- 653 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN KİMİM ?
Ben belki sana göre bu yazıyı okumaya değer bulmadığın biri,kimbilir
belki bir ukala belki aptal,belkide satırlarda çıkar uğruna komedyenlik yapan laf ebesi
veya vs,vs..evet ben oyum hertürlü vesaire,ama bu yazıyı okuyup bitirip öyle bir-
karara varman gerekmezmi,belki senin işinede yarayabilirim.
buraya kadar bişey anlamadın değilmi.?
hatta ne anladığını sana söyleyim mesela tuzak kurup malını satmaya çalışan pazarlamacı veya okunmaya bile değmez üç,beş saçma satırlar,tamam onada amenna
ben kimim.?
hiç bişey bazen bu düşünceyi bende kendime soruyorum,ben hiç bişeyim ama
bişey olmaya bu satırlarla başlamak istiyorum
ne iş olursa yaparım bedelde istemem ama bu yazdıklarıma samimi olarak inanıyorsan.
evet bir apartman da boğazı tokluğuna bir kapıcı olmak bahçeyle uğraşıp güllerin ağaçların,çiçeklerin güzelliğini hazzını duymak,değer bilen insanlara hizmet etmek bana göre bir küçüklük değildir,çünki o kadar zamanımızda bu değerler kaybolmuşki
aslında bu işi severek yapardım..
bak burada bu yazıyı okuyorsan,bir zamanlar belkide bende senin gibi, senin aradığını arıyor olabilirim ve öyleydide,ama hiç birimiz ne aradığımızı söyledik nede aradığımızı bulduk.
belki bir zaman geçirme belki bir candan sevgi sevgili,arakadaş belkide bir sohbet-
yoldaşı aradık.
biraz daha ileri giderek belki,belkide aileden gizli bir cinsel kaçamak arkadaşıydı burada olmamızın nedeni.
belki? o kadar belkiler varki,o hayal ettiğimiz umduğumuz kadarın sınırı yoktur.
evet ilk önceleri bende buna benzer düşüncelerle net denilen zamane aracını kullananlardanım ve bak hala buradayım.
bu zaman aletini ilk öğrendiğim zamanlar o kadar karışık duygular içindey`dimki
net denen bu araçtan yararlanmayı bende düşündüm ve bu sayede o kadar kişiler
tanıdım o kadar şeylere şahit oldumki.
belki,belkide bu satırlara ihtiyaç duymamamın bir nedeni bu olabilir..
arkadaşlarla konuşa,konuşa yazışa yazışa elekten elenenler dışında bir kaç tane arkadaşa gerçekten ulaştım.
ama sanal deyip geçmeyin,insanlarla arkadaşlarla yazışmak,konuşmak gerçekten kendi kimliğini karşındakinin niyetinide anlayabilirsin ve öylede oldu.
bunların içinde birine o kadar bağlandımki ben yasak o yasak ama gönül yasak dinlemedi.
gel zaman git zaman 4 yıl bu yasak devam etti.
ve gerçekler meydana çıkıpta herşeyin gerçeğine dönülmesi gerekildiğinde
işte o zaman herşey koptu ve dağılan iki aile geride kalan aile bireyleri kaldı
gerçi konumuz bu değildi ama bu konudan dolayı aptal olabilirim,kör olabilirim
bilinçsiz olabilirim ama burada benim gerçeğim bağlanmak ve gerçekten sevmekti
tüm değerlerime ters düşsemde onları hayatımızdan atacak kadar çok bağlanmamaktı
bu konuyuda kapatalım,yalnız bir tek şeye değinmeden geçemicem
eğer diyorum gerçek anlayan seven yanında mutlu olunan yanında mutlu olan biri-
için herşeyi feda etmek bencillikmi aptallıkmı ihanetmidir.?
bu şıklardan hangini yakıştırsanızda,ben gerçek sevgi için kendimi feda ederim
hala`da bu düşüncedeyim,tabiiki arkanda o değerlerin saygınlığını yitirsemde
o değerleri yitirmeyerek unutmayarak,bu konuda beni çoğunluk haksız bulabilir ama
mutluluk sevgiye aç bir insan o mutluluğu tattığında tek düşücesi onu kaybetmemektir
bir sevgi,bir sevgili bir gerçek dost bir can yoldaşı o kadar zor bulunuyor o kadar
az kazanılılabiliyorki bunu yaşayarak biliyorum.
yazının ilk satırlarına dönerek,varmı böyle biri diyorum.?
