” diye sunulan ve lâiklik (aslında lâikçilik!) kuralları ile çerçevesi çizilen İslâm’ı; imkân nispetinde orijinal kaynaklarından okuyup, araştırarak.. öğrenmeniz ve gördükleriniz, duyduklarınız ve de yaşadıklarınızla.. karşılaştırarak; dinin içine, “DİN” diye sokulan “BİDAT”larden kendinizi, çevrenizi ve ulaşabildiğiniz herkesi; “BİLGİNİZİN ZEKATI” adına ikaz ediniz. Çünkü; Hadis-i şerife göre ; “SUSAN, DİLSİZ ŞEYTANDIR.” Öğrenme ve öğrendiklerinizi çevrenize öğretme gazanız mübarek, firasetiniz açık ve Allah, (C.C.) yar ve yardımcımız olsun. İnşaallah. (amin)
Diyanet’in kirli çamaşırları, (veya dinin içine ilgili kurumun gözleri önünde sokulan bu bidatler) elbetteki yalnız bu yazdıklarım ile sınırlı değildir. Ancak, benim yazı alanım, bilgim ve imkânlarım.. sınırlı olduğundan, sadece belli bir kısmını deşifre edebildim. Geriye kalanları, “bilgili, ilim ve irfan sahibi mü’minlerin cihadına ve içtihadına!..” bırakıyorum.
Önemli not: Bazı camilerden Diyanet’in sorumlu olmadığı beyan ediliyor. Soru: Diyanet, sorumlu olduğu camilerde vazifesini tam olarak yapmış mıdır? Yapmamış ise, neden yapmamıştır?Ayrıca; sorumlu olmadığı, fakat içinin düzenlenmesi bir cami ile bağdaşmayan camiler
ile ilgili bir araştırma yapıp, tedbir alınması için, ilgili üst kurumlara veya Başbakanlığa bir belge sunmuş mudur? Böyle bir çalışma yapmamış ise böyle bir çalışmayı yapmak kimin vazifesidir? Mesela, “kanarya sevenler derneğinin,Tapu Kadastro Müdürlüğünün veya benim gibi sıradan bir işçi emeklisinin mi vazifesidir? Bütün Müslümanları ve ilgili Devlet görevlilerini uyarıp, hiç olmazsa“DİN ve VİCDAN HÜRRİYETİ” adına vazifeye çağırıyorum.
Soru: Diyanet’in görevi nedir? İslâm Dinini Müslüman’lara daha iyi tanıtmak, anlatmak ve açıklamak… ve bu yolda gayret sarfetmek.. mi? Yoksa; (DİNSİZLİĞE, DOLAYLI YOLDAN HİZMET EDEREK) dinin çeşitli yollarla ve etkenlerle laçkalaşmasına (sulandırılmasına) susması, hatta kendisinin de, bu işe bizzat hizmet etmesi mı? (Dikkat: bu bir itham ve iftira değil, aşağıdaki tesbitler doğrultusunda; sadece basit bir soru ve gerçeği arama fikrinin yazıya dökülüşü ve sadece iyi niyetli bir TESBİT’tir.)
Soru:Diyanet’in, kirli çamaşırların yıkamağa ve bu vesile ile de, konuya oldukça sürpriz ve belgeli yeni bir konuya başlayalım. Size; şöyle bir soru sorulsa, ne dersiniz? “Bir dini, ne yıkar?” Böyle bir soru karşısında kalırsanız, ne dersiniz? Bunu hiç düşündünüz mü? Ben, çok uzun uzun düşündüm ve önce aklıma dinin düşmanlarının davranışlarının, dine vereceği zararlar geldi. Sonra, başka ihtimaller.. kafamın içinde, resmi geçit yapmaya başladı. En sonunda, şu gerçek ile karşı karşıya kaldım!.. Ne dersiniz? Siz de benim bu fikrime katılır mısınız?
NOT; Her bölümde, ayrı ayrı tekrarlamamak için; birkaç ayet ve hadis-i şerifi, herkes kendi bilgisine göre yorumlasın diye;
yorumsuz olarak buraya kaydetmek ve “SUSAN, DİLSİZ ŞEYTANLARI” bir defa daha, uyarmak istiyorum.
*Bazı şeyleri sever, faydalı dersiniz. Halbuki o şeyler, sizin için zararlıdır. (Bakara, 216)
*İnsanların en kötüsü, kötü alimlerdir.
