ÖDÜNÇ UMUT VERSENE
İnan ki öderim asla borçlu kalmam. Ama şu ara umuda çok ihtiyacım. Yoruldum, hırpalandım ve tüm umudumu yitirdim dostum. Yalancı baharlara benzeyen yalancı insanlar tanıdım; karakış gibi buz yürekleri vardı. Ve o buz yürekleri eritsin diye onlara umut dolu sevgiler verdim. Buz yürekler yerine umutlarım eridi. Yeniden dedim, tekrar tekrar denedim ama olmadı. Her defasında umutlarım tükendi. Hayata sıkıca sarıldım ve umudumu kendime yoldaş kıldım. Öylesine umut doluydum ki dostum hiç esirgemeden hep dağıttım. Her zaman, her şartta, herkese, hep umut dedim umut verdim. Fakat kadersiz miyim - şansız mıyım yoksa yaşama özürlü bir beceriksiz miyim hala anlayamadım. Neye elimi uzatsam kırıldı. Neye heves etsem yarım kaldı. Neyi çok istesem hep uzağıma düştü. Umutlarım kırıldı, ben kırıldım. Ama yıkılmadım. Hala inatla ayaktayım ve ayakta kalmak için var gücümle çabalayacağım. Ama umudum yok be dostum. Hiç umudum kalmadı. Lütfen bana biraz ödünç umut versene. En kısa zamanda geri öderim sana söz. Hatta ne kadar fazlasını istersen onu da veririm. En yüksek faizden hesapla kabulüm. Ama acele et, çok dardayım. Hadi durmasana, sesime ses versene bana ÖDÜNÇ UMUT VERSENE …
NEGİF / FİGEN