yanında dünyadan vazgeçilerek zamanı durdurabileceğin değer bir sevgi,yaslanabileceğin bir omuz okşayabileceğin bir tutam saç teli.
varmı acaba bir öksüzün başını okşar gibi,bir çocuğun şevkat duyar gibi,yalnızlığında
bir anne şevkati duyduğun mutluluğunda içini kıpırdatan bir sevgin varmıdır.?
senden ayrıyken ne yapıyor diye kaygı duyduğun biri,hasta olduğunda keşke onun yerine ben hasta olsaydım denilen,işte böyle sevgiye neden kendimi adamayayım.?
ama,ama yok olmadı.
bunlar sadece güzel düşüncelerdi,bir kaç güzel anıdan başka bişey kalmadı
bu konudada düşüncemi yineleyerek acaba tekrar diyorum,tekrar aynı şeylerle karşılaşsam yinede,yinede aynı şeyleri yapardım..
birazda dostluğa değinelim bu konuda kendimi şanslı hissedenlerdenim ama en büyük yanılgım bu konuda oldu.
tıpkı sevgi gibi güvendim,bağlandım sırrımı açtım derdimi paylaştım derdine kendi derdimi bırakıp koştuğum bir kaç kişi oldu,ağabeylik yaptım babalık yaptım bu rolü üstlendim ama yanlışlarını dile getirdiğimde,gördüğümde bunların nedenini araştırıp
sorduğumda tek tek beni terk ettiklerine yanmıyorum can dostları can düşmanı oldu.
insanlar bu tecrübeleri yaşamadan anlayamıyorlar,ama ben yaptıklarımdan hiç bir zaman pişman olmadım pişmanlık duymadım o değere layık olmasalar bile tek pişman
olduğum o anda onları sessiz sedasız bırakmamamdı,çünki değer verdiklerim,efor sarfettiklerim sahip çıktıklarımın gerçek yüzleri meydana çıktıklarında nedenini sormam bir yanlıştı,belkide bu konuya dahil eski dost,can dost küçük kardeş veya evlat olarak bildiklerimden birileri bu yazıyı okuyabilir ihtimaliyle onlara ithaf olarak yanlışımı belirtmek istiyorum,olduğunuz gibi bırakamadığım için suçluyum bu konuyuda bir düşüncemle noktalamam gerekirse diyorumki ailesine bile açıklanmayan sırları paylaşan dost acıyı tatlıyı derdi paylaşan can dost benim içim yanarken rahat olmayan kendi derdini hiçe sayıp benimle ilgilenen arkadaş vs bir tebessümle derdimi unutturan dost nerdesin geçmektedir o zaman varmıdır bu gerçek eğer varsa gel canımı sana feda edeyim..
insanlara ön yargılı davranmak,küçümsemek horlanmaması gerekir.
köşe başındaki balyyci,insanların hayatını hiçe sayarak maddiyat uğruna çarpan kapkaççı,sokaktaki anlamsız hareketlerde bulunan derbeder deli diye sınıflandırılan insanlar,yoldan geçerken olağan dışı hareketlere muzdarip tik yapılı insanlar
ve hayattan yorulan sessiz çehrelerdeki dünya bıkkını insanlar,dilenciliği meslek alışkanlık haline getirenin aksine cebinde ekmek parası bulunmayıp gururundan kıvranıp aç kalıp, kimsenin görmediği zamanlarda çöp varillerinde nefsini körlemeye çalışan garibanlar.
evet bunlar hep bizim insanlarımız,belkide yakınlarımız.
keşke diyorum keşke onlara ekmek onlara ilaç,onlara çare olabilsek.
ben insanım/ki kendimi öyle hissediyorum insan kalmaktır amacım,insanlıktan yansada canım bu uğurda aksada kanım,değer yeterki ulaşsın amacım.
satırlarıma son vermeden
kimseden sevgi
kimseden ekmek
kimseden yardım
beklemiyorum,gerçek sevgiyi gelin gerekene, ekmek gerekene,yardımlarımızı esirgemeyelim,anlaşılmasada zamane devirde,hiç değilse vijdanlarımız temiz ve rahat olsun..
elimizden geleni yaptık ancak bu kadara gücümüz yetiyor diyelim.