*Sünnetimden yüz çeviren, benden değildir.
*Her bidat sapıklıktır.
*Bir toplum, bir bidat çıkarınca; bir sünnet, kaldırılmış olur.
*Bidatler yayıldığı zaman, ilmi olanlar bunu açıklasın! Eğer, açıklamayıp ilmini gizlerse; Allah’ın indirdiği (Kur’an-ı
kerimi)ni gizlemiş olur.
*İbadetlerini bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir.
*Bizim yaptığımıza benzemeyen her amel, her ibadet merdud (reddolunmuş)dur.
*Dinimizde bulunmayan bir şeyi, sevap umarak meydana çıkarırlarsa, bu şey reddolunur.
*Peygamber size neyi verdiyse, onu alın. Size neyi yasak etti ise, ondan sakının.
*Ümmetimin fesadı sırasında, sünnetimi ayakta tutana; şehid sevabı verilir.
*Bir kimse Allah’tan korkarsa, her şey ondan korkar. Bir kimse Allah’tan korkmazsa, o her şeyden korkar.
*Ümmetimin sonunda bir takım kavimler olur ki; camilerini süslerler, kalplerini ise viran ederler. Onlardan birisi, dinine vermediği ehemniyetten fazlasını elbisesine verir. Bunlar; dünyaları selâmet oldu mu, Ahiret işini kaale almazlar.”
*Bir zaman gelecek, sünnetimi öldürecek, dini bozmaya çalışan kimseler çıkacak. Allah’ın melekleri ve bütün halkın lâneti, onların üzerine olsun. (Deylemi)
Ve Kıyamet alametlerinden bir hadis-i şerif: “CAMİLER SÜSLENECEK, AMA İBADETE ÖNEM VERİLMEYECEK.”
Sonuç olarak sizler, bu yazı dizisinin tamamını okuyup bitirdikten sonra, kendinize şu soruyu sormanızı ve cevabını da yine kendinizin vermenizi rica edeceğim. Soru şu: “Diyanet, dine ve din adına; Müslümanlığa hizmet etmesi gerekirken, bu vazifesini işinin hakkını tam olarak vererek.. üzerine aldığı vazifesini tam olarak yerine getirmiş ve aldığı parayı, “HAK ETMİŞ MİDİR?” Yoksa; insanları oyalayarak, vakitlerini çalıp, dikkatlerine başka yönlere ve konulara çekerek dağıtıp, “ HAK ETMEMİŞ MİDİR?”
Çok önemli not: İslâm’ı düşman olarak kabul edenler ve savaşarak yenemeyenler; şimdi yeni moda bir metod geliştirdiler. “İslâm’ı, buldukları kişi veya kurumlar eliyle; “SULANDIRMAK” güncel tabirle, “LAYT”laştırmak, dejenere etmek..” ve böylece tarihden gelen “ÖCLERİNİ, İNTİKAMLARINI..” almanın savaşını vermektedirler. Cahil Müslüman’lar ise bu gaye uğruna kullanılan bedava figürler olarak, çok önemle görevler ifa etmektedirler. Aşağıda bu hazin dejenerasyonunun delillerini, ibret ve şaşkınlık içinde okuyacaksınız.
