Stilist
Tıraşın bedelini,berberin ücretini belirleyen şey nedir acaba hiç düşündünüz mü? Emek zahmet mi yoksa maharet meziyet mi?
Yer ve ortam önemli elbet. Tecrübe deneyim.. Eski kuşak, asırlık olanlar öyle ucuza tıraş etmezler. Yenilerse, gençliğin verdiği heyecanla sınır tanımazlar..
Tıraş olduğum bir genç,abi müşteri farklı farklıdır. Kimisi ilgiye alakaya,kimisi sohbete muhabbete,kimisi temizliğe titizliğe kimisi de paraya pula gelir demişti.
Yani üç kuruş ucuza tıraş yaptığınızda kaçmaz, sürekli müşteriniz olur o kişi demişti.
Tabi tıraş da ona göre olur şüphesiz. Siz üç kuruştan kaçınıyorsanız berber de ona göre makas atar elbet demişti..
Ücreti belirleyen bir diğer husus da sıklığı ya da seyrekliği saçın. Gürlüğü ve zayıflığı..
Bazen zaten üç tel saçınız var bu kadar ücret mi denilir ya esas işin zorluğu orada.
Az olanı ayarlamak,hizalamak dengelemek o kadar kolay değil. Ustalık orada. Maharet ve meziyet orada.
Bence kesim tam bir tasarım işi. Çok üzerinde durulmuyor ama bu bir estetik anlayış meselesi.
Bir kere ezbere tıraş olmaz. Makası nasıl atacağınız,nerelere nasıl gireceğiniz önemli. Derinden mi yüzeyden mi,hatur hutur mu, kıtır kıtır mı?
Kimisi bir anda giriyor ve en dipten kavlatıp atıveriyor. Oysa dediğim gibi bu bir estetik ve tasarım işi. Bir başka tabirle stilist işi..
Berber bir kere gözlemleyecek müşterisini.Boy pos,kafa şekli,yaş baş,meslek..Piyasa adamı mı yoksa şirket elemanı mı?Memur mu,üniformalı mı?
Bunlar hep belirleyici hususlardır.
Anlatılanlar ışığında tercihim mi?
Sıkılmazsanız anlatayım size..
……………………
Kısa kesim,açık ense,sık tıraş. Sadece saç, ayda yılda bir sakal...Az konuşan, tek çalışan,çırağı ve ortağı olmayan berber..Ücretse tarifedeki rakam. Belediyenin koyduğu rayiç.
Bu konudaki tecrübelerim mi?
Bir seferinde dalmışım,ayıktığımda favorilerimden birisinin yukardan, kulak hizasından alınmış olduğuydu. Oysa ne kısa ne uzun olur benimki,yıllardır anlayışım ve tarzım bu? İş işten geçmişti. Çözümsüzdü,yapılacak bir şey yoktu. Mecburen diğerini de ona ayarlatmak durumundaydım.
Bozuldum ama hissettirmedim. Kusur bizdeydi genç ve toy birisinin önüne oturmuştum.
……………
Sıkça yer değiştirdiğimiz için tarzımıza uyar adamı bulmak zaman gerektiriyor elbette.
Bir iki deneyim sonrası karar kılıyoruz birisinde.
Yeni tayin olduğum yerde ilk tıraşım ve sıra bekliyorum. Beş altı yıl önce. Tıraş olan beş lira uzatıp gidiyor, bereket versin diyor berber ve atıyor cebe.
Kesim tamamlandıktan sonra bütün para uzatıyorum ki içerisinden dilediği kadarını alsın diye..
Önce biraz tereddüt geçiriyor,alacağını kestirmekte zorlanıyor ve nihayetinde diğerlerinden aldığının iki katını kesip paranın üzerini iade ediyor.
Herkesi beşe keserken benimki ona.
Ertesi günü iş yerinde konu ediyorum. Arkadaş memlektinizde tıraş kaç kuruş diye soruyorum.
Rakamı soruyorlar.
On lira.
On lira mı?
Evet on lira.
Peki sadece saç mı,yoksa saç sakal mı?
Sadece saç.
Yıkama fönleme?
Hayır hiçbiri?
Yahu dediler on liraya biz aile boyu tıraş oluruz,ben sadece saç olursa üç,saç sakal olursa beş lira veriyorum.
……………….
İşte bir memleket gerçeği daha.
Bizi uçar göçer müşteri olarak görmüş ve hesabı kesmişti berber.
Oysa kanaatkar olsa biz daimi müşterisi olurduk şüphesiz.
Kaybetti bizi.
Başkasına kaptırdı. Daha kanaatkar olana.İşini daha düzgün yapana. Kaybeden kim peki
Ben mi, o mu?
Bakın kanaatkar insanlar ne güzel geçinip gidiyor. İşleri ne kadar da rast gidiyor.
Diğerleri ise ha bire sızlanıyor, yakınıp duruyor.
İşini düzgün yapan meslek erbapları üstelik bir de geçim ehli oluyorlar…
Kemal GÜL
27.01.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.