ama ben,sen sevgi dostlar arkadaşlık sizce bir araya gelindiğinde başarılmayacak iş aşılmayacak bir zorluk varmıdır
sevgiliye,dosta hakedene selamlar saygılar olsun.. Ben belki sana göre bu yazıyı okumaya değer bulmadığın biri,kimbilir
belki bir ukala belki aptal,belkide satırlarda çıkar uğruna komedyenlik yapan laf ebesi
veya vs,vs..evet ben oyum hertürlü vesaire,ama bu yazıyı okuyup bitirip öyle bir-
karara varman gerekmezmi,belki senin işinede yarayabilirim.
buraya kadar bişey anlamadın değilmi.?
hatta ne anladığını sana söyleyim mesela tuzak kurup malını satmaya çalışan pazarlamacı veya okunmaya bile değmez üç,beş saçma satırlar,tamam onada amenna
ben kimim.?
hiç bişey bazen bu düşünceyi bende kendime soruyorum,ben hiç bişeyim ama
bişey olmaya bu satırlarla başlamak istiyorum
ne iş olursa yaparım bedelde istemem ama bu yazdıklarıma samimi olarak inanıyorsan.
evet bir apartman da boğazı tokluğuna bir kapıcı olmak bahçeyle uğraşıp güllerin ağaçların,çiçeklerin güzelliğini hazzını duymak,değer bilen insanlara hizmet etmek bana göre bir küçüklük değildir,çünki o kadar zamanımızda bu değerler kaybolmuşki
aslında bu işi severek yapardım..
bak burada bu yazıyı okuyorsan,bir zamanlar belkide bende senin gibi, senin aradığını arıyor olabilirim ve öyleydide,ama hiç birimiz ne aradığımızı söyledik nede aradığımızı bulduk.
belki bir zaman geçirme belki bir candan sevgi sevgili,arakadaş belkide bir sohbet-
yoldaşı aradık.
biraz daha ileri giderek belki,belkide aileden gizli bir cinsel kaçamak arkadaşıydı burada olmamızın nedeni.
belki? o kadar belkiler varki,o hayal ettiğimiz umduğumuz kadarın sınırı yoktur.
evet ilk önceleri bende buna benzer düşüncelerle net denilen zamane aracını kullananlardanım ve bak hala buradayım.
bu zaman aletini ilk öğrendiğim zamanlar o kadar karışık duygular içindey`dimki
net denen bu araçtan yararlanmayı bende düşündüm ve bu sayede o kadar kişiler
tanıdım o kadar şeylere şahit oldumki.
belki,belkide bu satırlara ihtiyaç duymamamın bir nedeni bu olabilir..
arkadaşlarla konuşa,konuşa yazışa yazışa elekten elenenler dışında bir kaç tane arkadaşa gerçekten ulaştım.
ama sanal deyip geçmeyin,insanlarla arkadaşlarla yazışmak,konuşmak gerçekten kendi kimliğini karşındakinin niyetinide anlayabilirsin ve öylede oldu.
bunların içinde birine o kadar bağlandımki ben yasak o yasak ama gönül yasak dinlemedi.
gel zaman git zaman 4 yıl bu yasak devam etti.
ve gerçekler meydana çıkıpta herşeyin gerçeğine dönülmesi gerekildiğinde
işte o zaman herşey koptu ve dağılan iki aile geride kalan aile bireyleri kaldı
gerçi konumuz bu değildi ama bu konudan dolayı aptal olabilirim,kör olabilirim
bilinçsiz olabilirim ama burada benim gerçeğim bağlanmak ve gerçekten sevmekti
tüm değerlerime ters düşsemde onları hayatımızdan atacak kadar çok bağlanmamaktı
bu konuyuda kapatalım,yalnız bir tek şeye değinmeden geçemicem
eğer diyorum gerçek anlayan seven yanında mutlu olunan yanında mutlu olan biri-
için herşeyi feda etmek bencillikmi aptallıkmı ihanetmidir.?
bu şıklardan hangini yakıştırsanızda,ben gerçek sevgi için kendimi feda ederim
hala`da bu düşüncedeyim,tabiiki arkanda o değerlerin saygınlığını yitirsemde
o değerleri yitirmeyerek unutmayarak,bu konuda beni çoğunluk haksız bulabilir ama
mutluluk sevgiye aç bir insan o mutluluğu tattığında ten düşücesi onu kaybetmemektir
bir sevgi,bir sevgili bir gerçek dost bir can yoldaşı o kadar zor bulunuyor o kadar
az kazanılılabiliyorki bunu yaşayarak biliyorum.
yazının ilk satırlarına dönerek,varmı böyle biri diyorum.?