İki hadis-i şerif: Resulullah (s.a.v.) ın; “camilerizi(n içini) sadeyapınız,şehirlerinizi (ise) görkemli yapınız.” (Câmiu’s-Sagir) ve “Ümmetimin sonunda bir takım kavimler olur ki; camilerini süs-
lerler, kalplerini ise viran ederler. Onlardan birisi, dinine vermediği ehemniyetten fazlasını elbisesine verir. Bunlar; dünyaları selâmet oldu mu, Ahiret işini kaale almazlar.” (Hakim)
***
“Bir zaman gelecek, sünnetimi öldürecek, dini bozmaya
çalışan kimseler çıkacak. Allah’ın melekleri ve bütün
halkın lâneti onların üzerine olsun.” Deylemi (Hadis-i şerif)
CAMİLERİN İÇİ İLGİLİ DİYANET’İN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI:
1.BÖLÜM FİHRİSTİ:
Camiden, kiliseye geçişin ilk adımları:
1 Cami içinde, sandalyede veya taburede namaz,
2 Camilerin içinde; Resulullah (s.a.v.)ın makamı olan minberde bayrak,
3 Cami içinde, her yerde resim,
4 Cami içinde, noel ağacına takliti; “led lambalarla noel ışıklandırması yapılmış gibi”
olan “Ravza-i Mutahhara’nın maketi”,
5 Camilerin içinde; “mihrapda ve cami içinde” kör edici ışık,
6 Camilerde mimbere çıkış ve mimberin altına giriş kapısının perdesinin üstünde,
belden aşağıda bulunan ayet-i kerimeler,
7 Camilerde kıble duvarında bulunan şamdan’lar ve zararları,
8 Camilerde kıble duvarında bulunan dolaplar ve zararları,
9 Camilerin kıble duvarında bulunan, gereksiz maketler ve zararları;
A) Dolap;
B) Cami maketi;
C) Hz. Muhammed (s.a.v.)in mezar-ı şerifinin maketi;
D) Kâbe maketi;
E) Tüplü lamba;
10 Camilerde; duvardan, duvara.. çizgili halı modası ve zararları;
11 Camide, şamdan sütun üzerinde ve belden aşağı hizada, ışıklandırılmış Allah ve
Muhammed isimleri;
12 Cami cemaatinin; cenabet insanların, çıplak ayakların bastığı halıların üzerine
secde ettirilmesi;
13 Cami mimberi kenarlarının yeşil bir çizgi halinde led ampüllerle süslenmesi,
14 Dinsizliğe doğru.. geçmişte neler yaşandı? ( ilginç bir yazı örneği.)
Yukarıdaki başlıkların resim ve video görüntüleri eşliğindeki açıklamalarını, çok yer tuttuğu için burada yayınlayamadım. Merak eden okuyucularımızın "SURPRİZSİTE. COM’daki "DİYANETİN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI" sayfalarından okuyabilirler. Ayrıca yakında başlayacak hac mevsimi dolayısiyle HAC yolculuğundaki Diyanetin hacılara yaptığı maddi ve manevi zülümler ile daha önceden yine "EDEBİYAT DEFTERİ"nde yazılmış diğer bölümleri de yine yukarıda adı geçen siteden okuyabilirsiniz.
DİN ADINA, DİNSİZLİĞE DOĞRU: “İSLÂM DİNİ ADINA ÇOK YAKIN GEÇMİŞTE ACABA NELER YAŞANDI? GÜNÜMÜZDE İSE; HALEN NELER, NASIL VE HANGİ YÖNTEMLER İLE NASIL SAKLANARAK.. NASIL BİR İSLÂM’I , NASIL YAŞIYOR VEYA YAŞATILIYORUZ?..” DİYE SİZLERE İLGİNÇ BİR SORU SORSAM, ACABA KENDİNİZE NE CEVAP VERİRDİNİZ?.
Bu bölümü ve diğer her bölümü teker teker bitirirken, sizlerin şu konularda da ayrıca düşünmenizi istiyorum: “BİZE GÖRE GEÇMİŞİMİZDE KALAN YILLARDA, DİNİ ENGELLEMEK İSTEYENLER TARAFINDAN ACABA HANGİ TAKTİKLER İLE NELER İCAT EDİDİ VE BUGÜNKÜ DİYANET, BUNLARIN İÇİNDEN, NE KADARINI HALEN İNATLA SÜRDÜRÜYOR ve sonuç itibariyle de Diyanet, “DİN’e mi, yoksa DİNSİZLİK’e mi hizmet ediyor!..” ne dersiniz? Çok ciddi tereddütlerim olduğu için; lütfen eğer şayet bir kanaate varırsanız, beni de bilgilendirirmisiniz.
Önemli not: Yer kısıtlılığı dolayısiyle, bu bölümdeki yazılarıma burada son veriyor ve bütün Müslüman’lara, daha firasetli bakışlar ile kabul olan ihlâslı ibadetler diliyor.. ayrıca, diğer bölümlerdeki; “DİYANET’İN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI’nı da, okumanızı ve de beğendiklerinizi, çevrenize ve dostlarınıza da tavsiye etmenizi özellikle rica ederim... Selâm ve dua ile.
21/02/2012 Mürsel Münevveroğlu ([email protected] m)
surprizsite.com genel yayın yönetmeni Konak –İZMİR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.