- 505 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLARINIZI SİRKLERE GÖTÜRMEYİN .İŞGENCEYE SEYİRCİ KALMAYIN
Bugüne kadar kendi çapımızda çeşitli kampanyaları ya kendimiz düzenledik imkanlarımız dahilinde ya da düzenleyenlere tam destek verdik elimizden geldiğince.
Bu desteklediğimiz kurumların en önemlilerinden biri de Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP)
En hassas olduğumuz konulardan biri, dünya üzerinde birlikte yaşadığımız diğer canlı türleri.
Hayvanları sevmenin , evinde kedi ya da köpek beslemekten çok daha fazlası olduğu bilincini yayma konusunda da bir misyonumuz olduğunu düşünerek ,sosyal medyada ve HAYTAP kampanyalarına gönüllü destek verenlerden biri olarak ,şunu belirtmeliyim ki , bizler yaşayan her canlıya aynı hürmetle bakamadığımız sürece ,insan olma yolculuğumuzda yol kat etmiş olmayacağız.
Türkiye’de hayvan hakları 2004 yılında çıkarılan yasa ile koruma altına alınmıştır. Hayvanların, doğanın onlara tanıdığı yaşama haklarını korumak için gerekli hükümler yasal güvenceye alınmış ve bu hükümleri ihlal edenlere çeşitli cezalar verilmesi öngörülmüştür. Ancak bunun ne kadar yetersiz olduğunu görüyor ve’ kabahat değil suç sayılsın’ diye yapılan girişimlerin sonuçsuz kalışını üzülerek izliyoruz.
Ve gelelim bugünlerde gündemimizde olan konuya. Aslında yıllardır kanıksadığımız , çocuklarımızla hafta sonu etkinliği diye biletler alıp iki saati keyifle geçirdiğimizi düşündüğümüz hayvanlı sirklerden bahsediyorum.
Sizler belki o gülümsüyormuş gibi görünen hayvanların gösteri dünyasındaki hayatlarından memnun olduklarını düşünebilirsiniz.Çocuklarımız gerçekleri bilmediği için ellerinde atıştırmalıkları heyecanla izleyebilirler bu gösterileri.
Fakat işin aslının böyle olmadığı çocuklarımıza ve onları bu sirklere götüren büyüklere anlatılmalı.
Sirklerin parlak perdelerinin ardında ,eğlendirmeye mahkum hayvanların çaresizliği vardır. Kırbaç ,dar tasma ,elektrik şoku ,ağızlık ,çelik kancalı sopa ve diğer acı veren yöntemler.
Ve yunus parklarına çocuklarınızı asla götürmeyin. Onlara işin gerçeğini anlatın lütfen.
Pek çoğunuz Flipper hikayesini bilir ama hikayenin gerçek sonunu bilmez.Bu sevimli yunus ,film çekimlerinde intihar etti. Yunuslar intihar edebilirler mi diye düşünebilirsiniz. İnsan yapısının aksine yunuslar nefes alıp verebilmelerini kontrol edebiliyorlar yani istemli nefes alıp veriyorlar. Yunuslar yakalandıklarında ve doğal ortamlarından koparıldıklarında istemli olarak nefes almaya son vererek intihar edebiliyor. Flipper adlı filimin çekimlerinde kullanılan beş yunustan biri eğitmeni Ric O’Barry’nin kollarında intihar etti.
. Talebe göre işler sistem . Siz talep etmezseniz kendiliğinden yok olmaya mahkumdur bazı insanlık dışı uygulamaların olduğu eğlence sektörleri de. Aldığınız her bilet tüm sirk hayvanlarının ömürlerini zincirli kafesler arasında adeta cezaevi ortamında geçirmesine neden olmaktadır.
Okulların kapanmasına iki ay gibi bir süre var . Ve Şu önümüzdeki aylar hayvanlı sirklerin şehir şehir gezip gösteri düzenledikleri bir dönem. Ve dün önüme kocaman bir afiş geldi. Şehre gelecek olan sirk ile ilgili.
Şunu aklımızdan çıkarmaz ve çocuklarımıza da bunu aşılarsak bu gösterilerin zamanla yok olacağını ümit ediyoruz.
Sirk ve gösteri merkezlerindeki hayvanları izlerken göremeyeceğiniz tek şey, doğalarından koparılmış ve yaşamları boyunca hapsedilmiş hayvanların yıllardır çektiği acı ve ızdıraplardır. Her canlı kendi doğal ortamında yaşamalı ve doğanın başına gelmiş en büyük felaket olan insanoğlundan işgence görmeden hayatını sürdürmelidir.
Sevgidir bizim temel felsefemiz. Ve onlarında bizden talebi farklı değil.
YORUMLAR
Çok hoş ve tam isabet. Umarım en azından bu yazıyı okuyanlar gereğini yaparlar. Tebrikle.
Gülşen Kazgın
Umuyoruz biz de. Ve talep azaldıkça umudumuz artacak. Teşekkürler ilginize.