yanında dünyadan vazgeçilerek zamanı durdurabileceğin değer bir sevgi,yaslanabileceğin bir omuz okşayabileceğin bir tutam saç teli.
varmı acaba bir öksüzün başını okşar gibi,bir çocuğun şevkat duyar gibi,yalnızlığında
bir anne şevkati duyduğun mutluluğunda içini kıpırdatan bir sevgin varmıdır.?
senden ayrıyken ne yapıyor diye kaygı duyduğun biri,hasta olduğunda keşke onun yerine ben hasta olsaydım denilen,işte böyle sevgiye neden kendimi adamayayım.?
ama,ama yok olmadı.
bunlar sadece güzel düşüncelerdi,bir kaç güzel anıdan başka bişey kalmadı
bu konudada düşüncemi yineleyerek acaba tekrar diyorum,tekrar aynı şeylerle karşılaşsam yinede,yinede aynı şeyleri yapardım..
birazda dostluğa değinelim bu konuda kendimi şanslı hissedenlerdenim ama en büyük yanılgım bu konuda oldu.
tıpkı sevgi gibi güvendim,bağlandım sırrımı açtım derdimi paylaştım derdine kendi derdimi bırakıp koştuğum bir kaç kişi oldu,ağabeylik yaptım babalık yaptım bu rolü üstlendim ama yanlışlarını dile getirdiğimde,gördüğümde bunların nedenini araştırıp
sorduğumda tek tek beni terk ettiklerine yanmıyorum can dostları can düşmanı oldu.
insanlar bu tecrübeleri yaşamadan anlayamıyorlar,ama ben yaptıklarımdan hiç bir zaman pişman olmadım pişmanlık duymadım o değere layık olmasalar bile tek pişman
olduğum o anda onları sessiz sedasız bırakmamamdı,çünki değer verdiklerim,efor sarfettiklerim sahip çıktıklarımın gerçek yüzleri meydana çıktıklarında nedenini sormam bir yanlıştı,belkide bu konuya dahil eski dost,can dost küçük kardeş veya evlat olarak bildiklerimden birileri bu yazıyı okuyabilir ihtimaliyle onlara ithaf olarak yanlışımı belirtmek istiyorum,olduğunuz gibi bırakamadığım için suçluyum bu konuyuda bir düşüncemle noktalamam gerekirse diyorumki ailesine bile açıklanmayan sırları paylaşan dost acıyı tatlıyı derdi paylaşan can dost benim içim yanarken rahat olmayan kendi derdini hiçe sayıp benimle ilgilenen arkadaş vs bir tebessümle derdimi unutturan dost nerdesin geçmektedir o zaman varmıdır bu gerçek eğer varsa gel canımı sana feda edeyim..
insanlara ön yargılı davranmak,küçümsemek horlanmaması gerekir.
köşe başındaki balyyci,insanların hayatını hiçe sayarak maddiyat uğruna çarpan kapkaççı,sokaktaki anlamsız hareketlerde bulunan derbeder deli diye sınıflandırılan insanlar,yoldan geçerken olağan dışı hareketlere muzdarip tik yapılı insanlar
ve hayattan yorulan sessiz çehrelerdeki dünya bıkkını insanlar,dilenciliği meslek alışkanlık haline getirenin aksine cebinde ekmek parası bulunmayıp gururundan kıvranıp aç kalıp, kimsenin görmediği zamanlarda çöp varillerinde nefsini körlemeye çalışan garibanlar.
evet bunlar hep bizim insanlarımız,belkide yakınlarımız.
keşke diyorum keşke onlara ekmek onlara ilaç,onlara çare olabilsek.
ben insanım/ki kendimi öyle hissediyorum insan kalmaktır amacım,insanlıktan yansada canım bu uğurda aksada kanım,değer yeterki ulaşsın amacım.
satırlarıma son vermeden
kimseden sevgi
kimseden ekmek
kimseden yardım
beklemiyorum,gerçek sevgiyi gelin gerekene, ekmek gerekene,yardımlarımızı esirgemeyelim,anlaşılmasada zamane devirde,hiç değilse vijdanlarımız temiz ve rahat olsun..
elimizden geleni yaptık ancak bu kadara gücümüz yetiyor diyelim.
ama ben,sen sevgi dostlar arkadaşlık sizce bir araya gelindiğinde başarılmayacak iş aşılmayacak bir zorluk varmıdır
sevgiliye,dosta hakedene selamlar saygılar olsun..
Ali kılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.